Kayıtlar

Temmuz, 2019 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

İnsan Alışırken Değişir

Resim
Bir insana bin insan haksızlık yapsada binbirinci insandan ümidini kesmez. Sorgulamayı bilmeyen bir toplum çocuğuna verecek cevabı bulamaz. Yaşamın her alanında eğitimli yada eğitimsiz sürekli insanları memnun etmeye çalışmak toplumsal bir davranış kısıtlanmasıdır. Bu bir nevi özgürlüğümüzü, yaşam şeklimizi bencilce zorlaştırarak bedenimizde ve ruhumuzda yaralar açar. Bencil insan ilişkileri zorlayıcı baskıcı istekler çoğu insanı bunaltarak hastalandırır. Günümüzde bedensel ve ruhsal hastalıkların altında yatan nedenler olumsuzluklar ve sınırların ihlalidir. Haksız ve bencil insanların dayattıkları hal ve isteklerin tamamıdır. Ne evliliği, ne mesleki seçimi, ne yaşam tarzı kendine uygun değildir. Bu tüm toplumun kadın ve erkeklerinin yaşadığı drama, yaşamak istemediği olguların bütünüdür. Olumsuz inançlar, kişinin yetiştiği aile ortamı, çevreye, travmatik yaşantılara, olumsuz anılara bağlı olarak gelişir. Yapamayacağına inanan kişi çocukluğunda çok eleştirilmiş, takdir edilmemi

Çalış Deli Gibi Çalış

Resim
İnsanlar çok veya az çalıştıklarına göre para kazanmazlar, ne kadar az insanın yapabileceği işi yaparsan o kadar fazla para kazanırsın. Çok çalışmak değildir mesele köle olup çok çalışan ne kazanır? Mesele doğru zamanda doğru işi yapmak. Çok çalışan değerli olsaydı eğer tarlada çift süren öküze bıçak vurulmazdı. Kariyer basamaklarını tırmanmak zeki patronların kişi üzerinden en üst düzeyde faydalanmasıdır. Kişi de ben çok çalıştım buralara gelmek için diye kendini mükemmel zanneder, bir de bakar yaş geçmiş, çocukları büyümüş ama o hep iş yerindeymiş. Kariyerini bilim üzerine yapmışsa hiç değilse harcadığı hayatı başkalarının umudu ve geleceği olabilir ve bunun onurunu taşır. Ülkemizde saatlerce çalışsanızda karşılığını alamazsınız, üstüne üstlük çok çalışıyorsun diye size ekstra iş verirler, o işte boğulduğun, içinden çıkamadığın zamanda gelip hesap sorarlar. Çalışmak çok güzel bir şey ama zaman hızlı akıyor, ömür kısa bir gün uyandığımda kariyer adına birçok şeyi başarmış

Sonu Başı Olmayan Birlik

Resim
Değer yargıları zamana, zemine ve yönetim şekline göre değişir. Temel sağlam olmazsa insanlar oradan oraya savrulur. Başların ayak, ayakların baş olduğu dönemler olur zaman zaman. Ortadoğu insanı için, 'Her şeye üzülen ama hiçbir şeyle ilgilenmeyen insanlar.' diyor Amin Maalouf. Güzel bir dünya için siyahı kaldır beyaz kalsın, kötüyü kaldır iyi kalsın. Bir toplumda yaşamanın bedeli o toplumun kurallarına uymaktır ama bu durum onlarla aynı fikirde olduğunuz anlamına gelmez, kurallar aynı fikirler ayrı olabilir. Her insan bir değil derler ama insanın kendi olmasına da izin vermezler bu toplumlarda. İnsan imkanı varken çaresiz kalıyorsa, düşüncelerin imkana bağlı olmadığını anlamıştır. Dalında olgunlaştırmak gerek her şeyi, ülkemizde iyi olan şeyler fazla yaşamıyor, bu da bindiğin dalı kesmek gibi bir durum oluşturuyor. Son dönemlerdeki para akışı değil, para çıkışı ülkedeki zeminin sağlam olmadığını gösteriyor. İnsanlarda sosyal bağlılıktan çok siyasi bağlılık oluşmuş d

