Asıl Yoksunluk Karaktersizliktir



Başkasını kötüleyen birisinden sizin hakkınızda konuşurken teşekkürle bahsetmesini beklemeyin. Bu insancıklar arkanızdan konuşan ama yanınızda canım cicim olan iki yüzlülerdir. İnsana dostu bazen düşmanından daha çok zarar verir korumasız yakalar ki, bu yüzden dostu düşmandan daha zor affediyor veya affedemiyoruz. Öğrendiğim bir şey varsa o da insanların göründüğü gibi olmadıkları ama görmezden gelince olmazdan da gelmiyor. Farklı düşünce de olup birbirine saygı duyup anlaşabilmek zor. Dağdan ineni yontarsın, dinden çıkanı ikna edersin, sonradan görmelere yapacak hiçbir şey yok. Anlaşılmak karşı tarafı anlayabilmek en büyük nimet, aynı dili konuşuyoruz ama birbirimizi anlamamak için diretiyoruz. Hep asabiyet, hep sinir kimse kimsenin kahrını çekemiyor, karşı tarafı dinlemek gibi bir alışkanlığımız yok. Başımıza ne geliyorsa cehaletten, açgözlü olmaktan geliyor, aptalın aptal olduğunu anlayabilmesi için az da olsa akla ihtiyacı var ve insanı insan yapan akıl edebilmesidir, düşünmesidir.

Ne söylersek söyleyelim anlamayan fikre susmak gerekir bazen. Ne kadar anlatmak istesen de baktın duvar sabit, kafa mermer gerek yok yorulmaya, onlar zaten anlamak istediklerini anlayacaklar nasıl olsa. Hepimizin artık yeter dediği bir nokta var işte o noktadan sonra ne liman kalır ne hatır kalır ne de sabır. Sonrası kırgınlıkla, yorgunlukla ve ancak bıkkınlıkla anılır. Bazı insancıkların sözünün nereden çıkacağı hiç belli olmuyor öyle değişkenler ki bukalemun bile kıskanıyor, güzel ya da çirkin olmaları değil asıl yoksunluk karaktersizlikleri.

Kendi algımız, cehaletimiz, egomuz en büyük düşmanımızdır ve insan olmayanın düşmanı başta kendisidir. Olmadığın bir şeyle özdeşleşmek istemek de egonun oluşmasıdır. Toplumun saygı duyduğu her şey egoyu besler bu yüzden insanlar hep birbirlerinin kopyasıdır. İnsancıkların büyük egoları olur, bir şey olma çabasından sıyrılarak egolarından da kolayca kurtulabilirler fark edebilirlerse.

Kobra yılanları ağzı kapalı saldırır, özellikle evcilleştirilmiş olanları, engerek yılanları da ağzı açık saldırırlar. Yine de yılandan değil yalancılardan ve vicdansızlardan korkun derim, kalp herkeste olsa da vicdan herkeste olmuyor. Etrafımız hasta olduğunun farkında olmayan insanlarla dolu. Dervişe sormuşlar: En zor olan nedir? Söz'dür anlatması da zor, anlaması da. Nankör yapılan iyiliği asla görmez. Karşısındaki kişiyi yapılacak her şeyde mecbur zanneder ama bu insancıkların sonları kötü olur genel de ve kısa dönemlik kazançlar sağlarlar. Pozitif enerjimizi negatif yapan insanlar ve hepimizin hayatında bu tip engereklerden bulunur/bulunmuştur. Cahil, çıkarcı insanlardır hem suçlu hem de güçlü olurlar. Kendilerine benzeyenleri çok güzel kandırırlar. Uzak durmak lazım elden geldiğince böyle kişilerden görmeyerek ezmek lazım. Çünkü düşmanın en büyük hilesi dostluğudur.

HÜLYA ÇAKICI

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Süleyman Demirel'den bir fıkra ile günümüz :)

Ayağınızdaki 6 Güçlü Nokta

Hayat Kişiye Özeldir