İslâm'ın ve diğer dinlerin doğduğu yer


İnsanları din ile aldatanların iki ortak yönü vardır:
1) İktidar da bulunan güce yalakalık yapmak.
2) Din tüccarlığı yoluyla büyük çıkarlar elde etmek.
Hz. Muhammed'in hayatı egemen güce karşı verdiği mücadele ve bunun sonucunda ambargolarla gelen yoksulluk, sıkıntı, acılarla geçti. Oysa en başta bu hareketi durdurması karşısında Mekke'nin makam sahipleri tarafından kendisine en güzel kadınlar, mevkiler, mal-mülk teklif edilmiş, buna rağmen bu davadan dönmeyeceğini söyleyerek reddetmiştir. Bu din tüccarı veya uydurmacı birinin yapacağı şeyin tam tersidir.

Namaz kılarsa, hacca giderse, umreye giderse, toplum olarak o kişinin tam Müslüman olduğu ve yanlış yapmaz hissimiz var. Onlar da istedikleri her şeyi yapıyorlar, dinimizi çürütüyorlar, ahlak kayboluyor, ilim-bilim yok oluyor vs. Genel olarak baktığımız da hangi İslam ülkesinde Adalet var? Hangisinde düzgün bir yaşam var? Bir insan gece gündüz namaz kılsa ve bunu ömür boyu sürdürse ve yine ömür boyu oruç tutsa, yediğine, içtiğine dikkat etse de üzerinde kul hakkı olduğu sürece kurtuluşa eremez. Bizim dinimiz bunu emrediyor. Bunları bilmeyen müslüman yoktur. Bilip de yapıyorsa onun Müslümanlığı bizi ilgilendirmez demeliyiz. Ülkemiz de nedense bu yapılamıyor. Çünkü insanlar dinden uzaklaştılar. Dine uymayıp dini kendi lehine uydurdular. Anında günahlar sıfırlanıyor anlayışı var. Allah kimsenin yaptığını kimseye bırakmaz, giden uzak, gelen yakın, namaz kılıp, oruç tutarsak af oluyor sanıyorlar ve böylece kendilerini avutuyorlar. Kul hakkı yemek en büyük günahtır oysa ki, ve hiç bir ibadet temizleyemez bu günahı.

Dünya gerçekten muazzam bir yer, keşke insanlar kendilerini bu kadar kirletmeseler. Yeryüzüne gönderilmiş 124.000 peygamberden bahsediliyor Kur'an-ı Kerim'de. Din sadece sapıtmış toplumlara gönderilmiş ve sadece Ortadoğu ve Asya peygamber görmüştür bilinen kadarıyla. Ahlaki çöküş yaşamayan toplumlara peygamber gönderilmemiştir. Bütün bozulmalar Ortadoğu'da ve çevresinde olmuştur. Yahudilik, Hıristiyanlık ve Müslümanlık nereden çıkmıştır? Bu üç dinin merkezi şu an nerededir? İnsanın acabalar, keşkeler beynini kemirir bitirir.

MANİTU, Amerika Kızılderilileri tarafından kullanılan bir terimdir ve Algonkin halklarına göre gözle görülmez, gizemli bir güçtür. İnsan kendisine sağladığı bireysel enerjiyi MANİTU’dan edinir. Kabile şamanları insanlara yardım amacıyla bu güçle irtibat kurar. Bu güç Siu Kızılderilileri’nde WAKAN, İroquois Kızılderilileri’nde ORENDA adını almıştır. Kızılderililerdeki bu kavramın çeşitli kültürlere ait bir çok adlarda (prana, mana, qi ya da ch’i vs.), geleneklerinde belirtilen evrensel yaşam gücü kavramıyla neredeyse aynıdır. Kızılderili geleneklerinde MANİTU teriminin başına YÜCE sözcüğü getirildiğinde terim farklı bir anlam kazanır. YÜCE MANİTU, tüm yaratılışı canlandıran, ahengi sağlayan, her şeyin en güçlüsü olan ULU RUH anlamını alır.

HÜLYA ÇAKICI 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Süleyman Demirel'den bir fıkra ile günümüz :)

Ayağınızdaki 6 Güçlü Nokta

Hayat Kişiye Özeldir