Hayat Kişiye Özeldir



Sonu değil, gidişatı belli olmayan bir yoldur hayat. Hayatın kime ne getireceği belli değil. Herkes aynı anda geceyi yaşar. Ama herkesin karanlığı farklıdır.

Bazı şeyleri göremez, görmek istemeyiz. Belki egoyu beslediği için anlam yükleriz, belki varsayımlarda bulunduğu için, belki önyargılardan ötürü, belki şartlanmışlıklardan dolayı göremeyiz. Hiç kimse görmek istemeyen birisi kadar kör değildir.

Her insanın kendine göre derdi, kederi ve onlara göre yol aldığı, yaşamaya çalıştığı bir hayatı var. Kınamayacak, hor görmeyecek, ayıplamayacaksınız. Allah kimi neyle sınar bilinmez. Bugün kınadıklarınız yarın sınandıklarınız olur.

Hiçbirimiz sınanmadığımız günahın masumu değiliz. Kimse kimsenin ne yaşadığını, ne hikayesini, ne de derdini bilemez. İnsan önce kendini sonra haddini bilmelidir.

İnsan dünya gibidir içinde yüzlerce fırtına kopar ama herkes kendi yaşadığını bilir. Kimine dert olan konu, kimine nimet olabilir, birazda öyle bakmak gerekiyor hayata.

Her şey değişken, her insanın içinde kendine özel hisleri var açıklamadığı. Gün gelir açığa çıkar dersiniz ki, ne oldu buna ama o sadece zamanını bekliyordur.

Yol ve yönden çok eksen önemli, nereden gelip nereye gideceğiniz, diğer yolların nereye gittiği, sizin neden o yollara girmeyeceğiniz.

Kendine saygı duyuyorsan ne istediğini de, ne yapmak istediğini de bilirsin. Neyin ve hangi davranışın sana yakıştığını bilirsin, gerisi kimseyi ilgilendirmez. Başkalarına saygı duyuyorsan onların halleri de seni ilgilendirmemeli, herkes kendini yaşamalı. İnsanlar istediği gibi yaşar ve yaşıyor. Eleştirmek gereksiz.

Kimse kimseyi olduğu gibi kabul etmiyor, çoğunda üstünlük kompleksi dış görüntüyle insan değerlendirmeler çok üzücü bir durum.

Sadece kendi açımızdan bakarız hayata oysa herkes farklı karaktere sahiptir. Onun mutlu olduğu şey seni mutlu etmez, senin mutlu olduğun şey onu mutlu etmez. Karşımızdakinin hayat hikayesi ile bizim hayat hikayemiz birbirinden çok farklıdır. Olaylara sadece kendi tarafımızdan değil, mantıklı bir çerçeveden bakmak gerekiyor.

İnsanlardan beklenti duyarsanız hep mutsuz olursunuz. Sizi anlamayanı ikna etmeye çalışmak yerine anlayanı tercih etmelisiniz. İnsanlar aynı ortamda olsa da karakterlerinden dolayı farklı etkileniyor. Karakterin bir kısmı genlerden geliyor. İstesekte değiştiremeyeceğimiz gerçekler var. Bunları kabul edip mutlu olacağımız ortamları belirlememiz gerekiyor. Önce kendimizi tanıyalım ve gerçekten ne istediğimizi bilelim. Zaafiyetlerimizi ve kusurlarımızı yok edemesek bile tamiri mümkündür. Bir başkasını değiştiremezsiniz çünkü insanın karakteri küçük yaşta gelişir. Değiştirmek yerine olumlu yönleri varsa onu görüp mutlu olun yoksa geçmişte bırakıp yeni sayfa açın. Ama önce neyi, ne kadar istediğinizi bilmeniz gerekiyor.

Kendi yolunu kendin çizmelisin. Doğarken yalnızdın, hiçbir şeyi hiç kimseye bağlama, kendin ol, pozitif ol, enerjisi güzel olan insanlarla arkadaş ol, negatif insanları sil hayatından. Tek değilsin, sen varsın, ayaklarının üzerinde dur, kimseye ihtiyacın yok, insanlara yaranamazsın o yüzden kimseye derdini ve halini anlatmaya çalışıp boş yere kendini kırma.

Tek başına mücadele etmeyi ve kimseye minnet etmeden yaşamayı öğrendiğin, güvenebileceğin birileri olmadığını anladığın an en çok kendine güvenmeyi öğrenirsin. Güçlü olmak tek çaredir.

Bazı yolların açılmaması için önce kendin duvar oluyorsun. Bunu da ya çok geç ya da hiç fark edemiyorsun.

İnsan içsel olarak boştur, bu boşluğu doldurmak için hep bir şeyler ister. Daha fazla güç, daha fazla mal ve mülk. İnsanlarda genellikle çok istedikleri şeylerin yoksunluğu vardır. Para gibi. Ne kadar parası olsa da içten içe onun yoksunluğunu çekiyordur. Yoksunluk içinde eksikliğini hissettiğindir.

Kendinden ödün verip, zamanını harcayıp, işleri hal olup rahatladıkları ve sana ihtiyaçları kalmadığı zaman söyledikleri, yapmasaydın sana zorlamı yaptırdıktır. Hep onlar haklıdır.

Kendilerini düşünüp hep kendilerinin haklı olduğunu görme bencilliğinde olmaları, kendi çıkarlarını düşünüp diğer insanların düşüncelerini umursamayan hissiz, sağ duyusuz insan yığınlarıyla dolu bu dünya.

Düşünmek zor geldiği için çoğu insan yargılamayı tercih ediyor.

İnsanlara çokta takılmadan hayatını sürdürmeye devam edeceksin yoksa ömrün sürünmekle geçer.

Herkes işine geldiği gibi davranır ve kendince güçsüz olanı ezmek ister.

Kendini eleştirebilen insan, her konuda kendini geliştirebilen insandır. Hayat keşke herkesi dengi olan insanlara rast getirse.

Zor durumda olmakla, kalmakla ancak mantık yürütülerek başedilebilir. Aksi içinden çıkılamayacak sorunlar yaratır, her şeye mümkünatı dahilinde müdahale edilebilir, gerisi sorunlar yumağıdır, çözülmesi zordur.

Herkesin çizimi farklı, önemli olan dünyaya bakış açısının resmidir. İnsanlar işine geldiğini anlar işine gelmediğini de çuvala basar.

HÜLYA ÇAKICI

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Süleyman Demirel'den bir fıkra ile günümüz :)

Ayağınızdaki 6 Güçlü Nokta