Seviyorsan sarıl sımsıkı...
Hayatımızdaki şeyleri ciddiye almayı bıraktığımızda daha az yorulduğumuzu ve daha mutlu olduğumuzu fark ederiz. Hiçbir şeyi hele sevgiyi ve aşkı kalıp içine sokamayız. Gözlerinin içini güldüren varsa bırakma çünkü onlar gerekirse gözlerindeki yaşada çare olurlar. İnsan sevmeyi bilmediğinden değil, sevgisine layık biri olmadığından yalnızdır bazen. Bazı insanlar duygulara ve düşüncelere dokunmak için doğmuştur, her dinlediğimizde bir şeyler öğrendiğimiz yaşama karşı duruşu ve heyecanı ilham verici olan kişilerdir bunlar.
Gez ama söyleme.
Gerçek bir aşk hikayesi yaşa ama söyleme.
Mutlu ol ama söyleme.
İnsanlar güzel olan herşeyi mahveder.
Durma, arkana dönüp bakma.
Dış etkenleri hiç takma.
O zaman hedef tamamdır.
Yaşam bizler için.
Gök varsa yer de var.
O yollar güzeldir bizim olduğu için. Yorulmadan, yılmadan yürümek için.
Göğsüme süngü gibi saplantılı bir misafirlik ediyor özlemek.
Özlemek diyorum.
Sen benim yaralarımın dikişisin.
Gecelerden intikam alırcasına uyumadığım.
Gönül sevmekten vazgeçmez.
Hep bir kıvılcım bekler.
Tekrar alevlenmek için.
Bulduğu ilk fırsatta tekrar doğar ateşin küllerinden aşk.
Değiştiremeyeceğimiz bir geçmiş geride dururken, biçimlendirip sahip olabileceğimiz bir gelecek bizleri bekliyor. Mutluluk sahip olduğumuz değil, neyin keyfine varlığımızla ilgilidir. Sevgiler, seven insanın gözlerinden, yaptığı hareketlerinden, aldığı riskten, verdiği değerden anlaşılır. Gerçek sevgi sessizdir. Çünkü seven insan korkar kaybetmekten, sevgisini dile getiremez lal olur.
Mutlu olabilmek, birbirimize sevgi duyabilmek için bütün yeteneklerimiz var ama bizler bu gerçeklere gözlerimizi kapatıyoruz. Ömür uzun gözükse de kısa aslında. Yaşarken hayatın değerini ve kendimize zaman ayırmasını bilmeliyiz. Önce kendimizi sevip, kendimize değer vermeliyiz. Sevgi bir sözcük değil bir deneyimdir, deneyim ise sözcüklerden kurtarır yaşamamızı sağlar. Sözcükler imajdır, herhangi bir şeye elbise giydirmeye benzer. İnsan içinde dünyayı barındırır nasıl bakması ve öğrenmesi gerektiğini bilirse kapı ve anahtar elindedir. Yeryüzünde kendimizden başka hiç kimse bize ne o anahtarı verebilir, ne de o kapıyı açabilir.
Sevgi gören gözle ilgilidir, herkes her şeye bakar ama önemli olan ne gördüğüdür. Bana güzel gelen başkasına gelmeyebilir. Neden hala 'eğer'lerle ve 'çünkü'lerle seviyor, seviliyor ve buna inatla devam ediyoruz. Ne yazılırsa yazılsın, ne söylenirse söylensin insan egoludur, kibirlidir ve buna bağlı olarak nankördür. Ve nedense sevmeyi bilmeyenler hep en güzel sevmelere denk gelirler. İnsanları olduğu gibi kabul etmek en güzeli, değiştirmeden, yargılamadan. Sevenler hata aramaz, insanlık ve güven arar. Ona rağmen sevmek, ona rağmen yaşatabilmek sevgiyi. Seven severken kusur görmez ama sevgisi bitmeye başlarsa tüm hatalar en küçüğü bile göze batar.
