Kayıtlar

Nisan, 2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Denge-sizsiniz

Resim
Bazı güçler ölünceye kadar bizi aptallaştırmak için çalışacaklar. Sistem çoğunluğu aptallaştırdı zaten ruh, vicdan, sevgi, saygı insana dair ne varsa yok edip büyük bir görsellik oluşturdu. Biraz hayatı frenlemek gerekiyor, teknoloji geliştikçe uçuruma davetiye çıkartılıyor. Sistemsel hareket bunları işlevsiz kıldığı gibi yapmamız gerekenleri en uç noktaya taşıyor, bizlerde yetişemiyoruz. Örneğin, o kadar çok şey öğrenmeme rağmen bunu satabileceğim her hangi bir yer yok, o zaman neden öğrendim ben bunları? Neden iyi bir birey olmam istendi? Eğer üreteceğim parasal değer insanları aç bırakacaksa, suçları, kötülükleri görmezden gelmeme sebep olacaksa iyi bir insan olarak bana verilen eğitimi istemiyorum. Toplumsal olgularda insanların büyük çoğunluğu neden, sonuç ilişkisi kuramıyor. Fikirleri ve düşünceleri ırk, mezhep, din ayrımı yapmadan dinleyip, sentezleyip yorumlama kapasitesine sahip bir millet olamıyoruz nedense. Doğrusal olmayan dünya denklemlerine doğrusal yaklaşarak

Yaşadıkça anlar tanırız kendimizi...

Resim
Kimseyi hayatının merkezine koymayan insan, kendisinin de hayatın merkezinde olmadığını bilen insandır. Ne istediğini, kim olduğunu bilmek kendini sorgulayıp dinlemek, oyunun tüm kurgusu senin üzerine yazılı sen varsan bu oyun var. Bir parçacığı ne kadar küçük bir yere hapsetmek isterseniz momentumu o kadar büyümeye başlar. Yaşadıkça anlar tanırız kendimizi, yaşadıklarımız bize bizi tanıtır, biraz akıl, biraz fikir oluruz. Bazen rüzgar bizim yönümüzde esmez, bazen güneş yolumuza doğmaz ama yine de yürünecek yollar, söylenecek sözler vardır. Kendimizi tanımakla başlamalı, ne istediğimiz konusunda ilk önce kendimize dürüst olmalıyız. Kim olduğumuz ise zor bir sınav, yine de herkesin kendisi hakkında aydınlanması için; ben kimim, nereden geliyorum, nereye gidiyorum? gibi soruları kendine sorması gerekir. Önce benliğimizi öğrenmemiz, kendimizi kandırmamamız ve ne istediğimizi bilmemiz gerekir bunu başarabiliyorsak zaten sorunun cevabını da vermiş oluruz. İnsanın kişiliğini düşü

Mantık İsyan Eder

Resim
Düzelmeyecek seviyedeki cehalete bir şey anlatmaya çalışmak sizi sadece onların cehaletine daha fazla maruz bırakır. Lafı anlayabilecek olana söyleyin diğerleri için ise üzülmekten başka yapılacak bir şey yok. "Biz cahil derken, mektep görmemişleri kast etmiyoruz; kast ettiğimiz ilim hakikat bilmektir, yoksa okumuş olanlardan en büyük cahiller çıkabileceği gibi hiç okumak bilmeyenden de hakikati bilen gerçek alimler çıkabilir..." MUSTAFA KEMAL ATATÜRK Sabit fikirli insanlara koyun denmesinin nedeni; koyunlar içgüdüsel olarak biat ederler. Önündeki öncü nereye giderse sorgulamadan takip ederler, öncüleri uçurumdan atlasa bile tereddüt etmez peşinden atlarlar. Koyun sürülerinin bazen böyle telef olmaları normal bir durumdur. Koyunlar düşünmezler benim yerime düşünen biri var içgüdüsü ile öncüsünü izlerler. Bu tip insanlara mevcut sistemden beslenen siyasetçilerin saf ve temiz kalamayacağını, partilerinin bir süre sonra sisteme hizmet eder hale geleceğini, sorunun part

