Kayıtlar

ÜLKELER etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Çevre Yasası

Resim
Günlük yaşamda belki hiçbir şey değişmeyecek, uyulursa doğa kirlenmeyecek ama fabrikaların zehirli atıklarını nehirlere, arazilere, denize dökmelerine göz yumulduğunu ve bunun için hiçbir yaptırımda bulunulmadığını da gözardı etmemek gerekiyor. Uygulanması zor olacak ve birçok konuda olduğu gibi yasalarda kalacaktır. Ülkedeki insanları bilinçlendirmedikçe bu yapılan değişimin etkisi olacağını düşünmüyorum. Çoğumuz yaşadığımız çevreyi temiz ve düzenli tutmamız gerekirken bunu yapmıyoruz. Parklardaki görüntüler çekirdek pislikleri, yollardaki sigara izmaritleri, pet şişeler, sakızın çiğnendikten sonra yere atılıp başka birisinin ayakkabısına yapışması veya diğer canlılara zarar vermesi, ormanlarda, okyanuslarda ve denizlerdeki durumlarla bu tarz örnekler çoğaltılabilir. Diğer ülkelerde de benzer durumlar mevcut ama bunu en aza indirgeyebiliyorlar, en azından insanları bu konularda eğitimle yada katı kurallarla ve iyi bir denetim mekanizması ile düzenin oluşmasını sağlayabiliyorlar.

İyi Ki Çok Param Olsaydı!

Resim
Bir çok ve birbirinden farklı sektörler toplu sözleşme konusunda anlaşmazlık nedeniyle greve gitti, bu grevler hızla milli güvenliği tehdit ettiği açıklaması ile ertelendi. İnsanlar maaşına zam istiyor çünkü geçim sıkıntısı yaşıyor. Grev erteleniyor az maaş alan çalışan alışveriş yaptığı marketi terk edip daha ucuzuna yöneliyor. Sonra mahalle marketi neden iflas ediyor diye konu başlığı açılıyor. Girdi, işlem ve çıktı döngüsü her açıdan ve her anlamda planlanmalı açık, boş, askıda hiçbir yer kalmamalı. Girdi ve çıktılar şirketlerin kar maksimizasyon hesabına göre ayarlanır. Bu döngüde eğitimden üretime kadar olan her şey olmalıdır. İnsanların ihtiyacı olmayan şeylere bile ihtiyaç duyma konusunda profesyonelleşmesi kapitalizmin klasik taktiğidir. Gereksiz üretim ise dünya kaynaklarını sömürmektir. O çok beğenip gıpta ettiğimiz ülkeler bunu yapıyor ve teknoloji kirliliği ile insanları doğadan iyice uzaklaştırıp düşünemeyen toplumlara çeviriyorlar. Çin gerçeği varken ortada bir

Emperyalizm kapitalizmin ilk aşamasıdır!

Resim
Yoksulluğun kaderle bir alakası yok. Dünyadaki yoksulluğun sorumlusu emperyalizm. Emperyalistler sömürdükleri ülkelerin devamlılığı için gelişmesini istemez olabildiğince geri bırakırlar. Emperyalizm kapitalizmin ilk aşamasıdır. Kapitalizmde hakim sınıf burjuvazi yani üretim araçlarının sahipleri zenginlerdir. İnsanlar yaşayabilmek için temel gereksinmelere ihtiyaç duyarlar. Kapitalizmde işçiler üretim araçlarından yoksundur, emeğini satarak burjuvazinin yani zenginlerin fabrikalarında çalışırlar. Temel gereksinmeleri için alın terlerini satar, sömürülürler. Kapitalistler yaşayabilmek için işsiz bir kitle bırakırlar, bütün kapitalist ülkelerde işsizlik vardır. Para biriminin yarattığı esarette refaha ulaşmak için paranın şart koşulmasından dolayı insanlar iyi şartlar altında yaşayabilmek uğruna kapitalizmin mecbur kölesi olup vakitlerinden çaldırıyorlar. Bu durumların düzelmesi ise adil düzen ve yasalarla mümkün ama kapitalizmin ve hukuksuzluğun dibine vuran ülkelerde bu duruml

Ufku görebilsek cesur olacağız...