HÜLYA ÇAKICI
Hayatımızdaki şeyleri ciddiye almayı bıraktığımızda daha az yorulduğumuzu ve daha mutlu olduğumuzu fark ederiz. Hiçbir şeyi hele sevgiyi ve aşkı kalıp içine sokamayız. Gözlerinin içini güldüren varsa bırakma çünkü onlar gerekirse gözlerindeki yaşada çare olurlar. İnsan sevmeyi bilmediğinden değil, sevgisine layık biri olmadığından yalnızdır bazen. Bazı insanlar duygulara ve düşüncelere dokunmak için doğmuştur, her dinlediğimizde bir şeyler öğrendiğimiz yaşama karşı duruşu ve heyecanı ilham verici olan kişilerdir bunlar.
Gez ama söyleme.
Gerçek bir aşk hikayesi yaşa ama söyleme.
Mutlu ol ama söyleme.
İnsanlar güzel olan herşeyi mahveder.
Durma, arkana dönüp bakma.
Dış etkenleri hiç takma.
O zaman hedef tamamdır.
Yaşam bizler için.
Gök varsa yer de var.
O yollar güzeldir bizim olduğu için. Yorulmadan, yılmadan yürümek için.
Göğsüme süngü gibi saplantılı bir misafirlik ediyor özlemek.
Özlemek diyorum.
Sen benim yaralarımın dikişisin.
Gecelerden intikam alırcasına uyumadığım.
Gönül sevmekten vazgeçmez.
Hep bir kıvılcım bekler.
Tekrar alevlenmek için.
Bulduğu ilk fırsatta tekrar doğar ateşin küllerinden aşk.
Değiştiremeyeceğimiz bir geçmiş geride dururken, biçimlendirip sahip olabileceğimiz bir gelecek bizleri bekliyor. Mutluluk sahip olduğumuz değil, neyin keyfine varlığımızla ilgilidir. Sevgiler, seven insanın gözlerinden, yaptığı hareketlerinden, aldığı riskten, verdiği değerden anlaşılır. Gerçek sevgi sessizdir. Çünkü seven insan korkar kaybetmekten, sevgisini dile getiremez lal olur.
Mutlu olabilmek, birbirimize sevgi duyabilmek için bütün yeteneklerimiz var ama bizler bu gerçeklere gözlerimizi kapatıyoruz. Ömür uzun gözükse de kısa aslında. Yaşarken hayatın değerini ve kendimize zaman ayırmasını bilmeliyiz. Önce kendimizi sevip, kendimize değer vermeliyiz. Sevgi bir sözcük değil bir deneyimdir, deneyim ise sözcüklerden kurtarır yaşamamızı sağlar. Sözcükler imajdır, herhangi bir şeye elbise giydirmeye benzer. İnsan içinde dünyayı barındırır nasıl bakması ve öğrenmesi gerektiğini bilirse kapı ve anahtar elindedir. Yeryüzünde kendimizden başka hiç kimse bize ne o anahtarı verebilir, ne de o kapıyı açabilir.
Sevgi gören gözle ilgilidir, herkes her şeye bakar ama önemli olan ne gördüğüdür. Bana güzel gelen başkasına gelmeyebilir. Neden hala 'eğer'lerle ve 'çünkü'lerle seviyor, seviliyor ve buna inatla devam ediyoruz. Ne yazılırsa yazılsın, ne söylenirse söylensin insan egoludur, kibirlidir ve buna bağlı olarak nankördür. Ve nedense sevmeyi bilmeyenler hep en güzel sevmelere denk gelirler. İnsanları olduğu gibi kabul etmek en güzeli, değiştirmeden, yargılamadan. Sevenler hata aramaz, insanlık ve güven arar. Ona rağmen sevmek, ona rağmen yaşatabilmek sevgiyi. Seven severken kusur görmez ama sevgisi bitmeye başlarsa tüm hatalar en küçüğü bile göze batar.
HÜLYA ÇAKICI
Yorumlar
Yorum Gönder