Duygularımız Doğru, İnsanlar Yanlış...
Savaştıkların seni yener. Sevdiğin her şey ise amacına hizmet eder. Yaşam ve hayat tarlasına bunları ekiyoruz kendimizce ama yaşamda değişmeyen ilkeler de vardır. Birlikte yaşamak, uzlaşmak, dayanışma içinde olmak, ortak yaşama kültürü geliştirmek önemli ve gereklidir.
Gülmek beyin hücreleri tarafından salgılanan endorfin salgısını artırarak vücudumuzu rahatlatır. Hayatın en güzel eylemidir, her ne varsa sizi bundan alıkoyan onları yok edin. Gülmek için mutluluğu beklemeyin sonra belki tebessüm bile edemezsiniz. Hiç kimse bizden daha mutlu değil bunu gördüğünüz zaman şikayet etmeyi de bırakırsınız. İnsanlar çeşitli dertlerle sınanıyor, kimsenin hayatı bir diğerine benzemiyor.
Hangi kapının ardında hangi dert var görebilmek için gönül gözünle bakmak gerekiyor. Ancak gönül gözü anlar dilsiz acıları ve mutlulukları. Hayat alıştırarak öğretir insana olgunluğa erişmeyi, kimi, neyi, ne kadar ciddiye almak gerektiğini. İnsanlığa karşı yeterince nefretle dolduğun zaman ironik bir şekilde sakin tepkiler vermeye başlıyorsun patlama noktasına gelmeden önce.
Herkes kendi mutluluğunun sorumlusudur. Gurur kibrin bir yansımasıdır, kibirli insanlar genellikle yalnızdır. Kişi en büyük zararı kendisine verir kibri ve ızdıraplı zihinsel yapısı ile. İnsanız, fark etmesekte yalnızlık bir ödül ve iç konuşma fırsatıdır. Yalnızlık dağılmış kafaları toparlar, insanın kendisiyle başbaşa kalıp eğrilerine, doğrularına en iyi karar verebilme zamanıdır. Her şeyin fazlası zarar olabileceği gibi fazla yalnız kalmakta ruhu yorar, daraltır.
Günümüz insanı eskiye göre kendinin ve nasıl yaşam istediğinin daha çok farkında. Eskiden büyükler ne derse o olurdu sanki büyükler hiç yanılmazmış gibi. Şimdilerde de herkes herkesten kaçıyor, kimse kimsenin sınırlarına saygı duyup, sınır varlığını kabul etmek istemiyor. Çantada keklik düşüncesine maruz kalanlar artık dur bakalım diyebiliyor. Ne zaman insanlar birbirlerine ve yaşam alanlarına saygı duymayı öğrenir, kabullenirse birbirlerine daha yakın ve samimi olacaktırlar. Millet faydacılığı abartmış durumda, bencilliği yönetmek istiyor ve dünyayı sadece kendisine ait sanıyor.
Bugünün yaşam tarzını yaşayan gençlik, en az eski nesil kadar yanlış. Ezilen ve ezen nesilller ardışık ilerliyor. Ezilen hep ezilmeye, fırsatı bulup ezen de ezmeye devam ediyor ve akıp gidiyor dünya. Şimdinin ezilen ebeveynleri, eskinin ezilen çocukları şeklinde.
HÜLYA ÇAKICI
Yorumlar
Yorum Gönder