Hayatımızın sonunda kendimizi alkışlayabilelim



Çocukken hissettiğimiz, yaşadığımız masumiyeti büyüdükçe maruz kaldığımız kötü deneyimler, tecrübeler, arkadaşlıklarla yitiriyoruz. Gönül gözümüz hayatın bize sunduğu saçma sapan oyuncaklarla köreliyor. Zaman içinde pek çok manevi duygular benliğimizi, ruhumuzu terk ediyor. Mutlu olmayı, sevgiyi, şefkati unutuyoruz. Yada çocukluk duygularımızı, saflığımızı, temiz yüreğimizi, olgun yaşlarımızda yaşamaktan çekiniyor veya korkuyoruz. Aslında bırakacağız korkularımız bizden korksunlar, yaşlanacak olan sadece bedenlerimiz olsun, ruhlarımız özgür kalsın, hep çocuk kalalım saf, temiz ve sevgi dolu. Hayatı öyle bir yaşayalım ki sonunda kendimizi alkışlayabilelim. İnsan kendisinin farkına varırsa, başlı başına bir dünya olduğunun, bu dünyanın içinde bir çok güzelliği barındırdığının da farkına varacaktır. Kendinden yola çıkarak her bir insanın da farklı bir dünya olduğunu ve herkesin içinde farklı bir bilge olduğunu da anlayacaktır.

İdam sehpasındaki Temel'e sorarlar; son isteğin nedir? Ha bu bana ders olsun.

İnsanlar kendilerinde olmayan meziyetleri, olmayan erdemlerini başka insanları karalamak ile yola çıkarsa akıbeti de düşünceleri olur. Şereften yoksun insanlar başkalarını şerefsizlikle suçladıkları zaman karşılarındaki her zaman kazanır. Kimsenin hayatını yargılamamak gerek. Çünkü hiç kimse kötü bir hayat yaşamak istemez. İyi insanlar her eksiği kapatmaya, her acıyı sarmaya meyillidirler yani insandırlar, dolayısıyla daha gamlıdırlar ve hep kanarlar. Olgun insan doğruya doğru, eğriye eğri diyebilen, aynı zamanda da uyumsuzluk içinde uyumu sağlamaya çalışan bir kişiliktir. İnsan duygularıyla ve onların dışa vurumuyla yaşayan bir varlıktır.

Kaderi yazan kalemin mürekkebi insanın kendi kalbinden akarmış der Hz. Mevlana. Bir şeyi çok istiyorsak, olması için dualar ediyorsak ve hala olmuyorsa ya o şey bizim için gerçekten hayırlı değildir yada sabretmeyi bilmiyoruz demektir. Belki istediğimiz şey olacak ama zamanı gelmedi veya olmaması bizim için daha hayırlı bilemeyiz ki! Bize düşen Mevla'mızdan hiç vazgeçmeden istemek, isterken de hep hayırlısını istemek. Allah her şeyin sahibi ve maliki, her şeye kadir, sonsuz kerem ve ihsan sahibi, yaratıcımız, bizi bizden iyi tanıyan, istediklerimizin hayır mı, şer mi olduğunu bilen. Ondan başka kime dayanabiliriz ki? Ondan başka kim sıkıntılarımızı giderebilir ki? Ondan başka kimden isteyebiliriz ki? Biz her işimizde hayırlısını isteyeceğiz. Sabır belki de sabrettiğin veya sabredebileceğin şeylerin en güzel adıdır. Çünkü sabır boyun eğmek değil mücadele etmektir. Olumsuz bakarsan kötüyü, olumlu bakarsan ve sabredersen iyiyi sevindirirsin. Kime yakın olmak istiyorsan her ikisi de senin elinde. Allah her zaman iyinin ve sabredenlerin yanındadır.

HÜLYA ÇAKICI 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Süleyman Demirel'den bir fıkra ile günümüz :)

Ayağınızdaki 6 Güçlü Nokta

Hayat Kişiye Özeldir