Kendi Kendine Muhalefet

Resim
Emir vererek, kızarak ekonomilerdeki sorunlar çözülseydi eğer kriz diye bir şey olmazdı dünyada. Ranta dayalı sistemlerde üretim ve dış satım yoksa, harcamalar kontrolsüz ve adaletsizse, sağduyu ve mantık çerçevesi içinde değil, popülist ve günlük hesaplarla iş yapılıyorsa çöküş kaçınılmaz olur. Üretime dayalı kurallarına göre işleyen bir ekonomik sisteme sahipseniz ne olursa olsun paranız değer kaybetmez. Bul karayı al parayı hesabı dolar, TL, borsa arasında kumar oynamak zorundasın ve bu sistemde her zaman kasa kazanır, dürüst, doğru emekçiye yer yoktur köle olarak sisteme figuran olarak katılırsın. Biraz olsa da makro ve para ekonomisi okumuş bir insan, ihracatın rekor kırmamış, varlıklar arasındaki transferinde ihracat olarak gösterilmiş olduğunu anlar. Yani tüm zamanların ihracat rekorunun kırılmadığını... Çalışmaktan çok açılış yaparsanız zengin oluyor, soluğu Uruguay'da alıyorsunuz. Tokatlanan binlerce kişi de memleketi çok sevdiği için yurttaş olarak yaşamaya deva

Mutlu olmayı seçer mutlu olursun...

Resim
Mutluluğun parayla, pulla, makamla, güçle, diplomayla, karşı cinsten biriyle olmakla alakası yok, o bir bilinç halidir. Senden başka faktörlerle ilgisi yoktur. Yalnızken mutsuzsan başka birisiyle olduğunda mutsuzluğun ikiye katlanacaktır. Eğer bir işçiyken mutsuzsan holding patronu olsanda mutsuz olacaksın. Ama bunları söylerken temel fizyolojik ihtiyaçlarımızı barınma, beslenme, cinsellik vs. gibi insanlık onuruna yakışır, sağlıklı bir şekilde gözetmemiz gerektiğini de düşünüyorum. Bakmasını bilene her şey mutluluk verir, denizi izlemek, yürümek, oturmak. Peki siz mutluluk verebiliyor musunuz? Bir tebessüm yeterlidir bir insanı mutlu etmeye. Mutluluk bir isteği özlemi yerine geldiğinde duyumsanan sevinç gibidir, beklemediğin bir şeyin gerçekleşmesidir aniden, uğraştığın, sevdiğin bir şey ile uğraşmışsan güzel bir sonuç almak, bir işe yaradığını hissetmektir. Elinde var olanların kıymetini bilmektir mutluluk, anı yaşamak, her şeyi değiştiremeyeceğini kabullenmek, anlamaktır, mu

Devlet mi millet için, millet mi devlet içindir?

Resim
Devlet millet, millet devlet için yani her ikiside birbiri için vardır, birbirlerinden bağımsız değillerdir. Devleti ayakta tutan milletidir yine bir milletin yok olmaması, parçalanmaması, dağılmaması, düzeninin olması ve bu düzenin devam edebilmesi için devlet gereklidir. Devlet milletinin huzur ve güvenliği için vardır, millet de bunu sağlaması için devlet kurmuştur. Toplum olmadan devlet olmaz. Toplum varsa devlet topluma hizmet etmek için vardır. İdareciler yönetecek insan aramaz bilinçli toplumlarda toplum kendini idare edecek kişiyi kendi arar ve seçer. Devlet olmadan da insan varlığını sürdürebilir ama insan olmadan devlet var olamaz. Devlet bina millet kolondur, devleti millet kurar millet yıkar, milletsiz devlet olmaz devletsiz de millet olmaz, bu ikisi bir bütündür devlet sadece bir terimdir asıl olan milletin devlet anlayışı içinde olmasıdır. Devletin yönetim şekli ise milleti için olmadır. Devlet her şeyden üstün değildir, üstün olması gereken noktalarda da yine mil

Her Şeyin Değişmesi Gerekiyordur Belki!

