Hayat bencil insanların lüksüdür!
Düşünselliğin ve soruşturmanın toplumsal hale bürünmesinin önünde bir çok engel var. Büyük patronlar, siyasiler, politikacılar, din adamları, liderler vs. Bu engeller sorgulamanın ve derin düşünmenin topluma yayılmasına izin vermezler. Çünkü pragmatik düşünceleri, hükümdarlıkları tehlike altına girer. Azınlık gruplar ise patronlar için tehlike değildir, düşünemeyen toplumun algılarını yöneterek bir takım tanımlamalar ve sınıflandırmalar ile bu azınlık grupları hedef haline getirerek onlar üzerinde kötü bir bakış açısı yaratırlar. Böylelikle çoğunluk daima düşünceden yoksun ve vasat kalır, azınlık ise bir şey yapamaz.
Bu koşullar içinde yapacak bir şey kalmaz insanların eli kolu bağlanır, zamanlarının çoğunu telefon, televizyon ve boş şeylerle geçirmeye başlarlar. Böylece toplum kitap okumak, düşünmek, araştırmak ve sorgulamak yerine kolaylığa kaçar.
Bir kitabın okunması, araştırılması veya üzerinde düşünülmesi hem beyin jimnastiği olur hemde kişinin düşünme yetisini geliştirir ama bunun yerine toplumun yarısından fazlası film izlemeyi tercih eder. Bununda mutlaka yararı vardır fakat kitap okumak daha ayrıdır ki, okumayan kişiler genellikle yüksek bir seviye ve beyne ulaşamazlar.
Böyle toplumların gelişme yasası nitel, nicel dönüşümler, toplumların devinimi, ilerlemesi değil diyalektik yasasıdır. Her şey ilerler, dönüşür, entellektüel açıdan üretici güçlerin gelişmesi ve sınıf bilincine ulaşma yapısıdır.
Her değişim sancılıdır emek ister, bilgi ister, bilgi okumak, tanımak, tanışmak, önyargılardan arınmış hoşgörüyle taçlanmış bir anlayış geliştirmek ister, bunlar da hep adım adım zorlayarak, zorlukla olmak ister.
HÜLYA ÇAKICI
Yorumlar
Yorum Gönder