Kayıtlar

Allah etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

MADIMAĞI UNUTMADIK

Resim
Hz. Mevlana'nın oğlu Sultan Veled, din maskeli yobazlar için idris kılığın da iblisler dermiş. Maleseff dini bilinmeyenler dini yaşıyoruz diyorlar. Okuma oranı düşük bir milletiz. Bu yüzden de kulaktan dolma bilgilere  inanıyoruz. İnancımız kimseye saldırmayı ön görmüyor ama bize saldırılırsa, nefsi müdafaayı ön görüyor. Yani kendimizi savunmak ve bize yapılanın aynısını yapma hakkımız verilmiştir. Dinimiz hiç bir şey de aşırıya gitmeyin diyor. Adaletli olun, kindar olmayın, af edici olun. Aşırıcı olmayın adaletli olun. Bu sözler bazı dincilere küpe olsun. Bütün dinler tek bir yaradan da buluşur. Onun için hepimizin inandığı aynıdır. Sadece ibadet şekilleri farklıdır, isteyen istediği gibi ibadet etmekte özgürdür. Allah ile kul arasına kimsenin giremediği gibi ibadetine de yönlendirme hakkına sahip değildir. Sonuçta tüm dinler, mezhepler ve ırklar aynıdır. Ama nedense her din veya mezhep ötekini öldürmeye ve yok etmeye programlanmıştır. Kadın yaktınız, ozan yaktınız, hayvan y

İNSANLAR ÖLÜYOR, İNSANLIK ÖLÜYOR

Resim
Bir asır önce Atatürk anlamadan inanılan dinin bu noktaya geleceğini bildiği için, Kuran'ı Türkçeye tercüme ettirdi. Bir asır sonra ki eğitim düzeyi ise hem halkı dininden soğuttu, hem de kulaktan duyma bir takım hurafelere inanan bir kitle yarattı. Bir Suriyeli, Ülkemizde sürekli ve bir yerlerde bombalar patlıyordu umursamıyorduk, ta ki evlerimize bombalar yağana kadar diyor. Başımıza gelmemesini dilerim canı gönülden. Keskin eleştiriler yaptık hepimiz. Başına vermeden almam canını der Allah, bunu vermez umarım. Artık bu saldırıları durdurmanın bir yolu olmalı, onca emek verip özel kuvvetler yetiştirmek yetmiyor işte. Mevcut kanunların işe yaramadığı da ortada. Adamlar uçakla Atatürk hava limanına geliyor etrafı tarıyorlar iki tane canlı bomba patlatıyorlar ve bunun önlemi alınamıyor. Unutulacak tabii ki, tekrarlar ki öyle görünüyor hangimiz nefes alıyorsak artık çünkü kimin başına geleceğini bilemeyiz. Bize olmaz deme lüksümüz yok, tekrar yazıp çizeceğiz, konuşacağız şimdi s

EĞİTİM MİLLİ OLUR DİNİ DEĞİL

Resim
Dinci çevreler ondan hep nefret etti. Hep yoksulların sesi soluğu oldu. Vicdan kavramını idrak edip insanlara da idrak ettirmek için ömrünü harcadı. Mirasını kimseye bırakmadı. Çünkü bırakacak hiç bir şeyi yoktu. Hayattayken paylaştı neyi var neyi yoksa. O kişi HZ. MUHAMMED (SAV) di. Okullarımızın aklı hür, vicdanı hür, kafası çalışan, aydın gençler yetiştirmesi gerekiyor. Eğer 18 yaşındaki bir genç ülkeyi yönetecekleri seçebiliyorsa, kendisini doğrudan ilgilendiren sorunlar da da hak ve söz sahibidir. Yeni nesil kendi geleceğine kendisi yön vermek istiyor. Üniversite sınavları iyice zorlaştı, imam hatiplilerin önün açılıp mevkii sahibi yapılıyorlar. Aydın, çağdaş gençlerin geleceğini çöpe atıyorlar. Ne çocuklarımız ne de bu ülke sahipsiz değildir. Herkes dinini ailesinden, kitaplardan öğrenir. Okullar da ilim ve fen öğretilmeli. Meslek olarak din adamı olmak isteniyorsa IHL gidilir ve arkasından da İlahiyat Fakültesi okunur. Ama bir insan doktor, avukat, mühendis, ekonomist, mim

