Yoracaksa Yalnız Yürüyeceksin
Kendini sevmeyi öğrendikçe, kendini tanıdıkça tek başına olmayı seçersin, bu insanları sevmiyorsun anlamına gelmez sadece kendinle çok mutlu olduğunu gösterir. Başkalarıyla görüşeceğin zamanda da istekle bir araya gelirsin.
İnsan çevresinde insansı fıtratını bozmamış vicdanlı insan bulamayınca yalnızlaşıp yalın oluyor. Sonra sessizliğe ve huzura alışıyor, hayata bakış acısı değişiyor, mutlu olduğu şeyler değişiyor, azda olsa onunla aynı bakış açısı olan birkaç insan oluyor hayatında bu da hayatına yapılan temizlik gibi oluyor.
Kişi insanlara önyargılı davranmayıp onları oldukları gibi kabul ederse, tanıdık, arkadaş ve dostu ayırt edip ona göre gerekli mesafeyi koyarsa, hem insanlar hakkında gereksiz hayal kırıklıklarına uğramaktan kurtulur, hem de bu tür negatif duygulardan arınır. Sonuçta yaşamın içinde olmak zorundayız inadına da olsa.
Anlayamadığımız şeylerden bir tanesi de beş dakika yalnız kalıp kendimizi dinlememizin bize ne kadar fayda sağlayacağını bilmiyor olmamızdır. Oysa kendimizle baş başa kalmak en büyük konfordur.
İnsan hedefleri doğrultusunda yalnızdır, yanındaki şahittir ama bazen kalabalık ilerler yardım alır, niyet edersin sonunda tek sen yolunda ilerlerken görünürsün, tek yürümekte kendi hayatını kurmaktır.
Artık kalabalıkta bile yalnızlık yaşar olduk, kimse kimseyi tanımaz bilmez oldu. Zihinsel duvarlar örmüşsek onları örmek bizim seçimimiz, yıkmak istemiyorsak da bu duvarlardan zevk aldığımız içindir.
Kurt olmak yerine koyun olmayı seçtiğimiz sürece hepimiz dört duvar arasındayız. Çocukluktan itibaren en az on iki yıl okul dört duvarı, sonra iş dört duvarı ile bir ömür dört duvar, hayatının en az yirmi yılı uykuda dört duvar. Aslında dünya dört duvar açık bir cezaevi. Tanrıların arabaları adlı kitapta mitolojik dönemlerde başka dünyalarda suç işleyenlerin bu dünyaya ceza olarak atıldığı söyleniyor.
Bazen olumsuzlukları aşmanın bir yöntemi de yalnız ve sakin bir hayat sürmektir. Değerlendirmek, düşünmek ve sindirmek için yalnız yürümek güzel olur. Yalnız olmak yanlış insanlarla olmaktan çok daha iyidir. Kendini geriye, aşağıya çekenlere yol vermeli insan. İlk başta ayağına köstek olanları silerek, yoluna bakarak, yeşil ışıkta geçerek ama durmak gerektiğini bilerek kırmızı ışığı da unutmadan.
Baktığı her şeyde kusur arayan, enerjinizi düşüren, psikolojinizi bozan, canınızı sıkan, ömrünüze törpü sabrınıza rende olan herkesi çıkarın hayatınızdan. Süresi belli olmayan bir hayat için kimsenin kahrını çekmeye gerek yok.
Bir gün sizi anlayabilecek kişi çıkar karşınıza. Kişiyi ancak aynı yolu yürüyen, aynı çileyi çekenler anlar. Beni benden iyi tanıdığı halde inatla, ısrarla anlamamazlıktan, bilmemezlikten, tanımamazlıktan gelenlerle bugüne kadar sınandım ve buna neredeyse herkes dahil oldu.
Sessizlik, yalnızlık, sakinlik hepimizin istediği bir tarzdır, bunun adına kaçışta denebilir. Arada kendimize değer vermek, kendimizi dinlemek, kendimizi ödüllendirmek için yalnız kalmalıyız, yeter ki kendimizi kaybetmeyelim.
HÜLYA ÇAKICI
Yorumlar
Yorum Gönder