İnsan yaşadıkları ile yaşlanır...


Geçmişteki kötü yaşanmışlıkları unutmayan bir insan, mutluluğu yakalayamaz. Yaşadıkça hatalarımızı anlıyoruz. Geriye dönüp baktığımızda ağzımızdan çıkan keşkelerle kalakalıyoruz. Her yaş bir yanlışı getirir, bir yanlışı düzeltir. Hayatta sadece yaşadığımız yaşın mı acemisiyiz? Yaşadığımız müddetçe her şeyin acemisi olduk zaten. Dün, bugün, yarın derken aklımızda hep tek haneli yaşlarımız kaldı.

Güzel dünler,

güzel günlerin temeli aslında,

daha neler yaşayacağımızı bilemediğimiz,

yeni yeni yaşlarımızda.

Hayat üniversitesinden mezun olduğunda dört kollu tabuta binmiş gidiyor olursun. Yaşam inişli çıkışlıdır, tam düştüm dersin ve bakarsın ki, bir kapıyı kapatan bin kapı açmış. Bir de bakmışsın küllerinden yeniden doğmuşsun. Her asrın, her senenin, her ayın, her günün ve hatta her saniyenin insana öğrettiği bir şeyler var. Ama hayat öğrenmek isteyene öğretir. Alıcıları, frekansları açık olanlar hayat okulundan ve tecrübe öğretmeninden hayli önemli dersler alıp geleceğe ümitle bakarlar. Bu okuldan mezun olunmaz, çünkü öğrenmek ömür boyu süren bir süreçtir. Kişi kırıldıkça keskinleşir, elde tutulmaz bir hal alır, değişmez de kimyası bozulur bunun adına da akıllandık denir.

İnsanlar paylaşmayı ve birbirlerini sevmediklerinden dünyayı çekilmez hale getiriyorlar. Yedi milyar insana yetecek rızık var ama dört milyarı lüks, üç milyarı aç ve paylaşamadıkları bu dünyada kalacak. Sadece zaman herkese eşit veriliyor, fırsatlar verilmiyor. Ne insanlar eşit, ne imkanlar, ne de karakterler.
Hayat kırıp dökmeye değmeyecek kadar kısa. Keşke insanlar bir an durup düşünebilse. Mal mülk hırsıyla ömür tüketeceğine sevdiklerine daha sıkı sarılmayı öğrense. Bilse ki kimse yılları doldurmakla ihtiyarlamaz, ideallerini kaybedince yaşlanırlar. Seneler cildi buruşturur, insanı yüzündeki çizgiler değil kalbindeki üzüntü, keder, sıkıntı yaşlandırır. Sen iyiysen herkes iyidir, mesele sen kötüyken sana iyi olandır. Varsa öyle birileri işte onları kaybetmeyin.

Çocuklarını memnun et, anneni memnun et, babanı memnun et, kardeşini memnun et, arkadaşına karşı ince düşünceli ol. Ama kimse benim için aynı şeyleri yapmıyor. İyilik yapan kişiyi herkes sever ama bir süre sonra her şey o kadar kemikleşir ki, kimseyi memnun edemezsin. En güzeli kendin için yaşayacaksın, kendin olacaksın. Hayat başka insanların memnuniyeti için uğraşılmayacak kadar kısa ve değerli. Önce kendinle barış, kendi ruhunu özgür kıl ve kendini memnun et daha sonra yaydığın enerjiyle başkalarını da istiyorlarsa memnun edersin zaten. Strese girmeye hiç gerek yok. Yeterince dertlenecek şey var. Hayat, kıymet bilenlerle yaşanacak kadar güzel, vefasızlar için israf edilemeyecek kadar değerlidir.

HÜLYA ÇAKICI 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Süleyman Demirel'den bir fıkra ile günümüz :)

Ayağınızdaki 6 Güçlü Nokta

Hayat Kişiye Özeldir