PROF. DR. YAŞAR NURİ ÖZTÜRK

Resim
Şahların göçtüğü, piyonların cirit attığı bir dünya burası. PROF. DR. YAŞAR NURİ ÖZTÜRK KİMDİR? 22 Haziran 1945 yılında Trabzon'un Sürmene ilçesinde dünyaya geldi. Dokuz yaşında hâfız olan Öztürk, ilk eğitimini babasından Kur'an okuyarak aldı. On yıllık klasik medrese eğitiminden sonra hukuk ve ilahiyat tahsilini tamamlayan Öztürk, on iki yıl boyunca vaizlik ve imamlık yaptı. 1980 yılında üniversiteye dönüp İslam Felsefesi konulu doktorasını tamamlayan Öztürk, 1986 senesinde bu dalda doçent oldu. 1978 ve 1982 yılında "Türkiye Milli Kültür Vakfı" ödülü kazanan Öztürk'ün, Türkçe, Farsça, Arapça, Fransızca ve İngilizce dillerinde çeşitli çalışmaları bulunmaktadır. 1992 yılında İstanbul Üniversitesi'nde İlahiyat Fakültesi'nin kurulmasıyla, 1993 senesinde kurucu dekan olarak atandı. Yaşar Nuri Öztürk, 2002 seçimlerinde Cumhuriyet Halk Partisi'nden (CHP) İstanbul milletvekili olarak TBMM'ye girdi. Daha sonra istifa eden Öztürk, Halkın Yükse

ALGIYA YERLEŞTİR SONRA YAP

Resim
Bir idda der ki, İmralı adasında daha rahat imkanları olan ev hapsine alınması için girişimler başlatıldı. Dahiliğin de mutlak bir sınırı vardır ama aptallığın asla. (Einstein) Neden suçu kesinleşmiş birini muhatap alıyoruz? Acaba Ülke de infial yaratılıp, iç karışıklık mı hedefleniyor? Kimbilir? Ben sadece şunu söylerim iyi veya kötü gelen hükumetlerin hepsi eleştirilir bu çok normaldir. Demokrasi demek çok seslilik, fikir özgürlüğü demektir. Sonuçta hangi partiden olursa olsun başa geçenler her türlü iyi veya kötü mutlaka eleştirilir. Sekiz milyara yakın bir toplumdan hiç kimse aynı fikir ve tezleri savunmasını zaten bekleyemez. Burada önemli olan ve benim kendi adıma da uyguladığım ama karşıdaki kişilerin kapasitesi sınırlarında, anlama yetilerinin olduğu bir durum vardır. Doğruyu varsayımlar ile değil gerçekler ve belgeler ve şahitler ve ve ve sunmak. Ben öncelikle şunu söylemek isterim; Devletimiz adına görev yapmakta olanlar, ŞEHİTLERİMİZİ ve GERİ DE BIRAKTIKLARINI asla un

YORULDUM PATRON!

Resim
Yoruldum, patron. Yollarda yağmurdaki bir serçe kadar yalnız olmaktan yoruldum. Yanımda hiç arkadaş olmamasından bıktım. Nereye gideceğimizi, nereden geldiğimizi söyleyecek biri. İnsanların birbirine kötü davranmasından bıktım. Her gün dünya da hissettiğim ve duyduğum acılardan bıktım. Çok fazla var, sanki her an için kafama cam parçaları batıyor. Anlıyor musun? (Yeşil Yol/John Coffey) John Coffey İki küçük kıza tecavüz ederek öldürmek suçundan yargılanıp idama mahkum edilmiştir. Ancak bu vücudu iri yarı ama beyni ve kalbi çocuk gibi olan adam idamlıklar koğuşuna getirildiği andan itibaren tüm insanlara hatta farelere bile gösterdiği derin sevgi ve merhametle gardiyanların ve mahkûmların sempatisini kazanır. Gardiyanlar Coffey'in bu suçu işlememiş olabileceğini düşünmeye başlarlar. Ayrıca Coffey bazı garip güçlere de sahiptir. Ölmüş bir fareyi diriltir, gardiyan Paul Edgecombe'un bir türlü geçmeyen hastalığını nefesiyle iyileştirir ve hapishane müdürünün ölümcül bir has

