Kitap Mı, Hayat Mı Öğretir?

 


Bazen kitap hayatı öğretir, bazen hayat kitabı öğretir. En kapsamlısı hem kitap okuyup, hem insan tanımaktır. Bu birazda hayatı öğrenenlerin potansiyeli ile ilgilidir.


Kitap bilgilenmek, hayal gücünü arttırmak, başka dünyaları öğrenmek için okunur ve benzer becerilerinizi geliştirir. Kendini daha iyi ifade edebilmeni, okuduğunu daha kolay anlamanı, çok yönlü düşünmeni geliştirir. Tecrübeyi ise kitaplarla edinemezsiniz, yaşamanız gerekir.


Okuyan kişi ne kadar öğrenirse öğrensin uygulamaya geçmediği sürece öğrendikleri sadece teorik bilgiden ibaret olur. Bildiklerini pratiğe dökünce daha da yeni şeyler katar kendisine. Aslında öğrendiklerinin temel olduğunu, asıl bilmesi gerekenlerin hayatta var olduğunu anlayacaktır. Yani kitap da, tecrübe de gereklidir.


Birçok insan davranışını okuduğunuz bir anlatımda bulabilirsiniz. Hayat İnsanları tanımamızı sağlar. Ama bilgi sahibi olabilmek ancak birikimlerle olur. Kitaplar hayatı konu alır, hayat ise kendisidir zaten. Yaşam tecrübesi tüm kitapları ezer geçer.


Bazen birinin davranışını, kitapta bir cümlede buluruz. İnsanda bir kitaptır, bütün kitaplardan cümleler vardır onda. Ama hayatı da, insanı da ancak merak edersen öğrenebilirsin. Çokça kitap okumak, çokça insan tanımak, imkan buldukça gezmek, hepsi de ayrılmaz bir bütünün parçalarıdır.


Kitap okumayan bir insan, numaralı gözlük kullanan bir insanın gözlüksüz gördüğü gibi görür her şeyi. Hayat ise tecrübenin kendisidir. Ama milyonları, dünyayı tecrübeyle tanıyamayacağımıza göre kitaplarla daha çok öğrenme imkanımız olur.


Kitaplar bize hayatı öğretemezler ama çok iyi yol göstericidirler. İnsanları tanımak için bile bazen rehber olabilirler. Gezerken bile o yerleri daha önce gezmiş insanların bilgilerinden faydalanırız. Hayatı öğrenmek çok başka şeyler gerektirir. Elinizi aleve tutarsınız yakar o size ayrı bir şey katar, su boğar o ayrı bir şey katar, dostunuz sandığınızdan bir darbe yersiniz o ayrı bir şey katar, ansızın çok sevdiğiniz birini kaybedersiniz o size bir şeyler katar. Böylece yaşayarak pişersiniz bu da sizi bilge yapar.


İnsan bulunca dinlemeli, kitap bulunca okumalı. Kitaplarda türlü türlü insanları ve yaşanmışlıkları anlatmıyor mu? Her insan yaşamından aldığı dersleri, içsel mücadeleleri sonucu topladığı düşünceleri, başından geçenleri ile ayaklı bir bilgelik kitabıdır. Öyle bir kitaptır ki, samimiyetle dinlersen sana kendini açar.


Kitabı da yazan bir insan. Oda etrafındaki insanları gözlemleyerek, olayları çözerek yazmış. Hayat baştan sona tecrübe ederek yaşanılır ve ders alınır. Kitaplar bakış açısını çoğaltır, sorgulamaya sevk eder, yeni ufuklar açar. Hayat tecrübe kazandırır. Böylece ikisi birbirini tamamlar.


Binlerce cilt kitap okusan da öğrendiklerin anlayabildiğin kadardır. Teoride öğrenilen hangi şey pratiğe dökülmeden anlaşılır veya pekişir. Hayatı kitaplardan teorik olarak öğrenirsin, insanlarla olan ilişkiler ise bunu uygulama şeklindir.


Kitaplar bizim düşünce şeklimizi, düşünce biçimimizi geniş bir yelpaze de olaylara yansıtmamıza olanak sağlar. Okuduğumuz farklı deneyimleri beynimiz saniyeler içinde analiz ederek önümüzdeki olayla ilgili bir yaklaşım belirlememizi, bir fikir edinmemizi sağlar.


Nasrettin hoca bir gün damdan düşmüş. Hoca demişler doktor çagıralım mı? Yok demiş, bana damdan düşün birini getirin benim halimden o anlar. Kitaplar doktor gibidir ama damdan düşmek deneyimdir.


Birinci el bilgi en kıymetli bilgidir. Yani tecrübeler ve gözlemler. Bilgelik hem insanları tanıyarak hem de kitap okuyarak ikisini birlikte yaparak bulunur.


Hayat kitap okumadan da insanları bilge kılabilir, bunun örnekleri çoktur ama kitap insanın daha bilinçli olmasını sağlar. Deneyime, içsel hissedişe, analiz ve senteze yani karşılaştırmaya yatkın bir beyin kişiyi insanlarla iletişimde daha sağlıklı yapar. Kitaplar bilgiyi çoğaltır, bilmediklerimiz hakkında bilgi sahibi yapar, buluşlara hizmet eder ama bilge yapmaz. Düşünülerek, düşünüleni uygulayarak ve deneme yanılma yöntemiyle yaşanan hayat en büyük bilgeliktir.


Kitaplar hayatlardan alıntıdır, yaşayışlardan alıntıdır, tecrübelerden alıntıdır. Çocukken okuduğumuz hikayelerdeki kahramanları büyüdükten sonra karşılaştıkça tanırız, bunlardan kimisi konuşmayı sever herkesle konuşur, kimisi okumayı sever her şeyi okur.


Kitaplar bizim bilincimiz için sadece teoridir, teori aksi ispatlanana kadar geçerlidir, yani aksi ispatlanabilir. Ama deneyim gerçektir, aksi ispatlanamaz. Yani esas olarak gerçek birdir teori ispatlanırsa kanun olur yerçekimi kanunu gibi. Buz soğuktur ama buzu hiç bilmeyen ve elleri donan bir insana buzun yakmadığına inandıramazsın, o andan sonra buzda ateş gibi yakıcı gelir o insana, deneyimlediğimiz şey bizim doğrumuz, bizim gerçeğimiz olur. Deneyimler sonucu elde edilen veriler, algılar ve düşüncesel bakış açıları toplumların, kültürel değerlerine göre farklı sonuçlar verebilir. Benim için kötü olan bir deneyim, bir başkası için iyi olabilir.


Bilgelik ve bilgililik farklıdır. Bilge olan bildiğini en yararlı şekilde kullanır, öğretir, yorumlar, aktarır, bir mertebeye erişmiştir. Okudun, öğrendin bunu özümseyecek bilinç seviyesinde değilsen bilge olamazsın. Yani okuma okumayla olmaz, anlayarak okumayla olur. Çokça okuyalım ama çokça da düşünüp sindirelim okuduklarımızı, öğrendiklerimizi ve beyin hücrelerimize iyiyi işleyelim.


Kağıda basılı kitaplar bizim davranışlarımızı kaldırırlar, ama ete kemiğe basılı insan kitabı ilgi ve alaka ister, sabır ve şefkat ister, bunları sunmayı göze alana bambaşka bir dünyanın kapısı aralar.


HÜLYA ÇAKICI

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Süleyman Demirel'den bir fıkra ile günümüz :)

Ayağınızdaki 6 Güçlü Nokta

Hayat Kişiye Özeldir