İnsanlığa Ulaşmak!


Dinsizin hakkından imansızın gelmesiyle vuku buluyorsa beşeri adalet, o halde ya siyah ya beyaz diye dayatanlara inat gri bakabilmektedir ilahi insaniyet. Ve aslında medeniyet senden olmayanların dahi hakkını koruyabilmekten ibaret.

Kaliteliyi fark edilmese bile üretmeye çalışanlar geleceği de belirliyor. Her araç televizyon, basın, sosyal medya vs. doğru kullanıldığında insana hizmet eder, aksi durumda ise araçlar kendine hizmet ettirir.

Görsel basın insanlığa ulaşmanın en iyi araçlarından birisidir, mesele bu gücü kim, hangi amaç için kullanacak sorunudur. Dünyada bu gücü egemen güçler kontrol etmektedir, insanlığı daha çok köleleştirmek için verilmiş yüksek dozda morfin gibidir.

Bütün değer yargılarını şekillendirip parayı insanların hayatında en büyük değer haline getiriyor, zamanla gerçek değerleri yok ediyorlar. Böylece sadece ihtiyacımızı gidermesi gereken yiyecek, içecek, giyinme, barınma, dinlenme ihtiyaçları bir statü gösterisine dönüşüyor. Lüks arabalar ve evler hayallerimizi süslüyor, yediklerimizi paylaşıp tatillerde selfi çekiyoruz. Kıyafetlerimizle değer kazanıp iyi giyinenlere, paralı gördüklerimize değer veriyoruz. Hafta sonlarımızı alışveriş merkezlerinde geçiriyor ve böylece sonunda kendimizde bir tüketim malına dönüşüyoruz. Gerçek değerlerimiz olması gereken akıl, vicdan, eğitim vs. tüketim ve sahip olma hırsına feda ediliyor.

İnsanlara ulaşmak ve anlatmak, anlattıklarını duyurabilmek için çekim veya konuşmanın ulaşması, yayınlanması gerekir yoksa bir çok şeyi öğrenemezdik. Önemli olan teknolojiyi iyiye yada kötüye kullanmak işte burada bir tercih hakkı doğuyor bilinçli doğruyu, iyiyi, güzeli öğretmek adına.

Teknoloji hayatımızda hep olacak, yapacak tek şey gerek siyasi, gerek toplumsal olarak basın yayın organlarının, TV kanallarının insanlara her konuda gerçeği, doğru şekilde aktarıp bilgi hakkını sağlaması. Yaşamsal olarak TV var olmalı ama doğru yerde, doğru yayın uygulanmalı, reyting makinesi ve birilerinin cep makinesi olmamalı.

Belki dünyadaki yazılı basın ve yazarlar kaleme aldıkları konularda özgür değiller, bir şey var, bir sıkışmışlık, bakıldığında her şey özgür, alternatif çok ama gerçek öyle değil, tuhaf bir baskı hali mevcut sanki bunu yaparak insanların bilgilenme hakkını almak isteyen birileri, bir boşluk var bir türlü bütünleşemiyor, hem fikir olamıyoruz.

Dengeleri alt üst eden unsurların başında para geliyor. İnsanlar çok kötü ters köşe olabiliyorken terside mümkün, paranın ne yapacağı hiç belli olmaz. Olaya genel bakmak gerekirse dünyada para merkezi bir vasıfdan ötesine geçmek üzere.

HÜLYA ÇAKICI

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Süleyman Demirel'den bir fıkra ile günümüz :)

Ayağınızdaki 6 Güçlü Nokta

Hayat Kişiye Özeldir