NAZIM HİKMET RAN

Resim
Anadolu'da bir köy mezarlığına gömün beni ve de uyarına gelirse, tepem de bir de çınar olursa taş maş da istemez hani... 27 Nisan 1953 /Barviha Sanatoryumu Ülkesini gerçekten sevdiğini Kurtuluş Destanı ile ispatlayan birisi olarak saygı duyarım. Allah Rahmet eylesin, mekanı cennet, ruhu şad olsun. Dörtnala gelip Uzak Asya'dan Akdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanan bu memleket bizim... Bilekler kan içinde, dişler kenetli, ayaklar çıplak ve ipek bir halıya benziyen toprak, bu cehennem, bu cennet bizim... Kapansın el kapıları, bir daha açılmasın, yok edin insanın insana kulluğunu, bu davet bizim... Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine, bu hasret bizim... Vatan sever olmak için üzerinde bulunduğun topraklar da doğmak gerekmez. Yaşadığın toprakları savunmak, hasretini çekmek, insanının daha iyi şartlar da yaşamasını, daha güzel günler görmesini ısrarla istemektir. Bu topraklar da doğup, ekmeğini yiyen ne onursuzlar var. Dini inancı

Nakit 103 Bin Dolarla Gezen Adam

Resim
Her şeyin bir diyeti var. Gün olur gökdelenden bakarsın, gün olur parmaklıkların ardından. Bharara, Zarrab’ın, 9 Mart’ta Miami Havalananında gözaltına alınmasından sonra üstünden nakit olarak 103 bin dolar çıktığını ve ilk ifadeleri ile kendilerinin ulaştıkları bilgiler karşılaştırılınca, Zarrab’ın kolaylıkla yalan söyleyebilen bir iş adamı olduğunun anlaşıldığını söyledi. Yalan, dolan, hırsızlık, yolsuzluk uzuyor da, uzuyor yok yok. Eşi de burada kendini uyuyan halka masum göstermeye çalışıyor. İnsanların duygularıyla oynuyor. Babasını yıllarca görmeyen insan bir anda baba aşkıyla yanıyor, eşini buradan afaroz ediyor. Tabii bunlar olurken hiçbir şeyden haberi yoktu masumun. 20, 25 yaşında olan biri veya dünya da kısıtlı yaşamış biri için kabul edilebilir ama 40'lı yaşlarını bitirmek üzere ve hayli de görmüş geçirmiş biri için komik olmak ve halkı keriz yerine koymak gibi geliyor bana bu kendini aklama şekli. İşin garibi otelcilerden bazıları da sahne aldıracak. Ya satış pazar

Üç günlük dünya!

Resim
Bu hayat bana, insanların çoğunun gülemediği için ağladığını, susamadığı için konuştuğunu ve laf olsun diye yaşadığını öğretti. Chuck Palahniuk. Adamın biri bir gün cami de yere oturmuş, başını da dizlerinin üstüne koymuş uyukluyormuş! Derken HIZIR ALEYHİSSELAM adama yaklaşmış, sen nasıl bir insansın cami de ibadet edeceğine uyuyorsun diye çekistirmiş adamı. Adamcağız hiç başını kaldırmadan, bana bak burdan çek git yoksa senin Hızır Aleyisselam olduğunu herkese söylerim. HIZIR ALEYHİSSELAM apar topar Allahın hızuruna çıkmış. Allahım ben senin sevdiğin kullarını bilirim, ama bu kim ben bilmiyorum demiş. Allah senin bilmediğin ve benim sevdiğim kullarım vardır/çoktur demiş.! Ya üzdüğünüz kişi böyle seçilmiş birisiyse? Yaşadığım ve yaşıyor olduğum tüm sıkıntılara rağmen, aldığım her nefes için şükrediyorum. Beddua ettiğimizde melekler Amin diyor. Ve dileğimizin bize dönmesi için de Amin diyorlar. Yani ağzımızdan çıkan her dua, beddua vs. dönüp dolaşıp bize geri geliyor.

Aleviler için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi açıkladı!

