Şartlar Bile Gösteriş İçinde...


Şartlar bile gösteriş içinde dürüst ol, yalan söyleme, iftira atma, çalma, çırpma diye hiçbir uyarı yok.

İnsanlar sizi anlamayı bıraktığında ön yargılı davranmaya başlarlar çünkü size değil çıkarlarına sadıktırlar. Fayda yarar ilişkisi kurarlar ama sebep sonuç ilişkisi yapmazlar, işlerine nasıl gelirse öyle bakarlar, hep kendileri memnun olmak isterler, sen nasıl memnun olacaksın takmazlar. Onlara göre biz robot gibi olmalıyız, mutlu, mesut, memnun olmasak da olur önemli olan biz değiliz. Önceleri sığınacak bir liman olurdu şimdilerde hepsini dalga vurdu, elin varsa elini tutarsın çağında yaşıyoruz. Bu durumda duruş ve karakterdir önemli olan.

Verilen her nefes yalan, alınan her nefes gerçek, yalanlar ancak son nefeste bitecek. En büyük yalanı kendimize kendimiz söyler rahatsız edici gerçekleri görmek istemeyiz. İnsana yakışandır açık, net ve dürüst olmak boş şeylerle zaman harcamamak.

Onlar istedi diye öyle yaşayamayız kendimiz için kendi bildiğimiz gibi yaşamak zorundayız. Kendi içine yapacağın yolculukta kendinden kendini doğurursun. Fiziksel yolculuklarda değişen sadece yol olur. Sen değişmedikten sonra yolunun değişmesi hiçbir şey ifade etmez. En büyük devrim insanın kendisine yaptığı devrimdir, bu devrimden sonra yeni bir ben doğar.

Tüm ruhsal serüvenler zihnimizin yarattığı hapishaneden yargılar, mukayeseler, beklentiler, projeksiyonlar yine zihnimizi kullanarak içsel ve ruhsal çalışmalarla özgürlüğe, aydınlanmaya ulaşmak, kendimizden taşarak, zihnimizi aşarak. Hayal edebiliyorsak mümkünler alanımızda olduğuna işarettir. Hayal et, niyet et, şekillenir diyerek yola devam et gerisini seyret.

Bir problemi çözüp diğerine geçerek ilerleriz ve yine sonsuz sayıda problemle karşılaşırız. Doğru olduğunu sandığımız her şeyin kökünden yok edilebilir olduğunu düşünmenin doğru olduğunu görürüz. Boş insan neyi nasıl göreceğini nasıl bilebilir, kişiyi donatmalı ki iyi ahlakla, iyi terbiyeyle, iyi eğitimle etrafına dümdüz değilde bir üst pencereden bakabilsin.

Popüler kültür, medya sürekli bir düşüş trendi içinde olduğu için hep eskiler özlenir, eskilerde doğallık kalite samimiyet aranır. Oysa popüler kültürün o zaman ki durumu da, geçmişin güzelliklerini törpüleyip bugünün bayağılığına geçiş köprüsü olmuştur.

HÜLYA ÇAKICI

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Süleyman Demirel'den bir fıkra ile günümüz :)

Ayağınızdaki 6 Güçlü Nokta

Hayat Kişiye Özeldir