Kapitalizmin Tanrısı Paradır...


Büyük beyinler fikirlere, orta beyinler olaylara, gelişmemiş beyinler ise kişilere sarar. Doğruları konuşmak, tartışmak yürek ve doğruluk ister. Bir doyumsuzluk hırsı, bir de içinde bulunduğumuz olumsuz durumlardan kurtulma hırsımız var. Biliyorsan anlat öğrensinler, bilmiyorsan sus ki adamdan saysınlar derler. Bilgi dipsiz bir kuyudur bitmez, indikçe dibi aydınlanır, aydınlandıkça yeni bilgiler gelir. İnsanlar yaptıkları ile kendi etiketlerini belirlerler, kimse bunu değiştiremez kendisi haricinde. Bir insanın en büyük vasfı onurlu ve dik duruşudur. Onun için tarih onurluları ebediyen yaşatır.

Bağımsızlık karakterin değilse efendin çok olur. Kalabalıklara ve onların kafalarına sığınanlar korkaklardır. Kendimizi biraz da başkalarına göre tanımlarız evrensel ölçütler dahil olsa da, yani sürüye dahil olmadan ama sürüyle birlikte. Yine de kendi olamayan insan evrimi kaçırır ve başkalaşır. Beceri, akıl, yeterlilik ile özel mülk ve maddi değer elde edilemeyen sistemlerde, insanın temel güdülerinden olan dünden daha iyi bir yarına sahip olma olasılığı yok olduğundan, bedavacıların başkalarının sırtından geçinmesine dayalı sistemler tarihi örneklerde de olduğu gibi çökmeye mahkumdur.

AVM'lere baktığımızda kaç marka kimin, sonra bankalara bakın kaç banka kimin, galerilere bakın otomobiller kimin, petrol istasyonlarına bakın kimin, sigorta şirketlerine vs. Kapitalist sistem hayatlarımıza ipotek koydu ve bedel ödemeden yaşama sevinçlerimize ulaşabilmek iyice zorlaştı, her şey metalaştı, yani hepimiz sürecin göreceli esirleri olduk. Kapitalizmin Tanrısı olan para söz konusu olunca herkesin ortak paydası aynılaşır. Modern köleliğe geçiş hızlandı, asgari ücret ile AVM'lerde kredi kartı ile alışveriş yapan sadece tüketen toplum, üretime gelince ne gerek var üretmeye ilkesiyle ilerlemekte.

Herkesin kendisinden olmayanı ötekileştirdiği bir ülkede ne insanlık kalır, ne de huzur. Cehalet ve aptallık meşrulaşır bununla da gurur duyabilirler. Zulme sesiz kalan zulme uğrar, haksızlığa karşı durmak insanın onurudur. Ama hepimizin kendine göre bir doğrusu var, görüşümüze ters diye kimsenin hayatına müdahale edemeyiz. Aynı gemide olup gemi su almaya başlar ve buna devam ederse hepimiz batarız. Gemiyi parça parça keserek gemicikler inşa edersek bu bölünmenin ifadesidir ve her zaman gemisini kurtaran kaptandır.

Hayat fırtınanın geçmesini beklemek değil, yağmur da dans edebilmeyi becerebilmektir. Dünyayı yangın yerine çeviren de insanlar, yangın yerine çevirir ve kendisi de yanar. Gül bahçesine çeviren de insanlar, gül bahçesine çevirir ve gül kokusunu çeker içine. Sonuçta insanoğlu kendi eder, kendi bulur.

HÜLYA ÇAKICI

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Süleyman Demirel'den bir fıkra ile günümüz :)

Ayağınızdaki 6 Güçlü Nokta

Hayat Kişiye Özeldir