Kayıtlar

destek etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Duygusuz İnsan...

Resim
Varlığını nefes olarak bildiklerin kırık bir ezgiyi bıraktıklarında yüreğinde anlarsın insanın insanı israf ettiğini, kırıntılarına dahi acımadan basıp geçtiğini. Hiç kimse duygusuz olarak dünyaya gelmez, itinayla tüm iyi niyetlerin, güzelliklerin, umutların, sevmek ve sevilmek gibi tüm insani duyguların etrafındaki insanlar tarafından hallaç pamuğuna döndürülmesiyle duygusuzluğa doğru ilerlemeye başlar. Robot değiliz her an, her saniye aynı duygularla yaşayamayız, bugün kırmızıyı seven sonrasında sevmeyebilir bu normaldir. Bazen duygusuz olarak gördüğümüz insan aslında duygusal olabilir, güçlü görünme çabasından etrafındaki kişiler kalbinde nasır olduğunu düşünebilir. Toplumdaki duygusuz, acımasız insanlar belkide aşırı duygusal olup yaşadıkları duygusallığın, iyiliğin, kötü tecrübelerin sonrasında o hale gelmiştir. Yani duygusallığın zıt koşullanmasının, kişiler arası ilişkilerde yaşanan zincirleme tepkinin bir sonucudur böyle görünmesi belki. Kimse bana bir şey olmaz demesin

ÖNYARGI..!

Resim
Kimse kimsenin insanlığını yargılayacak kadar insan değildir. Önyargılar pranga gibidir kırmak şarttır. Söz konusu cahil insanlar olunca önyargı da hazırında bekler. İnsanlar sadece önyargılardan ibaret oluyorlar bazen ama bilmiyorlar ki, kalp sızısı, neşe, sevinç, hüzün, azim vs. bir insanın hayatı. Benim hayatımı gör çaresizliğe nasıl sabır denilirmiş o zaman anlarsın. Benim sustuğum gibi sus o zaman beni yargılamaktan vazgeçip beni anlayabilirsin. Beni yargılamak istiyorsan ilk önce hissettiklerimi hisset, yaşa ve gör kısaca. Kim bilebilir kimin neler yaşadığını ancak insanın kendisi bilir neler neler yaşadığını. İnsanoğlu bu kendi açığını görmez ama başkalarının açığını aramaktan da geri duramaz. İnsan bazen anlamaya çalışmadan önce yargılama yoluna başvuruyor, seçtiği en kolay yollardan birisi bu çünkü, daha çok işine geliyor. Bir başkasının kabahati hakkında konuşmadan önce daima kendi çarığının içine bakacaksın. Önyargı insanların hayatlarının önüne çektiği kocaman, yıkı

GÜÇLÜ KADIN OLMAK...

Resim
Güçlü kadın sevilmez… Güçlü kadın çekilmez… Onun tek suçu, güçlü olmaktır… Her attığı adımda sağlam yere basar. Faturalarını ve ev kirasını kendi öder, arabasını kendi kazandığı parasıyla alır. Zor durumda kaldıysa telefona sarılıp yardım istemek yerine, önce oturup “ne yapabilirim?” diye düşünür. Kendine olan öz güveniyle birlikte içindeki heves ve istek ona başarıyı getirir, hiç pes etmez, hep inanır, kaybetse de üzülmez, çünkü güçlüdür... Güçlü kadınlar sevilmez... Onları terk etmek kolaydır... Çocuğu olsa bile o güçlü bir kadındır ve başının çaresine bakabileceği için pek de umursamaz. Güçsüz (zayıf) kadın; çevresindeki insanlara bağlıdır. Hep yardıma ve sevgiye muhtaçtır. Ona araba, mücevher alındığında hoşuna gider... En ufak bir sorunda telefona sarılıp yardım ister... Güçsüz kadınlar terk edilemez... Çünkü o yalnız yaşamaya alışık değildir... Kendi ayakları üzerinde duramaz, muhtaçtır... Güçlü kadınlar, çekilmez... Çünkü çakma kadınlar; rakip görür, komplekse girer,