Hayat tüneli...
Hepimizin iş bulmak için gayret sarf ettiği bulunca da huzursuz olduğu bir süreçteyiz. İnsanların çoğu mutsuz, umutsuz, kaygılı mecburiyet ve yaşam kavgası elini kolunu bağlamış durumda.
Hayatın ne olduğu ile ilgili algılarımızı ortalama sıkıntılara denk gelecek seviyede tutarsak belki hayatımız biraz daha iyi olur.
İş hayatı da insanı çalıştıkça mutlu edebilir ve insanda daha çok çalışma motivasyonu oluşturabilir. Bu da ancak insanın kendisini tanıması ve bu doğrultuda hayatını şekillendirmesi ile gerçekleşebilir.
Hepimizin amacı var, hayattan beklentileri benzer. İyi bir üniversite bitireyim, iyi bir işe gireyim, fırsat olursa yüksek lisans yapayım, araba alayım, evleneyim, ev alayım, çocuk yapayım vs. üç aşağı beş yukarı aynı.
Bazı insanların hayatlarında yapabilecekleri ve gerçekleştirebilecekleri sınırlı, ömürleri boyunca kazanabilecekleri para belli. Emek, stres, yaşadığı maddi, manevi, psikolojik yıpranma da çalışılan yerin rahatı ve huzuru için. Kazandığımız para ise ortalamaya yakın veya ortalamanın altında bir hayat sürmemize ancak yetiyor. Halbuki insanlar risk alabilse, farklı fikirler üretebilse, farklı fırsatları görebilse, fırsatlar yaratabilseler kendi işlerini kurup para kazanabilirler ve zamanlarının çoğunluğu da kendilerine kalır.
Yaş ilerledikçe öncelikler değişiyor. Para kazanmaktan ziyade zamanı insanın istediği gibi harcayabilmesi, zamanını, ömrünü mutlu ve huzurlu geçirmesi, sevdiği ve değer verdiği kişilere daha fazla zaman ayırmak istemesi önem kazanıyor ama çoğumuz bu farkındalığa çok geç ulaşıyoruz.
HÜLYA ÇAKICI
Yorumlar
Yorum Gönder