Resim
Zamana, teknolojiye ve değişime ayak uydurmak gerekiyor. Önce kendine yenilebilmeli insan hayata, yaşama daha iyi ayak uydurabilmek için. Güneş hiçbir zaman parlayıp sönmez hep aynı güçle oradadır çünkü. İlerleyeceğin yeri hedeflemek gerekir boş bir amaç uğruna ilerlemek ilerlemek değildir. Durmakta bir ilerleme şeklidir çünkü bazı insanlar vardır geriye doğru yürürler. Geliştik diyoruz ama yaptıklarımız hayatın bize sunduklarına karşı gardımızı almaktan ileri gitmiyor, içimizdeki çocuğu kirletmekten başka işe yaramıyor, ne kadar gardımızı alsakta hayat aynı yerden vurmuyor. Değişmek, dönüşmek kişinin bilinç düzeyine bağlı biraz, mevcut kapitalist yaşam tarzı insanların değişmesine izin vermez çünkü. Özünü, doğallığını, kültürünü kaybetmiş toplumlarda kapitalist sistem mevcuttur. Bireyin ve toplumun bilinçlenmesi, kişilik özelliğinin değişime, dönüşüme uğraması için çaba harcanması, mücadele edilmesi, yaşam tarzının değişmesi gerekir. Bilinçaltındaki egoları yok ettiğimiz zaman d

Duygusuz İnsan...

Resim
Varlığını nefes olarak bildiklerin kırık bir ezgiyi bıraktıklarında yüreğinde anlarsın insanın insanı israf ettiğini, kırıntılarına dahi acımadan basıp geçtiğini. Hiç kimse duygusuz olarak dünyaya gelmez, itinayla tüm iyi niyetlerin, güzelliklerin, umutların, sevmek ve sevilmek gibi tüm insani duyguların etrafındaki insanlar tarafından hallaç pamuğuna döndürülmesiyle duygusuzluğa doğru ilerlemeye başlar. Robot değiliz her an, her saniye aynı duygularla yaşayamayız, bugün kırmızıyı seven sonrasında sevmeyebilir bu normaldir. Bazen duygusuz olarak gördüğümüz insan aslında duygusal olabilir, güçlü görünme çabasından etrafındaki kişiler kalbinde nasır olduğunu düşünebilir. Toplumdaki duygusuz, acımasız insanlar belkide aşırı duygusal olup yaşadıkları duygusallığın, iyiliğin, kötü tecrübelerin sonrasında o hale gelmiştir. Yani duygusallığın zıt koşullanmasının, kişiler arası ilişkilerde yaşanan zincirleme tepkinin bir sonucudur böyle görünmesi belki. Kimse bana bir şey olmaz demesin

Eğitim Şart, Peki Nasıl Olmalı?

Resim
İnsan olmak okumakla olmuyor önemli olan insan gibi davranmak, insan gibi hareket etmek, okuduğunun hakkını vermek, insan olmak aslında mayada saklı eğitim sadece etken. İyi eğitimli sağduyulu insanlar dünyada çoğunlukta olsa çok şey değişirdi. Dinden fazla etkin olan eğitimdir. Bir insan bir insanın ne, kim olduğuna bakmaksızın değer vermeyi küçük yaşta öğrenirse ömrü boyunca bu durumunu korur. Eğitim insanın içindeki olanakları gerçekleştirmeli. Bir meşe palamudu meşe olma imkanını barındırır ve gerekli olanaklar sağlanırsa meşe ağacı olur, sağlanamazsa olabileceği, içinde barındırdığı özü ortaya koyamaz. İnsan da hem geçmişini, hem gelecekte olabileceğini şimdide barındırır, bu da biraz imkan ve şartlara bağlıdır. Öğrenilerin davranışa dönüşmesi, içselleşmesi ve olumlu gelişim göstermedir eğitim. Bu da ülkelerin eğitim politikaları, çevre, aile, ailenin sosyo ekonomik durumu ve kişinin kalıtımsal özellikleri vs. gibi çok yönlü etkileyici faktörleri içerir. Nitelikli eğitim

