Kayıtlar

Ve dış güçler devrede...

Resim
Rus Büyükelçi Andrey Karlov'u öldüren saldırganın Çevik Kuvvette görevli, polis memuru Mert Altıntaş olduğu öğrenildi. 1994 doğumlu Altıntaş çatışma sonucu ölü ele geçirildi. Suikasti düzenleyen şahıs daha önce Fetöcülük soruşturmasında açığa alınmış bir polis. Bugün polis kimliği ile içeri girip Rus büyükelçisini vuruyor. Sahte dindarların yetiştirdiklerinden sadece birisi. Allahu Ekber diyerek insan öldürüyor ve bunlar kendilerinin Müslüman olduklarını iddia ediyorlar. Eğitim sisteminin polis yaptıkları Tekbirle adam öldürüyor. Türkiye nereye gidiyor anlamamak için kör olmak lazım. Atatürk gençliğini daha çok ararız. Allah Türk halkını iç düşmanlardan korusun. Çok tehlikeli bir durum, kimin kim olduğu belli değil. Öldürülmeden ele geçirilemez miydi? Belki arkasındakilerin azmettirenleri öğrenmemiz hoşlarına gitmeyecekti. Böyle bir dönem de Rus Büyükelçisinin güvenliğini sağlamamak akla zarar. Olan turizm ve çiftçiye olacak yazık ülkemiz bitme noktasına geldi. Putin'in

NEMRUT'UN SONU

Resim
Nemrut'un burnundan giren sinek gidebildiği yere kadar gitmiş ve orada dönmeye başlamıştı. O andan itibaren Nemrut'da müthiş bir baş ağrısı başladı. Beyninde dolaşan sinek onu müthiş huzursuz ediyordu. Son çare olarak başını tokmaklattırmaya başladı. Vurun. Vurun diyor, sineğin beynine verdiği ızdıraptan tokmağın acısını duymuyordu. Başına tokmağın her inişinde o, daha hızlı vurun, daha hızlı diyordu. Başından kanlar akmaya başlamıştı fakat o aldırış etmiyor, başını tokmaklatmaya devam ediyordu. Bir yandan da başını duvarlara vuruyordu. Hiçbir şey kar etmemişti. Nemrut, başına yediği tokmaklarla kendinden geçmişti. Sivrisinek ise hala beyninde dönüyordu. Çok geçmeden çırpma çırpına can verecekti. Ufacık bir sinek, uluhiyet davası güden Nemrut'un hayatına son vermeye sebep olmuştu. Canlılar arası değişmez olan gözlerdeki o ifade, özellikle korku anındaki her şeyi özetliyor. Güçlü insanların sözleri de güçlüdür. Onların kurduğu cümleler kapılar kırar, duvarlar yıkar,

Vatana, Millete, Devlete Küsülmez!

Resim
Bu dünyada kendine ve çevresine en çok zararı olanlar, kendisini hatasız gören insanlardır. Yangını ve savaşı siz başlatmış olsanız bile arzu ettiğiniz yerde onu durduramazsınız. O nerede duracaksa gider orada durur. Anlamak istediğinin işine geldiği yerini cımbızla çeker alır gerisi fazlalıktır ve hep anlamak istediğini anlayanlar gemilerini yürütür. İnsan olarak geldiğimiz bu dünyada kazanabileceğimiz en büyük servet insan kalabilmek ve insan ölebilmektir. Gerçek diye sunulanları sorgulamadan yaşarsak sonuca da katlanacağız. Toplum demek fert demektir. Nasıl bir toplum olmak istiyorsak öyle bir fert olmayı başardığımızda mümkün ama her birimiz kapitalizmin uşaklığını yaptıkça vicdan kalmaz. Çünkü paraperest toplumların değer yargıları sadece para kazanmaktır. Dürüst olmak gerçek anlam da güç gerektirir. Dalavereyle elde edildiği zannedilen gücün temelinin çürük bir binadan farkı yoktur ve ilk sallantıda da yıkılır. Bilip bilmeden konuşmak çok kolay. Onca yoksul insan var, yok

Aşık Kul Fakır Ali Oymak

Resim
Asıl adı Ali Oymak olan Aşık Kul Fakır, Merzifon'un Kıreymir köyünde 1873 yılında doğmuştur. Ozanlık geleneğiyle küçük yaşta tanışan Aşık Kul Fakır, okur yazar olmamasına rağmen çalıp söylediği deyişleriyle çevresinde tanınmış ve adını duyurmuştur. Gençliğinde güreş sporuyla ilgilenmekteyken bir düğüne pehlivan olarak gittiğinde, Gümüşhacıköy'lü Aşık Kul Hüseyin ile tanışır ve ondan çok etkilenir. Aşık Kul Fakır'ın hayata bakışını değiştiren o gün, adeta kendisini Allah yoluna adamaya karar verdiği dönüm noktası olur. Kendisine "Kul Fakır" mahlası da üstadı Aşık Kul Hüseyin tarafından verilir. Yaşadığı dönemde Çorum'lu Hakk aşığı Derviş Edna ile yol arkadaşı olmuş ve ona büyük bir muhabbet beslemiştir. Mustafa Kemal Paşa ve önderliğini yaptığı milli mücadeleye destek vermiş ve bunu defalarca dile getirmiştir. Mustafa Kemal Paşa hakkında pek çok deyişi bulunmakla birlikte bazı deyişlerinde onu zamanın mehdisi olarak tanımlamıştır. Yüce Allah n

