En belirgin şeyimiz yüzlerdeki mutsuzluk!
Çınar gibi ayakta durmasını bilene fırtına da olsa bir şey olmaz. Bir rüzgar da bizim için esse; acıyı, kederi, üzüntüyü, kalp kırıklığını alıp götürse. Bakış açısı farklı insanlar, hiç kimsenin bakmadığı, görmediği açılardan bakan ince bir zekaya sahip insanlardır. Bazen insanları inceliyorum da, ben de dahil bezmiş, vazgeçmiş bir halimiz var, devamlı kaygı halindeyiz. Ne olacağım, işim ne olacak, çocuklarım ne olacak zaten bir sosyallik yok bir de üzerine kaygı, artık normal insan göremiyorum, ya aşırı varlıkla şımarmış yada aşırı yoklukla kaygı halinde insanlar. Olmayan da sadece maddiyat kısmı değil üstelik, gelecek, eğitim, yaşam kalitesi, her şeyde kaygı halindeyiz, yaşamaktan ruh sağlığımız bozulmuş durum da. Neşemiz, umutlarımız, gülücüklerimiz çalınmış sanki. Acaba ufukta aydınlık günlerimiz var mı diye merak etmemek elde değil. Çünkü insanlar yarını düşünemiyor, bir endişe, bir belirsizlik, sinirler gergin, kimsenin kimseye tahammülü yok. Artık yabancılaşmışken ülkemize, düş