Resim
Ülkeler siyaset izlerken hep değişen dünya düzenine veya değiştirmeye çalıştıkları dünya düzenine göre hamlelerini yaparlar. Sorgulanmayan her düşünce, her olay keşkeleri bol hayat tarzı olarak geri döner. Dünyanın ilk uygarlıklarından olan Etiyopya'da sınır şehirlerin birbirlerine nasıl düşman yapıldığı, biz olmadıkları için kendileri açken, susuzken nasıl başkalarının peşkeşlerine seyirci kaldıkları, koskoca bir kıtanın nasıl talan edildiği... Tarih tekerrürden ibaret balık hafızalı, cahil topluluklar yüzünden bu tekerrür. Cahili kandırmak kolay, bildiğinden döndürmek zordur. Akıl sınırı olmayanın dil sınırı hiç olmaz, böylelerinin vereceği fayda konuşmamak ve var olmamaktır. Uygar dünyayı inşa edeceğiz diyenler en başta vahşeti yaratıyor ve sözde uygarlıkların çıkarlarına hizmet etme halinde şekillendiriyorlar. İnsanoğlunun ilkel halinde şimdiki düzeydeki saldırganlık dürtüsü yokmuş. Toplumsal yaşamla üst yapının şekillendirdiği kabuller bu saldırganlığın dozunu artırmış g

Ezilmişliğin sitemini kim tercih eder?

Resim
Akıl hastanelerindeki hastalar kendi aralarında bir düzen kuruyorlar ve deli olduklarını bilmiyorlar. Umarım biz de öyle değilizdir. Kapitalist düzenin baş ülkeleri insanlığa zulümden ve karanlık bir hayattan başka şey sunmadılar. Dünya da ne kadar kötü, korkunç olay yaşanıyorsa ülkemizde dahil, biliyoruz ki (dünya insanları) altından Amerika, İsrail, İngiltere, Almanya çıkıyor. Ülkeler de önce iç savaş çıkartıp sonra barış elçileri gönderiyorlar. Ezilmişliğin sitemini kim tercih eder, bir huzur adasında yaşamak varken hastalar adasında yaşamaya.  Kurum ve kuruluşların içerisinde mutlaka farklı düşünceler ve maksadını aşan zihniyet sahipleri olabilir, siyaset içerisinde kirli ilişkiler yumağı olacaktır ama eminim herkes üzerine düşeni yapacaktır. Kurum ve kuruluşlar başta devlet mekanizması bağırsaklarını temizlerken ummadığımız isimleri görebiliriz. Bundan sonraki dönemler de devlet kademesi ve kuruluşlar da arınmış, temizlenmiş ve şeffaf olacaktır. Ama umarım gerçek suçlula

Ezilmişliğin sistemini kim tercih eder?

Resim
Akıl hastanelerindeki hastalar kendi aralarında bir düzen kuruyorlar ve deli olduklarını bilmiyorlar. Umarım biz de öyle değilizdir. Kapitalist düzenin baş ülkeleri insanlığa zulümden ve karanlık bir hayattan başka şey sunmadılar. Dünya da ne kadar kötü, korkunç olay yaşanıyorsa ülkemizde dahil, biliyoruz ki (dünya insanları) altından Amerika, İsrail, İngiltere, Almanya çıkıyor. Ülkeler de önce iç savaş çıkartıp sonra barış elçileri gönderiyorlar. Ezilmişliğin sistemini kim tercih eder, bir huzur adasında yaşamak varken hastalar adasında yaşamaya. Kurum ve kuruluşların içerisinde mutlaka farklı düşünceler ve maksadını aşan zihniyet sahipleri olabilir, siyaset içerisinde kirli ilişkiler yumağı olacaktır ama eminim herkes üzerine düşeni yapacaktır. Kurum ve kuruluşlar başta devlet mekanizması bağırsaklarını temizlerken ummadığımız isimleri görebiliriz. Bundan sonraki dönemler de devlet kademesi ve kuruluşlar da arınmış, temizlenmiş ve şeffaf olacaktır. Ama umarım gerçek suçluların

TÜRKİYE'NİN PETROLÜNE NE OLDU?

Resim
Asya'da maymun yakalamak için kullanılan bir çeşit tuzak vardır. Bir Hindistan cevizi oyulur ve iple bir ağaca veya yerdeki bir kazığa bağlanır. Hindistan cevizinin altına ince bir yarık açılır ve oradan içine tatlı bir yiyecek konur. Bu yarık sadece maymunun elini açıkken sokabileceği büyüklüktedir. Yumruk yaptığında elini dışarıya çıkartamaz. Maymun tatlının kokusunu alır, yiyeceği yakalamak için elini içeri sokar ama yiyecek elindeyken elini dışarı çıkarması olanaksızdır. Sıkıca yumruk yapılmış el bu yarıktan dışarı çıkamaz. Avcılar geldiğinde maymun çılgına döner ama kaçamaz. Aslında bu maymunu tutsak eden hiçbir şey yoktur. Onu sadece kendi bağımlılığının gücü tutsak etmiştir. Yapması gereken tek şey elini açıp yiyeceği bırakmaktır. Ama zihninde açgözlülük o kadar güçlüdür ki yapamaz. Bu tuzaktan kurtulan maymun çok nadir görülür. Diyarbakır'da 05/06/1971 tarihinde İngilizler tarafından çok kaliteli petrol bulundu ve ardından civa dökülerek kapatıldı. Bunu devlet ve