Müslümanlara bu çeşmeden su içmek haram!

Resim
Müslümanlara bu çeşmeden su içmek haram! Vaktiyle Bursa’da bir Müslüman, bugünkü adı Arap Şükrü olan muhitte çeşme yaptırmış ve başına bir kitabe eklemiş: “Her kula helâl, Müslüman’a haram!” Bursa başkent, tabii Osmanlı karışmış, bu nasıl fitnedir diye… Gitmişler kadıya şikayete, adam yakalanıp yaka paça huzura getirilmiş. “Bu nasıl fitnedir, dini İslâm, ahalisi Müslüman olan koca devlette sen kalk, hayrattır, sebildir diye çeşme yap ama suyunu Müslüman’a yasakla! Olacak iş midir, nedir sebebi, aklını mı yitirdin?” diye çıkışmışlar adama. Adam: “Müsaade buyurun sebebi vardır, lakin ispat ister, delil şarttır…” dedikçe kadı kızmış: - “Ne delili, ne ispatı? Sen fitne çıkardın, Müslüman ahalinin huzurunu kaçırdın, katlin vaciptir!” demiş. Demiş ama bir yandan da merak edermiş: “Nedir gerekçen?” diye sormuş. Adam: “Bir tek Sultan’a derim…” diye cevap verince, ortalık yine karışmış. Söz Sultan’a gitmiş, adam yaka paça saraya götürülmüş. Padişah da sinirlenmiş ama diğer yanda

Olimpiyat oyunları nerede başlamıştır?

Resim
Aphrodisias stadyumu dünyanın ilk elips stadyumudur ve her noktadan seyirci kolaylıkla etkinlikleri izleyebilirmiş. Dünya medeniyetini Orta Asya kavimleri oluşturmuştur. Sümer medeniyetinden önce aynı kavmin bazı kısımları Akdeniz havalisine; Anadolu, Mora Yarımadası, İtalya Yarımadası İspanya vs. yayılmışlardır. Buralardaki insanların fizik yapıları ve kökeni aynıdır. Önce Yunanistan ile Grek isimlerinin nerelere ait olduğunu bilmemiz gerekir. Bütün dünyanın Grek olarak tanımladığı devlete biz yanlış olarak Yunanistan diyoruz. Neden yanlış? Çünkü Yunanistan, kuzey batı Anadolu'nun eski adıdır. Anadolu'da kurulmuş devletlerin Grek devletiyle hiçbir alakası da yoktur. Grek'ler Anadolu'nun, Makedonya'nın, Arnavutluğun bir kısmının kendilerine ait olduğunu iddia ederler. Ayrıca Makedonyalı Büyük İskenderin bile Grek olduğunu iddia ederler ve utanmadanda tüm dünyaya bunu böyle empoze ederler. Anadolu'da caddeleri, kanalizasyonları, anfitiyatroları, kütüphane

Dolandırıcılar Kralı...

Resim
Yanlış yada doğru, herkes kendi penceresinden bakar dünyaya ve fark burada başlar. Pencerenin ardından bakanlar, pencereyi açıp bakanlar... Hayatı filmlere konu olan ünlü dolandırıcı Sülün Osman, 1950 - 1970 yılları arasında nam salmış ünlü bir isimdir. Hedefinde saf insanlar ve ava giden diğer dolandırıcılar bulunmaktadır. -Taksim Meydanı'nın girişine paspas koyup geçenlerden para almak, -Galata Köprüsü ve Galata Kulesi gibi kamu mallarını satmak, -Saat Kulelerini satmak, -Tramvayları satmak, Kendisini yakalayan komiser,  "Galata Kulesini satmaya utanmıyor musun?"  "Komiserim, bu memlekette galata kulesi’ni satın alacak eşek olduğu sürece ben bu kuleyi satarım, hiç kusura bakmayın". "Alın Teri ile Kazanmak" isimli konferans vermiş ve aslında kendisinin iyi bir insan, dolandırdıklarının ise asıl dolandırıcı olduğunu anısıyla beraber anlatmıştır: "Elimde sahte bilezikler vardı. Akşam bir kuyumcuya gittim. Adam dükkanı kapamak üz