Dedikodu


Dedikodu yalan olunca dozu kaçınca birçok facia ve yıkımlara neden olabilir. Birileri hakkında kötü ve asılsız dedikoduysa bu yapanın kalbini de körleştirir. Sözü geçen kişinin duyduğunda hoşuna gitmeyecek her şey kötüdür.

Hadsizliğin keyifli bir yanı olduğunu düşünmüyorum. Dedikodu aciz insanların yaptığı palavralardır, olmak istedikleri insanları anlatırlar.

Gıybet kişinin gıyabında bulunmadığı ortamda onun duyduğunda hoşuna gitmeyecek şekilde hakkında kötü konuşmaktır veya yüz yüzeyken ona söyleyemeyeceğimiz kelimeleri sarf etmektir ve dinimize göre de haramdır.

Bazı insanlar dedikodu yaptıktan sonra sıyrılmak adına ama biz olanı söylüyoruz derler, zaten olmayan bir şeyse konuşulan bu da iftiraya girer. Kul hakkına giren kişi helallik almadıkça ve o kişiyle ilgili ben senin hakkında bunları konuştum diye belirtmedikçe vay haline. Bulunulan ortamda dedikoduya başlandığında engel olunabiliyorsa ne ala yoksa ortamı terk etmek kendisini bilen kişi için en doğru olanıdır.

Dedikodu her türlü huzursuzluk getirir. Sözün aslı yoksa söz gittiği yeri de yakar, söyleyeni de yakar, vebal büyük bir yüktür yansan da acısı geçmez.

Dedikodu insanı kendi kusurlarından uzaklaştırıp başkalarının hatalarına odakladığı için egoya keyif verir. Ego sizi bir basamak yükselmeye değil, iki basamak inmeye iter. O içindeki ben ile sohbette olabilmen içinde kendi yansımalarının farkında olman, ne yapıp neyi yapmadığını da görebilmen ve kendinin sütten çıkma ak kaşık olmadığının farkında olman gerekir. İçindeki aydınlık ve karanlık tarafını kabul edip yola devam etmek insan doğasına en uygun olanıdır.

HÜLYA ÇAKICI

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Süleyman Demirel'den bir fıkra ile günümüz :)

Ayağınızdaki 6 Güçlü Nokta

Hayat Kişiye Özeldir