Düğünün ihtişamını düşünmekten evleneceği insanı unutanlar...


Ülkemizde artık evlilikler bile çıkar üzerine, hatta istemediği halde kısır demesinler diye çocuk yapılıyor. Evliler, sevgililer hayatı paylaşmayı bilmiyorlar. Günümüzün evliliğe yüklediği anlam, evlilik yaşantısı yapay ve sığ.

Her şey gösteriş üzerine, evlilik ve ilişkiler metalaşmış durumda. Bakın ben neler yaşıyorum diye gösterme çabası içinde insanlar. Tanışma aşamasından evlilik sürecine, o süreçten çocuğun her anına kadar her şey göz önüne seriliyor, ancak dışarıdan ve etraflıca bakınca bir samimiyetin olmadığını fark edebiliyor insan. Hepimiz çok iyi biliyoruz ki, mutluyken telefona bile bakmak kimsenin aklına gelmez.

Artık kadınlar daha çok eşya istiyor, erkekler ise daha çok dışarıda kalmak ve evini ihmal etme karşılığında bunu yapıyorlar. Doğan çocuklar aşkın ürünü değiller, kadın ve erkek birbirine sadık değil, kendileri için, hayatları için, hiçbir güzellik için uğraşmıyorlar.

Ayrıca insanın kişisel alanı olmalı, evlendiniz diye her dakika birlikte olmak zorunda mısınız? Bu insandan önce siz yaşamıyor muydunuz? Her şeyi iki kişi mi yaşıyordunuz? Bunlara gerçekten anlam vermek zor. Bırakın evlilik durumunda yalnız kalmayı vs. tek başına takılan bir insanın hor görüldüğü, ezik durumuna sokulduğu bir toplumuz artık.

Neyi paylaşabiliyoruz? Hangi ilişki çıkar üzerine kurulu değil, insanlar, ilişkiler boş, sevgi aşk neredeyse hiç kalmadı, her şey para ve cinsellik üzerine, evlilik aile kavramı yok, kim kiminle belli değil ve en tuhafı bunları normal olarak gören bir toplum olduk.

Bütün kurumlar içinde olan insanlar kadar değerlidir. Kurumları da kurum yapan içindeki insanların niyetlerinin toplamıdır. Çünkü her türlü kurum insanın kurgu gücüyle ortaya çıkmıştır. Örneğin, evlilik kurumuna inanmıyorum diyen birisi evlenip inanmadığı bir şeyden değerli bir şey çıkmasını bekleyemez. Evleneyim, çocuk yapayım diyen çok insan var ama hayatı beraber göğüslemek için kendi mikro evrenini kurmak adına da evlenen insanlar var. Onlar evlilik kurumuna inanıyor ve inandıkları kurguların karşılığını alıyorlar. Sonuçta insanın kendisini arkasını koyduğu kurguya bağlıdır o kurumdan neler alacağı.

İnsan hayatı da mevsimler gibidir ne zaman düzelir, ne zaman bozulur belli değildir. Gözümüz dönmeden de güzel yaşamanın yollarını bulabiliriz dünyada onurlu yaşamaktan daha önemli hiçbir şey yoktur.

HÜLYA ÇAKICI

http://hthayat.haberturk.com/blog/haber/1060269-dugunun-ihtisamini-dusunmekten-evlenecegi-insani-unutanlar

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Süleyman Demirel'den bir fıkra ile günümüz :)

Ayağınızdaki 6 Güçlü Nokta

Hayat Kişiye Özeldir