Resim
İslam hoşgörü dinidir diyenler. Alevi vatandaşlarımızın haklarını elde etmesi için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kararı mı gerekliydi? Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde (AİHM) bugün saat 11.30- 11.45 arasında büyük dairede görülen duruşmada, Türkiye'de yaşayan Alevilerin tüm hakların yerine getirilmesi; Cemevlerine yasal statü tanınması gerektiği yönünde karar bildirdi. AİHM Türkiye Cumhuriyeti'nin 9.,14. maddelerin açık ihlalini tespit etti. 3 Haziran 2015 tarihinde AİHM'deki ilk duruşmaya Türkiye Cem Vakfı Başkanı Prof. Dr. İzzettin Doğan katılmıştı. Bugünkü karar duruşmasına Vakfın ikinci başkanı Ali Asgar Serin, Avukat Namık Sofuoğlu katıldılar. Alevilerin en doğal hakkı olan bu kararı Avrupa Birliği gibi fitne/fesat organına bırakılması ülkemiz adına utanılacak bir durum. Heybeli adaya hırıstiyan okulu açarlar, Van gölün de Tamara kilisesi açarlar vs. Ama Alevilere Cem evi yasaklarlar. Çünkü onlar Türkmen. Sufiliğin Alevi, Bektaşi ve Yeseviliğin kö

Vatanı satmıyor, su satıyor sadece :(

Resim
Seyyar su satıcısı Hasan Kaya zabıtaların kovalamacası sonucu metrobüs altında kalarak öldü. 5 çocuk babasıydı... Adam ne yapsın? Su satıyor, uyuşturucu mu satıyor da kovalıyorsunuz? Büyük hırsızları kovalayın da görelim. Vergi kaçıran var, dolandırıcılık yapan, kaçakçılık yapan var, hepsine eyvallah da bu garibana mı gücünüz yetti. İşte gözü kör olsun parasızlığın. Yani küçük işlerle uğraşmayacaksın. Büyük işler yapacaksın. Milyonlar sıfırlayacaksın. Bak o zaman dokunuyorlar mı sana.  Hırsızlık yapsaydın kimse kovalamazdı. Helal ekmek kazanmak suç bu ülke de. Gariban elindeki 3 kuruştan olmamak için kaçar. Zengin milyonları götürür kimse sesini çıkarmaz. Yazıklar olsun. Çalan çırpan herkes dışarı da ağalar gibi yaşıyor. Olan karton toplayan, su satan, simit satan gariban insanlara oluyor. PKK'lı ya da İslamcı militanlar, Suriyeliler için de aynı cengaverliği istiyoruz. Gariban'a saldırmak adalet değildir. Kim verecek bunun hesabını? Değer mi hiç uğruna bitip giden ha

Hayat ne zaman başlar?

Resim
Hayat, anne karnından dışarıya çıktığın andan itibaren başlar. Artık dünya'ya gözlerini açmışsındır. Hayat, insan kendi bilincinin farkında olunca başlar. Hayat, mücadele etmeye başladığın da başlar. Dünyanın kaç bucak olduğunu öğrenirsin. Hayat, herşeyin boş olduğunu anladığın da başlar. Hayat, hayatı hafife aldığın an, satıldığın an, kırıldığın an başlar. Başkalarının dayattığı hayattan kurtulup, kendi yaşamımızı kurduğumuz an başlar. Herkes elbet bir gün kendi kalbinin ekmeğini yer. Kişi kaderini kendi çizer. Allah yolları verir. O yollardan birini seçmek kişinin kendi nefsi ile ilgilidir. Dünya imtihan yeri. Kazanmakta, kaybetmekte kişiye bağlı. Herkesin bir çizgisi vardır hayatıyla ilgili. Doğru ya da yalnış. Ben yolumda ilerliyorum. İhanete gelince sırtım doludur hançerlerle, en sevdiklerimin hançerleriyle. Yani ben doğruysam herkes doğru olmuyor ve ben yaşanılan bir olay karşısında kendimi yerden yere atsam da o olay akibetini değiştirmiyor, acıyı azaltmıyor. Ölümd

Camdan Tavanı Yıkanlar!

Resim
Uzmanlar diyor ki, Çocuk tacizcileri büyük çoğunlukla çocukken tacize uğramış kişilerdir. Bu cinsel taciz olabildiği gibi, şiddet görme veya şiddete dolaylı yoldan maruz kalmak (seyretmek vb.) da olabilir. Dolayısıyla bu işler öyle bireysel falan değildir. Toplum olarak da kendimize çeki düzen vermemiz gereklidir. Kadın cinayetleri, çocuk gelinler, ensest, aile içi şiddet konularında ki rakamlar, sağlıklı bir toplum olmadığımızı gösteriyor. Çocuk tacizinin camiadaki adı BADELEMEK. Bir kere olan bir şeye ille de isim bulmak için uğraşılmaz. Demek ki bu iş kurumsal, kendi TERMİNOLOJİSİNİ bile oluşturmuşlar. ''Bir kereden bir şey olmaz'' açıklamasıyla tepkilerin odağı olan aile bakanı, yeni bir skandala daha imzasını attı. "İstismara uğrayan çocukları cezalandıracağız." Bence birisi konuyu anlatsın, çünkü hala ne olduğunu anlayamamış! Hangi suçla cezalandırılacaklar? Suçları yaşıyor olmaları mı? Orada bulunmaları mı? Çocuklar konuştukları için suçlu m

Ne istediniz çoluk çocuktan?

