Saygı Ve Saygısızlık
Saygı ve saygısızlık kavramları yok sayıldığında hangi değerlerimiz kaybedilir? Kendisine saygı duymayan karşısındaki kişiye de saygı duymaz, olmayan bir şey verilemez.
Her canlının yaşam hakkına itibar etmek saygının en güzel halidir. Yine her canlının yaşam alanına itibar etmemek saygısızlığın belirtisidir. Bu çizginin neresinde ise insan saygının, saygı mahrumiyetinin derecesi odur.
Saygı toplumları bir arada tutar, yaşama hakkı verir. Saygının yokluğunda sevgi, saygı, hoşgörü, merhamet ve acıma duyguları yok olur. Toplumda bireysel özgürlüğün tüketim çılgınlığı ile başlayan maddesel hayatın sonu manevi değerlerin tüketilmesidir. Ülkemizde anneye, babaya, eşe, çocuğa, kardeşe, komşuya, akrabaya, arkadaşa, öğretmene, iş arkadaşına, yaşlılara, vatandaşa gösterilmeyen saygı ve değer manevi değerlerin temeli olan ahlaki değerlerin tüketilmesidir. Hoşgörülü insana herkes saygı duyar ve birbirimizi daha iyi anlarız. Milli ve manevi değerlerimizin özünde sevgi, saygı, hoşgörü ve tevazu duygusu vardır. Bizi birbirimize bağlayan değerlerde bunlardır.
Saygı eksikliğinde insanın insana verdiği değer yok olur. İnsanın kendisine verdiği değer yok olur. Değersizlik hakim olursa sevgi kalmaz. Saygı duymak ve saygı göstermek bir nevi empati kurmaktır. Saygı empatidir, saygı olmazsa toplumsal düzen ve bizi biz yapan insani özellikler körelir, akılsız bir canlıdan farkımız kalmaz.
Eyleme dönüşmeden belli olmayan hislerdir saygı veya saygısızlık. Muhatabınıza göre şekillenir, duruma göre değişkendir. Bazen kısas olarak saygısızlık yapılır, kimisi abartarak yalakalık şeklinde saygı gösterir. Her eylemde samimiyet esastır.
Başkalarına karşı gösterdiğimiz tüm tutum ve davranışlarımız kendimizle ilintilidir. Öz saygımız kendimize dair algımız ve farkındalığımız, kendimize duyduğumuz güven ve itimat, benliğimizi oluşturan tüm düşünceler eylemlerimize yansır. Davranışlarımıza, mimiklerimize, ses tonumuza hatta kelime seçimimize. Bu yüzden gösterdiğimiz saygı da kendimize duyduğumuz saygıyla ilintilidir. Testinin içinde ne varsa çatlaktan o süzülür.
Saygı zedelenirse güven zedelenir, güven zedelenirse zihin ve kalp gider. Kendine yapılmasını istemediğin şeyi başkalarına yapmazsan karşılıklı saygı oluşur, saygısızlıkta ortadan kalkmış olur.
Kişisel haklar, saygınlık, dostunun ve düşmanın takdirini kazanmaktır. Herkes birbirine saygı duymak zorundadır. Ama saygın olma şahsi özellik olarak örnek bir kişiliktir. Günümüzde makam, mevki, meslek saygınlığı artıran ögelerdir. İşinin ehli olmak daha çok saygınlık kazandırır.
Bir toplum sevmeyi öğrenmemişse, erdemli olmayı oturtamamışsa, güvende hissettirememiş ve saygıyı hak etmemişse yıkılmaktan başka geriye bir şey bırakmamıştır, önce enkazı ortadan kaldırmak sonra eğiterek tekrar inşa etmek şarttır.
Kendini bilenle bilmeyen arasındaki farkı fark edenler insan olmayı başaranlardır, diğerleriyse insan görünümlü cahillerdir. Kendini bilmeyen hiçbir şeyi bilmez ve anlamaz. 'İlim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir', sözü boşuna değildir. Cehalet öyle bir şeydir ki, kim neye göre cahil, kim neye göre değil sorusunun cevabı çok zordur. İnsanlar elbette kendini bilme mükellefiyetine sahip olmalıdır ama bu da kimi zaman mümkün değildir. Kimisine yüzlerce, binlerce kez insanlıktan bahsetseniz yine bildiklerinden asla şaşmıyorlar, işte o zaman film kopuyor.
Her insanın farklılıklarını sınırsız yaşama olasılığını var edebilme fırsatını kullanmakta serbest olması özgürlüktür. Özgürlük kendi sınırlarını korurken başkasının sınırlarını ihlal etmemektir.
Özgürlük duygusu anlamı itibariyle muhteşem bir kavramken onu gerçek yaşamda hakkıyla kullanamadığımız için özgürlüğün canına okuyup adeta katlediyoruz. Kendi istek ve arzularımız söz konusu olduğunda buna hiç kimsenin müdahil olmasına tahammül gösteremezken, bir başkasının özgürlüksel hakları söz konusu olduğunda onların haklarına müdahil olup neredeyse yok sayacak kadar insanlık değerlerinden uzak bir düşünce yapısıyla bu kutsal kavramı yok saymak hiçbir insani düşünce tarzıyla örtüşmüyor. Birisine özgürlük olacak, birisine olmayacak. Böyle bir özgürlük kavramı henüz icat edilmedi ama maalesef yaşanıyor. Özgür olmak demek dilediğin her şeyi istediğin gibi yaşayıp, istediğin gibi davranmak değil, her türlü özgürlüğe sahip olduğun halde karşındaki insanın değerlerine saygılı olup, onları incitip üzecek davranışlarda bulunmamak demektir.
Bizi bizden başkası çözemez ve düzeltemez. Her birey toplumun aynasıdır. Öncelikle kendimizden başlayarak ve ben olmaktan çıkıp biz olmaya giden yolculukta yerimizi alarak, yaşam borcumuzu ödemeyi seçerek mutlu ve huzurlu olabiliriz.
HÜLYA ÇAKICI
Yorumlar
Yorum Gönder