Beyin kapalı akıl izinde



İnsanların en kötüsü, iyiliği kötülükle karşılayan ve insanların en iyisi, kötülüğe karşı iyilik yapandır. (Hz. Ali) 

Yüreğin güzel olursa, sözün de güzel olur, yolun da güzel olur, sonun da güzel olur. Kendimize göre dürüstüz ama vicdana göre dürüst müyüz, önemli olan vicdan da dürüst olmak. Toplumunun farklı farklı düşüncelerine sahip bireyleriyiz. Birbirimize saygı duymak zorundayız, sevmesek bile. Düşüncesine, zihniyetine uymuyorsa yalan söyleyerek, iftira atarak, yakıştırmalar yaparak insanların üzerine oynayamaz hiç kimse. 

Çok laf yalansız, çok mal haramsız olmaz der büyüklerimiz. Yalanlarla hayatını sürdürenler hep kaybedenlerdir. Dürüstlük kendisini tanıyan insanlar için olan bir şey, kendisine dürüst olan başkasına da dürüst olur. İnsanı insan yapan değerleridir, ahlakıdır. Bir insan ahlak denen şeyden yoksunsa ondan hiçbir şey beklenemez. İnsanlık karşındaki kişiyi beklentisiz sevebilmektir, beklentisiz yardım edebilmektir. Herkes kalbinin ekmeğini yer, iyi olmak da, kötü olmak da bizim elimizde ve özümüzde neysek oyuz. İyi biriysen eğer bütün dünya sana kötülük yapsa da sen başkalarına kötülük yapmazsın. Kötü ile iyiyi birbirinden ayıran şey, eline fırsat geçince nasıl davrandığıdır. Kıyafetleriyle birlikte karakterini de değiştirip değiştirmediğidir.

İnsanlar ve diğer canlılar aklın duygu ve düşünce bütünlüğünü, yaşam döngülerine uygun özgür anlama gücüyle kullanma yetisine sahiptirler. Ve insanlar bu duygu bütünlüğü içindeki vicdanı oluşturan duyguları sahiplenir veya işlerine gelmediği zaman, menfaatlerine engel olduğu zaman sahiplenmezler. Dünya da yüzlerce dil, din, ırk, mezhep olabilir ama sadece iki türlü insan vardır. Vicdan duygusu olan ve vicdan duygusu olmayan insan. İnsan olmak için servet harcamaya gerek yok, vicdan sahibi ve onurlu olmak yeterli. 

İyilikten anlamak için terbiye ve ahlak şart. Çünkü ne kadar iyilik yaparsanız yapın işlerine gelmediği zaman iyilikler silinir ama yine de isterler ki hep siz fedakar olun, hep siz koşturun, hep siz  alttan alın. İçlerinde öyle nefret vardır ki ufacık bir şey de sizi hedef alırlar. Sizin etrafınızdaki insanları doldururlar, yangına körükle giderler, hep onlar doğru, onlar dürüst, onlar zararsızdır. Siz onlara çektirdiniz, onlar iyi siz kötüsünüz. Kendilerini şanssız görürler hep, yediğinizi, içtiğinizi, giydiğinizi, okuduğunuzu, yazdığınızı, bildiğinizi, gördüğünüzü, gezdiğinizi laf ederler. Aslında sadece sizi çok kıskanıyorlardır. Düşmanca konuşmalar yaparlar, hakkınız da kötü olmanı dilerler isterler. İki yüzlülük, Allah'tan korkmamazlık üzer sizi ama elden ne gelir. Nankör her yer de ve her zaman nankördür. Bunlar kendisini bilene bir tehlike değillerdir. Uzak durduktan sonra istediği kadar tüm bu özelliklere sahip olsunlar, sadece zavallıdırlar. Empati duyguları tükenmiş, pişkin, egoları tavan yapmış, vicdan yoksunu insanlar topluluğu. Ömür törpümüz diyorum ben onlara. Herkes ne yaparsa kendisine yapar. Sap keser, sap döner kendisini keser. Gün olur devran döner. Kim ne yaparsa kendisine yapar. Sonuç olarak evrensel dengeler var. 

İnsanın en iyi dostu gölgesidir derler. O bile yanında olmak için aydınlık günü bekler. 

HÜLYA ÇAKICI 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Süleyman Demirel'den bir fıkra ile günümüz :)

Ayağınızdaki 6 Güçlü Nokta

Hayat Kişiye Özeldir