Resim
CANLI BOMBA SALDIRISI 55 kişinin yaşamını yitirdiğini, 200'den fazla kişinin de yaralı olduğu söylendi. Kurbanların çocuk ve kadın olduğu belirtildi. Lahor'daki saldırının canlı bomba tarafından gerçekleştirildiği ve pazar tatili nedeniyle lunaparka eğlenmeye gelen halka yönelik düzenlendiği duyuruldu.Gülşen el İkbal Parkı'nın çıkış kapısının hemen dışında ve salıncaklardan birkaç metre uzaklıkta yaşanan intihar saldırısı, henüz hiçbir grup tarafından üstlenilmedi. Hedefin Paskalya için dışarıya çıkan Hıristiyan aileler olduğu yönünde spekülasyonlar da var.Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Pakistan’ın Lahor kentinde meydana gelen terör saldırısı ile ilgili olarak, “Pakistan’ın Lahor şehrinde meydana gelen terör saldırısını şiddetle kınıyorum” dedi."Ailelerin, özellikle de çocukların yoğun olarak bulunduğu bir lunaparkta meydana gelen saldırı, terörün sınırlar ve değerler tanımayan yüzünü ortaya koymuştur” diyen Erdoğan, "Bu saldırı, tüm dünya ülkeleri için

Eyyy insanlar nedir bu sahtekarlık!

Resim
Aslında kendisi HİÇBİR ŞEY olup da! Kendini HER ŞEY sananlar var ya! O da Allah vergisi işte 😊 Olmazsa olmazlar ya hayatta. Hiç birşeyden anlamayan, bilmediği halde bilmiş gibi yapan insanlar. Hadsiz ve yersiz ve gereksiz bir Özgüven. Geçmişlerine bakacaksın. Var mı akıllı bir İcatları diye. Kendinden haberi olmayana, yakışır mı ince bilgi diline ne ala :) Özgüven patlaması yani, koyunun olmadığı yerde keçiye Abdurrahman Çelebi derler hesabı. Eee zor iş yapıyorlar ne de olsa. Herkes yapamaz? Bu da bir zanaattır. Mezarlıklar, kendini vazgeçilmez sananlarla doluyken, yerin üstündeki bu şatafat merakı takdire şayan. Kula niye kul olacaksın ki? Her insan Allah katında birdir! İnsanın kibri, egosu tavan yapınca bir ben varım, üstünüm edasıyla kendi sonunu hazırlar. Yakınları vefat edip de mezarlıklara ziyarete gidenler ne demek isteğimi çok daha iyi anlayacaklardır. Doğruyu gördüğü halde yanlışı savunanlar karşılarında bulunan kişiyi kandırdığını sanarak mutluymuş gibi yaşar

Bizler TARİHİ yaşayan, SAVAŞAN kişilerden öğrendik!

Resim
Unutma, Dünyadaki en büyük korku başkalarının fikirleridir. Ve kalabalıktan artık korkmadığın an, artık bir koyun değil, bir aslan olursun. Kalbin de dev bir kükreme yükselir, özgürlüğün kükremesi. Osho Dedelerim, babaannem, anneannem anlatırlardı düşmanın neler yaptığını! Bizler tarihi yaşayan, savaşan kişilerden öğrendik! Kuvayi Milliye, ülkenin dört bir yanının Yunan, İngiliz, Fransız, İtalyan birliklerince ele geçirildiği, Mondros antlaşması ile ülkeye ağır koşulların dayatıldığı, Osmanlı ordusunun silahlarının alınıp dağıtıldığı, herşeyin bitti sanıldığı günler de, ULUSUN tepkisi olarak doğan BİR HALK DİRENİŞİDİR. Bunların hepsi siyonizmin bir kolu,  iktidarda olduklarından bu yana ülkenin çıkarları doğrultusunda bir politika yok. Tüm politikaları ülke zararına. Pkk'yı davul zurnayla karşıla sonra şehirlere silah yığmalarına göz yum. Şimdi de PKK ile savaş halindeyiz de. Hepsi entrika. Her gün ölüyoruz bu iktidar Türkiye'nin hayrı için değil. Taksim de bomb

Sen yükseldikçe sevenin? Düştükçe satanın çok olur!

