Rüya İçinde Rüya Görüyoruz

Çok eski yıllarda İngiltere'de bir gelenek varmış. Sıradan bir vatandaş öldüğünde kilisenin çanı bir kez çalınıp herkese duyurulurmuş. Bir asil öldüğünde iki kez, Kralın bir yakını öldüğünden üç kez ve Kral ölürse de dört kez. Günün birinde mahkeme bir vatandaşı haksız yere mahkum etmiş ve o gün Kilisenin çanı beş kez çalmış. Ahali Papaza sormuş; ey papaz efendi kraldan daha önemli kim var ki çan beş kez çalındı? Papaz, Kraldan önemli olan şey Adalet öldü!


Eğer barış ve huzur istiyorsak, bunu önce kendi içimizde ve kalbimizde yaratmalıyız. Zaman eleştiri zamanı değil. Akılcı davrananları destekleme, saçmalayanları sakinleştirme zamanı. Ölen insanlarımız için yas tutma zamanı. Taraf tutmayı bırakıp bir olma zamanı. Son günler de o kadar çok tuhaflıklar yaşıyoruz ki gerçek haber mi, yoksa yalan mı anlayamıyoruz bile. Niye hep bu diken üstü durumlar. Niye ise hep entrika, hep kaos. Olay içinde olay.


İnsanların ayak bastığı her yer de tehlike, iyilik, kötülük vardır. Artık bütün dünya rüya görüyor. Hatta rüya içinde rüya görüyor. Rüyalarımıza girerek fikirlerimizi, düşüncelerimizi değiştirmeye çalışıyorlar. Aslında bu darbe teşebbüsü de tasarlanmış bir rüya. Ama rüyayı tasarlarken bir yerde yanlış yapmışlar. Şimdi uyanırsak yine başka bir rüya da olmuş olacağız. Tamamen uyanmamız yıllar alacak, aşçı bahçıvana, bahçıvan şoföre, şoför uşağa sonra hepsi birden uşağa. Korku, gerilim, aksiyon var da var her kafadan bir ses çıkıyor gibi. Belirli bir konuya odaklandığımız zaman enerjimiz düşüyor. Çözüm arayışı derken daha çok labirentte gibi hissediyoruz kendimizi. Farklı bir konuya odaklanıp içinde bulunduğumuz olayları akışına bırakmak güzel olurdu, uygulaması zor olsa da.


Çam ağacı gibi sert olursan fırtına seni yıkar. Sazlık gibi esnek ol ki her fırtına sonrasın da daha güçlü olarak dikilebilesin. Adem ve Havva ile başlamış bu düzen. İnsanoğlu yaradanına yapmış ilk yanlışı. Hayat zor, şartlar ağır ve insanları anlamak mümkün değil. İnsanın insana verdiği acıyı hiçbir şey vermez derler. Bir tarafta üzülenler, diğer tarafta bu acıyı yaşatanlar ve yaşayanlar. Dünya da milyonlarca canileştirilmiş, psikopat insan yaşıyor ve bir çok insanın psikolojik desteğe ihtiyacı var. Artık insanlar gelecek için güzel hayaller kuramıyor. Savaşla zafer kazanılmaz, masumun ahını alarak rahat ve hür yaşanmaz, çamurda gezenin ayağına muhakkak çamur bulaşır. Büyükler çıkar savaşı yapar, masumlar ezilir, bu hep böyle olmuştur. Hep terörü, ölümleri, haksızlıkları lanetliyoruz ama var edenlere dersini veremiyoruz, sorgulayamıyoruz.


HÜLYA ÇAKICI 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Süleyman Demirel'den bir fıkra ile günümüz :)

Ayağınızdaki 6 Güçlü Nokta

Hayat Kişiye Özeldir