Kayıtlar

denklem etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Teoloji Mi Felsefeyi Kapsar? Felsefe Mi Teolojiyi?

Resim
Felsefe bir bilim değildir, bütün bilim dallarına su taşıyan devasa bir nehirdir. Teoloji'ye din bilimi veya ilahiyat diyebiliriz. Basit bir denklem ile felsefe ve teolojiyi sorgulayanlar ile sorgulamadan inananlar olarak özetleyebiliriz. Dinde kalıplaşmış şartlar vardır, felsefe sorgular ve kalıpların dışına çıkar. İnancı zedelememek adına dinin felsefeyi engellemeye çalışmasıda normal. Herkes felsefeyi uygulayamaz. Birçok görünen, bilinenin, üstüne görünmeyen, bilinmeyenlerin de hesabını yapmaktır felsefe, oku öğren der dini temsil etmeye çalışanlar da bu yüzden felsefeyi engeller. Felsefe bilim dalı değildir. Din felsefesi de bilim dalı değildir. Teoloji diye bir şey sonradan uydurulan bir kavramdır. Eğer din bilim olsaydı amacından sapardı. Kanıt inancı öldürür, inanç gönülden bağlılık ile olur. Bilim ise somut olgular ile çalışır. Teoloji felsefenin konusudur ama sadece konuştuğu ve soru sorduğu bir alandır. Aslında din felsefesiyi de kapsayan geniş bir yelpazedi

Bilgi Hasadı...

Resim
Tüm kalıplardan ve kurallardan arınmak için bilgi arzusunu kendi tekeline alan sistemlerde çatlaklar yaratmak zaruri bir mesele haline gelir. Bilgiye sorgulayarak ihtimalleri çoğaltarak, bağımsız bir merak dürtüsü, kalıplardan, tabulardan, kurallardan arınmış tertemiz bir vizyon sahibi olarak ulaşılır. Herakleides döneminde anlam kazanan PHİLOSOPHİA deyiminin anlamı; durup dinlenmeden bilgiyi, doğruyu aramaktır. Düşünme, uygulama, deney vs. ile burada varılmak istenen doğru ve gerçektir. Temeli İonia'da atılan felsefenin hiç durmadan aradığı şey budur. Hedefe empirik bir yol (Sokrates) ile mi, yoksa kendi düşünce dünyamıza çevrilerek mi, ulaşırız? Kendi iç dünyamıza evrilmek ve empirik yol ile bütünleşme bu konuda yararlı olacaktır. Platon görüşüne göre, felsefe yapmak felseficilerin, yönetmek yöneticilerin, savaşmak askerlerin göreviydi, bu da belli bir kast yapısı oluşturuyordu. Bu anlayış bugünde farklı düzeylerde devam etmektedir. Fikrimce bilgiye ulaşabilmek iki kavram

Matematik Öğrenemeyen İnsanlar

Resim
Maksimum kaliteye minimum sürede ulaşmaya çalışıyoruz. Bunu yaparken de birimlerden birine ya ödül puanı yada ceza puanı ekliyoruz. Okullarımızda verilen eğitim kazanım odaklı ve sürecin değerlendirilmesi maalesef ki çoğunlukla çoktan seçmeli sınavlarla yapılıyor. Bundan dolayı hem sayısal, hem sözel derslerde sürece, sebep / sonuç ilişkisine öğrenci de, öğretmen de çok önem vermez, veli ise hiç önem vermez. Bir okulda olabildiğince çok kaliteli eğitim vermeyi hedefliyorsun ama veremiyorsun, çünkü yeterli zamanın yok. Peki neden yok? Çünkü zaman paradır. Eğitim sürecinde eğitimi bitirmelisin ki kişiler para üretebilsinler o parada dönüp dolaşıp tekrar sana geri gelebilsin. Bu yüzden eğitim sürecinde öğrencileri sıkar insani gereksinimlerini göz ardı ederler, bunları yapanları tembel ve işe yaramaz olarak nitelendirirler. Sonuçta okuyanlar da okumayanlar da ideal köle olurlar. Denklem ortada, matematik ortada kendimizi kandırmaya gerek yok. Yetişen gençleri nereye atayacak, ön