Herkes bir şekilde yaşıyor işte. Kimileri şerefli, kimileri şerefsiz...
İnsanı insan yapan merhamettir, vicdandır.
Merhameti ve vicdanı yüreğinde taşıyan insan kötülük düşünmemeli.
En büyük hastalık hasetlik, hırs bununda ilacı yok.
Kendilerini zehirlerler, yetmez etrafına hırslarını, art niyetlerini yansıtırlar.
Kendilerini zehirlerler, yetmez etrafına hırslarını, art niyetlerini yansıtırlar.
Kendinden farklı davranan ve olduğundan fazlasını yapabileceğini söyleyen (lafta),
Ama bunun içinde hiç bir şey yapmayan sadece ben buyum, ben şuyum,
ben bunu, şunu yaparım vs. gibi konuşan insanların karakterleri oluşmamıştır.
O beyin, emir komuta zincirinin en alt halkasıdır ve sadece olanı kabul edip yaşar.
Çok yazık, yaşamayı böyle bir şey zannedip hayatı israf edenlere.
Kendin pişir kendin ye gibi, kendi serotonini kendin üret, üretemezsen suni serotoninle idare edersin.
İşte bu insanlar suni serotonin (İnsanda mutluluk, canlılık ve zindelik hissi veren bir nörotransmitterdir.
Eksikliğinde depresif, yorgun, sıkılgan bir ruh hali görülür) üretiyor ve kendilerini avutuyorlar...
Hiç bir mutluluk insanın içinden gelen kadar doğal, hatta organik :) olamaz.
Kötülükle vezir olmaktansa iyilikle rezil olmak yeğdir.
Çünkü kötülükle kazanılan vezirliğin saltanatı sabun köpüğü gibi bir gün söner.
Ama iyilikten çıkan rezillik eninde sonunda vezirliğe dönüşür.
O yüzden kötülükten medet umarak kötüye iyi demek, kendine ihanet etmektir.
Şu üç günlük dünya için alçalmanın lüzumu yok...
Kimileri altın kadar kıymetli, kimileri bir çöp kadar değersiz.
Herkes bir şekilde yaşıyor işte. Kimileri şerefli, kimileri şerefsiz.
HÜLYA ÇAKICI
Yorumlar
Yorum Gönder