İnsanın Değeri Parayla Ölçülür Mü?


Günümüzde insanların değeri parayla ölçüldüğünden ne kadar paran varsa o kadar değerli bir insan oluyorsun. Bu bağlamda insan değer görmek istiyor ve paraya ihtiyaç duyuyor. Döngüye ayak uyduran insanlar parayı güç olarak görüyor. Kapitalist sistemde paran yoksa aç kalırsın, yaşamını devam ettirebilmek için para en büyük önemi oluşturuyor.

Doymayan ve tatmin olmayan ruhlarımız var. Hiçbir şeyde tam olarak kendimizi bulamıyor, arayışlarımıza sürekli devam ediyor ve hep bir eksiklik duyuyoruz. Huzuru, mutluluğu, kalplerdeki boşluk ve açlığı para ile satın alabileceğimiz şeylerle doldurmaya çalışıyoruz. Daha çok kazan, daha çok harca sisteminin birer kölesi olmaya devam ediyoruz. Ev alıyoruz daha büyüğünü daha güzelini arzu ediyoruz, araba alıyoruz marka, model, yaşını dert ediyoruz. Kıyafetleri, yiyecek içecek stoklarını konuşmaya gerek bile yok. Aldığımız ve sahip olduğumuz şeylerle benliklerimizi tatmin etmeye çalışıyoruz. Arkadaşlık ve dostluk desek o kavramları da tükettik neredeyse. Televizyonlarda sürekli tüketmeye, lükse ve gösterişe reklam yapılıyor, hayatlarımızdaki, ruhlarımızdaki boşluklar, açlıklar bizi yapay mutluluklara sevk ediyor. Alışverişle sahip olduklarımızı mutluluk diye poşete dolduruyoruz, poşetler açıldığında bir kaç kullanım sonrası sahte mutluluklarımızı da tüketiyoruz. Devamında ise yine aynı sarmala girmiş oluyoruz, bu kadar sahiplenme güdüsü, harca dürtüsü ve sistemin çarkı olma gayretimiz neticesinde paraya değer vermeye başlıyoruz.

Yaşadığımız ülkede insanlara vasfına göre değer veriliyor. Medyalar gerçek hayatlar hakkında değil, özenilen hayatlar ile ilgili programlar izlettiriyor, bir nevi insanlar uyutuluyor ve böylece insana verilen değerlerde şan, şöhret, paraya göre önem kazanıyor. İnsanlar yiyeceğe, içeceğe, giyeceğe, konfor, keyif ve eylem fırsatlarına değer veriyor. Birikim yapanlar ise genellikle gelecekten korkanlar oluyor.

İnsan sosyal bir varlıktır. Toplumun içinde yer alması maalesef paraya bağlı. Artık insanlar önce dışa sonra içe bakıyor, ekonomik şartlara göre kuruluyor arkadaşlıklar bile. Çocukluktan başlayan ve aileden gelen yaratıcılıkların öldürüldüğü, ne istediğini bilmeyen bir toplumun bireyi parayla aldığı her şeyden mutlu olacağını düşünüyor. Para olması gereken bir şey, insanoğlu doyumsuz bir varlık olduğundan hep ihtiyaç duyuyor, duyacaktır.

HÜLYA ÇAKICI

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Süleyman Demirel'den bir fıkra ile günümüz :)

Ayağınızdaki 6 Güçlü Nokta

Hayat Kişiye Özeldir