Resim
Sen yükseldikçe sevenin, düştükçe satanın çok olur. Kişiler değil, sadece şartlar değişir.  Düşenin dostu olmaz.  Paran, pulun varsa  değerli  olursun. Dost gibi görünürler, para suyunu çeker sonra işim gücüm var derler.  Hani  dost?  Allah hayırlı dostlar versin. Kimseden bir beklentin olmadan hayata tutunmak lazım. Ne kırılırsın, ne de  incinirsin  o zaman.  Kendimi, nefsimi elimden geldiğince terbiye etmeye çalışıyorum.  Çevremdeki tüm terbiyesiz insanlara, olaylara karşı  yıkılmadan . Siz ilerlemeye çalıştıkça ve hatta çabaladıkça, umudunuzu kırar, inancınızı da törpülerler. İnsan denen muamma.  Çözemediği kendisi. Kavga ettiği kendisi. Aradığı kendisi. Kendisini bulduğunda huzuru bulacak. Etrafına da huzuru verecek. Seni sen olmaktan çıkaran değil!  Sana, sen olma şansını veren GERÇEK DOST'undur. Gözler nedense hep kötüyü görür. Oysa ki iyi de var bir düşünür. Düşünmekse alır seni götürür. Geçti değil, gelir mi değil, gün bugündür.  Allah herk

İnsanları iki şekilde ikna edebilirsin! Bilgi vererek veya hikaye anlatarak!

Resim
İnsanları iki şekilde ikna edebilirsin. Bilgi vererek veya hikaye anlatarak. Robert McKee Aynı işi yapan adam İRAN'DA idam cezası ile yargılanıyor. Bizde de arabasına geçiş Üstünlüğü veriliyor. Türkiye'ye gelseydi karısı iki damla göz yaşı dökerdi ve Reza ile Türkiye'de yaşasaydı nerelere gelirdi şimdi. Cık cık Adamın kıymetini bilememişler. Saat hediye etse, dolarlı çikolata kutuları gönderse? Yılın iş adamı seçilirdi olurdu biterdi. Bizim yetkililer Zencaniyi buraya getirselerdi biz ne ödüller verir, servetine servet katardık. Biz yemesek, içmesek, giymesek de olur. İranlılar (Acem) asla unutmazlar. Emin olun. Babek'in Türkiye bağlantılarından da talep ederler. Kendilerinin olan her şeyi alırlar. Hırsızlık yapanların cezası keşke şeriatla olsaydı da kimse cesaret edemeseydi bir daha yapmaya. REZA BEY Enflasyonun düşmesinin sebebiyim dedi :)) Devletin ekonomisine yön verenler seslerini bile çıkaramadılar :( Ve bütçe açığını kapatan hayır sever iş ada

Kimse kimseyi kaybetmez. Giden başkasını bulur, kalan da kendisini...

Resim
Bazen bilirsiniz tarif edemezsiniz. Belki sizi kimse anlamaz ama yine de anlatmaya çalışırsınız bir umutla. Belki hayatınızda şimdiye kadar her şey ters de gitmiş olabilir. Ama yine de bir umut çocuk gibi  görmediğiniz ama bildiğiniz  tanışmadığınız bu mutluluğa koşarsınız. Bazen hayat keşke yanımda olsa dediklerimizi uzağımıza atarken. Yüzünü bile görmek istemediklerimizi gözümüze sokar. Bazen hayat sinirlerimizi alt üst eden şeyleri. Sabrımızı sınamak istercesine üzerimize gönderir. Neden kimse birlikte yaşamayı öğrenemez.  İnsanların birbirlerine ihtiyaçları varken yokmuş gibi davranır.  Yalnızlık marifet gibi.  Başkasının derdine ortak olmak, çok mu zor. Yanında ağlayana mendil uzatmak, düşeni kaldırmak insanca yaşamak çok mu zor. Ve şimdi uzağınızdadır belki  yanı  başında  olmasını istediğiniz. Ve kim bilir belki de uzağınızda olan senin için en değerli, en özel ve seni en çok anlayandır.  Üzülme sakın neden şimdi yanı başımda değil