İş Hayatına Yeni Başlayanlar

Resim
İşe yeni başlayanlar hayırlı olsun. Çabalamadan daha iyisi olmaz, daha iyisi sermaye, büyük çaba ve mücadele gerektirir, hazır değilseniz işinizi sevmeye bakın. Patron hiçbir zaman memnun olmayacak, hep daha iyisini isteyecek onlar için bir üretim makinesisin. Eğer senden memnun olursa burnun kalkar diye hep bir eh duyacaksın. Arada övecek seni sende iltifat alma şevkiyle daha çok uğraşacak ve hep sömüreleceksin. İşsizlik, daha iyi bir iş bulurum diyerek her işi kabul etmemek, mezuniyetten sonra beşbin lira aylık maaş hayali kurup sonra boşta kalmamak için asgari ücrete tamam diyerek bir işe girmek ve sonra bir bakmışsınız hayat bu şekilde akıp gidiyor. İşe başlarken konuşulanlar başka yaşadıkların ve yaşayacakların bambaşkadır. Önce bir sevindirik olursun, sonra gerçeklerle yüzleşirsin, daha sonra kabuğuna çekilirsin. İşinizi seviyorsanız ne olursa olsun keyif alırsınız ama sevmediğiniz bir işi yapıyorsanız hayal kırıklığınız daha da artar. Bir kaç kişi kalır iş hayatında do

Yaşamak Yaşatmaktır

Resim
Dış etkenlere bağlı olmaksızın istediklerini yapabilmektir yaşamak. Kim olduğunu, ne yapmak isteyip nerelere ulaşmak istediğinin bilince ilerleyebilmek var olmaktır. Huzurlu ve vicdanlı yaşamaktır. Hayatın bir doyumu yok, doya doya kendimize hakim olmayı ögreniriz. Mutluluk kendi içimizde, gerçekten yaşadım diyebilmek için hedeflediklerimizi gerçekleştirmek ve bu gerçeklerin bizi mutluluğa yaklaştırdığını düşünmek gerekir. Kendimizi tanıyıp, başkasının hayatına özeneceğimize kendi hayatımızı kabul edip kendi hayatımızda bir şeyler yapmalıyız. Yaşadığımız her şeyin tatmini ve kabulü dururken yaşayamadıklarımız için kendimizi kahretmememiz yeterli. Nasıl istiyosan o şekilde yaşa, doğru ve yalan söylemeye gerek kalmayacak şekilde dürüst yaşa o zaman ne keşkelerin olur ne de pişmanlığın, böyle bir yaşam bize mutluluğu zaten hediye olarak verecektir. Kendini bilerek uyanmalı, yemeli, içmeli belki koşmalı, sadece kendine ait olan hayatına inançlarına, fikirlerine ters kimseyi sok

Abartmamak şartıyla yalnızlık güzeldir

Resim
Yalnız olmak güzel, yalnız hissetmek berbattır. Özgür olduğumu düşünüyorum ama olmadığımı biliyorum... Yalnızlığı tercih edenlerle yanlız olmak zorunda olan insanlar arasında çok fark var. Herkes yalnızlıktan şikayet ediyor ama yinede birbirinden kaçıyor. Gidecek yerin, paylaşacak, anlatacak kimsen olmadığı ve eşliler arasında kaldığında yalnızlık hissi artar ama sonra hiçte yalnız olmadığını anlarsın çünkü yalnızlığında inancını bulursun. Bazen aşık olmak, sevgi duymak, duyulmak ve buna inanmak istersin. Bazen maddi imkanlarının olacağına ve daha iyi bir hayat süreceğine inanırsın, bazen de bütün bunların ne kadar anlamsız olduğunu düşünür ve görürsün. Bazen hayat başımıza gelen her türlü şeyin sonunda belki böylesi daha hayırlıdır demekten başka çare bırakmaz. Güçlü olmayı, sağlam durmayı öğretir, her yaranında bir olgunlaşma süreci vardır yara kendi kendini iyileştirir sonrada unutulur. Bazen yalnızlık kutsaldır, insanlar hasar verir yalnızlık onarır, tecrübeyi, farkın

İnsan hep aldanmamalı!