Allah’ın 99 İsmi

Kur'an'da Allah’ın 99 ismi var yazmaz. Allah'ın en güzel isimlere sahip olduğu yazar. Ne 99 isim der, ne de isim listesi verir.  İsra / 110. İster Allah deyin, ister Rahman deyin hangisini derseniz deyin en güzel isimler O'nundur.  İnsan eliyle, diliyle aktarılmış hadislerde ve İslamcılıktan nemalananlarda, Allah'ın isimlerini ezbere sayan cennete girer diyen de, liste veren de aslında 99 değil 1001'dir ama Peygamber 99'da bıraktırdı diyen de vardır. Al-lah, El-İlah yani tapınılan demektir. El İlah kelimesi Müslümanlıktan öncede sonrada kullanılmıştır. Araplar için Arapçada Allahtır, başka halklar da kendi dillerinde karşılığı neyse onu kullanır. Anlam değişmez. Allah’a olan en büyük saygının göstergesi adının öz kültür ve dilde zikredilmesidir. Çünkü Allah’ın evrenselliğini her dilden, her dinden ve her coğrafyadan insanların ortak ilahı olduğunu belirtir.  Hristiyanların Allahına böyle denir, Müslümanların Allahına şöyle denir, Museviler

Yoksa her şey bir hiç mi?

Resim
Anlatılanlara göre bir gün Mevlana, Şems-i Tebrizi’yi evine davet eder. Şems, Celalettin Rumi’nin evine gider ve ev sahibinin ikramını gördükten sonra ona sorar: – Benim için şarap hazırladın mı? Mevlana hayret içerisinde sorar: – Meğer sen şarap içiyorsun, öyle mi? Şems cevap verir: – Evet. Mevlana: – Bunu bilmiyordum. – Mademki öğrendin bana şarap ikram et. – Bu gece vakti şarabı nereden bulabilirim? – Hizmetçilerinden birine söyle gidip alsın. – Bu iş yüzünden Tanrı’nın karşısında şeref ve haysiyetim beş paralık olur. – O zaman, git kendin al. – Bu şehirde beni herkes tanır. Ecnebi mahallesine gidip nasıl şarap alabilirim ki? – Eğer bana saygın varsa benim rahatım için bunu yapmalısın. Çünkü ben geceleri şarapsız ne yemek yiyebilir, ne konuşabilir, ne de uyuyabilirim. Mevlana, Şems’e olan saygısından ötürü cübbesini omzuna atar, koltuğunun altına büyük bir şişe saklar ve ecnebi mahallesine doğru yola düşer. Oraya varıncaya kadar kimse onun ecnebi mahallesine gitt

Bir İnsana Geç Kalmak

Resim
Geç kalanlar, geç kalanları asla unutmazlar. Bir insana yalnızca bir kere geç kalırsın, diğerlerine erken gitsen ne olacak. Hayatına girenlere sen rol vermezsin onlar kendi rolünü oynar, sen o rolü beğenir ya da beğenmezsin. Hayatına girmeleri senin kabul etmenle olmuştur. Herkes en az bir defa ya geç kalmış yada geç kalınmıştır. Bir çok şeye geç kalmamak, yakalamak için koşmaktan nefesin kesilir sonra oturup soluklanır ve kader işte dersin, çokta kaptırmamak lazım yanında olması gerekenler zaten seninledir. Aslında en acısı kendine geç kalmaktır. Sosyal medya iletişimi kolaylaştırdı ama bu kolaylık karakterlerde tekelleşmeye ve tek tipliliğe neden oldu böylece bir insana geç kalsan ne olur ki, nasıl olsa yenisi gelir düşüncesi oluştu. İnsanın üzüldüğü kadar sevdiği, sevdiği kadar kıyamadığı, bir yandanda yıprandığı bir dönemi olur. Bu tarif edilemez bir duygudur, bir nevi hüznün içinde yüzmektir aslında, milyarlarca damla yaşın içinde yüzmek. Yalnızlık kötü bir ilişkiden d