Değiştiremedin Vazgeç...


Hep kaybetmekten korkmamız gerektiği aşılanır bizlere. Herhangi bir durum karşısında korkan insan kendi hayatının başrol oyuncusu olamaz, hayatının merkezine başkalarını koyar, kendini gerçekleştiremez bunlarda kişiyi özgür olmaktan alıkoyar. Korktuğumuzda karar veremeyiz, korkmakla kaybedeceğini fark etmek aynı şeyler değildirler. Bazen istesek bile değiştiremeyeceğimiz şeyler vardır. Bu durumda baktık olmuyor bir düğümde biz atalım. İradenin bizde olması da bir özgürlüktür ve bazı şeyler sadece zaman kaybıdır. Bunları iyi ayırt etmek lazım. Değiştiremeyeceğin şeylerden vazgeçmek tembellik değildir.

Bazen bir şeyleri değiştirmeye çalışmamak, olduğu gibi kabul etmek gerekiyor. Gülü gül olarak sevemezseniz, dikenlerini koparmaya çalışırsanız aynı şekilde bir insanı kendine benzetmeye çalışmak, kendine uyacak şekilde istemek doğaya ve doğallığa terstir. Kendisinin en iyisini bildiğini, kendi yolunun doğru olduğunu, kendi etrafında dönen bir dünyanın olduğunu düşünerek iyi şeylerin kendisinin olmasını, olduğunda ise kaybetme korkusu ile hiçbir şeyin kendi istediği gibi olmadığını düşünen insanlarla dolu dünyamız.

Bazen vazgeçmek gerekir kendi ruh ve beden sağlığımız için bizi yıpratan şeylerden. Pişman olduğum tek şey herkese nasıl katlanmış olmamdır. Daha önceden hoş gördüklerimi şimdiler de hiç hoş görmüyorum. Bu da doğal bir döngü olsa gerek.

Etrafımızdaki olayları, insanları kontrol edemeyeceğimiz gibi başımıza gelen tüm olayları da kontrol edemeyiz. Ama bu olayların bizden bir şeyler almasına engel olabiliriz. Zihnimizin olaylara tepki verme şeklini kontrol edebiliriz. Zihnimizi doğru kontrol etmeye başladıkça olaylar ve insanlar üzerindeki kontrolümüzün arttığını görürüz. Hoşlanmadığınız, istemediğiniz şeyleri değiştirmek için çaba gösterin, bir değişiklik yapamıyorsanız düşünce şeklinizi değiştirin böylece yeni bir çözüm bulabilirsiniz.

İnsanlar en çok ölmekten korktuklarını söyleseler de dünyadaki en büyük korku ölüm korkusu değil, kaybetme korkusudur. Bütün korkuların temelinde kaybetme korkusu yatar. Cüzdanını kaybetmekten korkarsın, işini, aşını kaybetmekten korkarsın, evini, aileni, paranı, sağlığını kaybetmekten korkarsın. Sahip olduğumuz şeyleri kaybetmek bizi korkutur, işte bu yüzden ölüm en büyük korku değildir. Çünkü öldüğün zaman her şeyini beraberinde kaybedersin. Dünyada sahip olduğun her şey toprağın karanlığında yok olur gider. Belki biraz şanslıysan ismin kalır ama o da öldükten sonra bir işe yaramaz. Kaybetmekten korkmayı bıraktığımız da ölümden de korkmayız, çünkü artık hiçbir şeyin önemi kalmamıştır.

HÜLYA ÇAKICI

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Süleyman Demirel'den bir fıkra ile günümüz :)

Ayağınızdaki 6 Güçlü Nokta

Hayat Kişiye Özeldir