Huzurun Senfonisi



Hayat bazen "Neden ben?" sorusunu sormadan yol almaktır. Ve sabır; yüzünü ekşitmeden acıyı yudumlamaktır. Hayat tesadüflerdir. Hiç beklemediğiniz bir anda karşınıza çıkan biri, başınıza gelen bir olaydır. Bazen bir taksi şoförü, bazen yağmurdan kaçan biri, bazen de hiç beklemediğiniz bir yerde güzel bir konser dinleyebilmek. Aslında gülümseyebilecek bir ruh haline sahip olduğunuzda hemen hemen her şeydir.

İçinde yeterince ışığı olan insanlar da karışır kalabalığa. Aydınlanmak için değil aydınlatmak için. Kişi ışığını karartmayı bilmelidir, böceklerden ve hayvanlardan kurtulmak için. (Gerçi bu hayvanlara hakaret oldu gibi biraz) İnsanlar ışığın çevresinde toplanırlar daha iyi görmek için değil daha iyi parlamak için. Kimi insanlarda ışığın çevresinde tıpkı güneş enerjisi gibi enerji toplayıp diğer tarafa faydalı enerji vermek amacıyla bulunurlar. Bazılarında bu olay doğuştan Allah vergisi, bazılarında da başkalarından ışık alarak bu süreci idame ettirerek devam eder. Bana ısı ve ışık veren güneş, salkımlarla başkaları olgunlaştıran güneş her gün aynı yerde doğup aynı yerde batan cömertliği beliren güneş, bizden ne şükran ne de baş eğme bekler. Doğarken soyludur güneşimiz batarken de ışık, anlamak ve görmek içindir. Kişi özgür ruhlu birey olduktan sonra zaten çevresini aydınlatır.

Sahip olduklarına şükretmeyi bilmeyenin, kaybettiklerine isyan etmeye de hakkı yok fikrimce. Daha iyisine sahip olmak isterken kaybettiği çok şey var da haberi yok. Ne istediğini bilmek güzel olan ve istemediklerini bilmek daha da güzel. İnsanın hayatını seçimleri belirler, emeller de niyetlere göredir. Yanımızdakilerin ve sahip olduklarımızın kıymetini bir bilsek her şey çok güzel olacak. Kendi özüne inip kendini keşfe başlarsın o zaman yalnız değil kendi bilincinle dolu, kendine yeten mutlu bir insan olursun ki, bu da sahte dostluklar, arkadaşlıklar vs. bin kat daha değerli bir şeydir.

İnsan kendine yapılan kötülüğü unutur mu? Hayat müşterek kimse ne yapılan iyiliği, ne de kötülüğü unutur. Tüm insanlar aynıdır birbirimizi kandırmayalım ama iyilik daha erken unutulur bu da bir gerçek. Şahsen kindar biri değilim ama bana yapılan iyilikleri ve kötülükleri unutmayacak kadar da güçlü bir hafızaya sahibim. İyilikler çabuk unutulur. Kırk yıl iyilik yapıp bir gün yapma göze o yapmadığın görünür ve bütün insanlar aynıdır. Aslında en iyi olmak zorunda da değiliz, kendimizi ve kapasitemizi bilelim yeter.

Akıllı insanları başkalarının mutluluğu mutsuz etmez ve mutlu, iyi insan olmak etrafımıza bir ayna gibi yansır. Yanlış bir müddet varlık gösterebilir ama doğrunun karşısında hiç şansı yoktur. Kötü ve iyi de bu böyledir. Her düşüş ve yenilgi insanın iç düzeninin, ruhi ahenginin bozulmasıyla başlar ve dönüp kendini bulacağı duygularıyla dirileceği güne kadar da devam eder.

HÜLYA ÇAKICI 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Süleyman Demirel'den bir fıkra ile günümüz :)

Ayağınızdaki 6 Güçlü Nokta

Hayat Kişiye Özeldir