Resim
Affetmek insan için en özgürleştirici eylemdir, kin ise tutsaklaştırır. Tecrübe gerektiği zaman gerekeni hatırlamayı gerektirir. Unutsan bile yapılanı, ne yapman gerektiğini hatırlarsın. Beyin sürekli yapılan haksızlıklarla doluysa ve başka şey düşünemiyorsa obsesyona dönüşür. Beyin sürekli bunlarla iç içe olduğu için sağlığa da zararlıdır. Bilinç altı temizliği yapmayı, haksızlık yapanlara hayır demeyi, mesafe koymayı öğrenmek gerekir. Hayır denmediği için böyle insanlar fazlaca şımarır ve hem bize, hemde kendilerine zarar verirler. Bu zarar kendilerini dünyanın merkezinde görme ve narsist kişilik bozukluğuna yol açar. Bu insanlardan uzak durmak, hem sağlığımızı, hem huzurumuzu, hem beynimizi korumak için faydalıdır. Bunlarla meşgul etmeye hiç gerek yok kendimizi de ve beynimizi de. Bazen boş vermek gerekebilir ama bu demek değildir ki, yapılan haksızlığı unutun sadece aynı haksızlığa ve duruma bir daha düşmeyin. Yapılan haksızlığı unutmayıp tepki gösterince de tepki alıyorsun

Eski Düşünürler Felsefe, Yeni Düşünürler Yorum Yapıyor

Resim
Bedelini canla ödediğimiz ders alamadığımız felaketlerin alışkanlığından kurtulamadığımız sürece bilim insanlarının raporlarını kehanet kabulünde görmezden geliriz. Gökyüzüne bakıp derin nefes almak var. Felsefe okumakla başlar, okuduğunu sormak sorgulamaktır. Arthur Schopenhauer şöyle der; şu dünyayı Tanrı yarattıysa onun yerinde olmak istemem doğrusu. Çünkü, dünyanın sefaleti yüreğimi parçalar. Hayat olmadan önce mutlulukta yoktur. Schopenhauer'ın felsefesi varolmamayı varolmaya üstün kılıyor ki bu biraz saçma. Bu nedenle bu fikri bırakıp varolmanın ne şekilde en az ızdırap verici olacağını araştırmaya girişmiş ve doğu felsefesine yönelmiştir. Varolmak, varolunca da bu hiçlikte, bu boş uzun arazide varlığın ne önemi var. Varoluş yaşamın ontolojik açıdan ele alınması ve sorgulanmasıdır. Varoluşçuluk öznenin nesnel dünyaya karşı kayıtsız olduğunu gerçek anlamda yaşamın nesnel bir amacı olmadığını söyler. Pessoa; tahlil etmek yabancılaşmaktır der, bilinç maddi dünyanın g

İnsanlığa Ulaşmak!

Resim
Dinsizin hakkından imansızın gelmesiyle vuku buluyorsa beşeri adalet, o halde ya siyah ya beyaz diye dayatanlara inat gri bakabilmektedir ilahi insaniyet. Ve aslında medeniyet senden olmayanların dahi hakkını koruyabilmekten ibaret. Kaliteliyi fark edilmese bile üretmeye çalışanlar geleceği de belirliyor. Her araç televizyon, basın, sosyal medya vs. doğru kullanıldığında insana hizmet eder, aksi durumda ise araçlar kendine hizmet ettirir. Görsel basın insanlığa ulaşmanın en iyi araçlarından birisidir, mesele bu gücü kim, hangi amaç için kullanacak sorunudur. Dünyada bu gücü egemen güçler kontrol etmektedir, insanlığı daha çok köleleştirmek için verilmiş yüksek dozda morfin gibidir. Bütün değer yargılarını şekillendirip parayı insanların hayatında en büyük değer haline getiriyor, zamanla gerçek değerleri yok ediyorlar. Böylece sadece ihtiyacımızı gidermesi gereken yiyecek, içecek, giyinme, barınma, dinlenme ihtiyaçları bir statü gösterisine dönüşüyor. Lüks arabalar ve evler ha