Yönetenler Ve Halk


Halk yönetenlere değil, yönetenler halka eğilmeli. Halk onlara değil, onlar halka borçlu. Halk onlara değil, onlar halka hesap vermeli. Halk onlardan değil, onlar halktan korkmalı. Bugün ülkemizdeki en büyük sorun insanların cehaletten zevk alır hale gelmeleridir. İnsanlık gemisini batıran fırtınalar değil, kendi gemimi kurtarayım anlayışıdır.

Devleti oluşturan millet, ayrıştırıp bölen, parçalayıp yok eden, yapılanlara kör, söylenenlere sağır, kendilerine bencil bir kimlik edinen, niteliksiz ve faydasız öngörüleri kabul edip direten, doğrultusu bu yöndeki insan topluluğu ve zihniyete sahip olan kitleye bir şeyleri kabul ettirmek zordur.

Aslanın yavrusunu almak için aslanın inine girmek gerekir. Açın halinden anlamak için aç olmak gerekir. Toplum ile ilgili sorunları anlamak için ne gerekir?

Yöneticilerin takipçisi olabilmek için bizlerin donanımlı bireyler olmamız gerekiyor. İtibarın gösterişte olduğunu savunanlar için oyumuzu menzile ancak kişiliğimizle, bilgi ve görgümüzle, ulaştırmamız mümkün.

İnsanlar kendi tercihlerini kader olarak yaşar tıpkı layık oldukları yönetimle yaşayanlar gibi. Baktığımızda görülen doğru düzgün üsluba hasret insanların kitleler halinde her kesimden ayrılmadan, ayrıştırmadan zedelenen ruhların, örselenen özgürce düşüncenin umudu olabilmek, öfkesini yenebilen kazanmanın kazananı olabilmek.

Muhalefet olduğunda felsefe yapmak değil, yetkili olduğunda eleştirdiğin konulara çözüm bulabilmektir önemli olan. 1924 yılından günümüze kadar iktidar olalım diye hiçbir çaba göstermeden sadece 'biz Atatürk'ün partisiyiz, Türkiye'nin ilk partisiyiz' gibi övünç kaynağı iki cümleye kitlenip kalmış bir kesimin artık kendisine çeki düzen verip dürüst, saygılı, gerçek demokratik bir kitle partisi olması gerekmektedir.

HÜLYA ÇAKICI

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Süleyman Demirel'den bir fıkra ile günümüz :)

Ayağınızdaki 6 Güçlü Nokta

Hayat Kişiye Özeldir