Kayıtlar

Nusaybin'de bir çocuğun günlüğüne yazdıkları :(

Resim
Nusaybin'de bir çocuğun günlüğüne yazdıkları :( Mardin'in Nusaybin ilçesinde güvenlik güçlerinin bir evdeki kontrolleri sırasında evde yaşayan çocuğun günlüğü bulundu. İlkokul öğrencisi olduğu tahmin edilen çocuk günlüğüne “Bugün saban erkenden uyandım elimi yüzümü yıkadım hazırlanıp okula gittim. Okul çok güzel geçti yazılıya girdim sınav kolay geçti. okulda eğlendim Eve geldim yemek yedim sonra ödevlerimi yaptım. Dışarıya çıktım sonra eve geldim. tv izledim. Akşam oldu tv izledim. YDG-H bizim evin önünde hendek yaptı biz de onlara yardım ettik sonra bitince eve geldik uyuduk” yazdığı görüldü. Bir çocuk bunu yapıyorsa ona bunu yaptıran aileleri ise BARIŞ kelimesi anlamını kaybetmiş demektir. Terör belasının ızdıraplarını çocuklar daha acı çekiyor. Okula gidemiyorlar, yaralanıyorlar, yetim kalıyorlar, ölüyorlar. Bu çocuk resmen bilmeden her şeyi itiraf  etmiş burada. Şehit polis ve askerlerimiz, onların perişan olan aileleri. Ben bir vatandaş olarak bunlara yapılacak e

Sen benim hayatım değil! Sen benim sonsuzluğumsun!

Resim
Aldığım nefesin sebebi.  Sonsuzluk gibi seni sevmek. Sürüklenirsin mutluluğa, umuda, hayallere ve aşka. Sensin bu bedenim de kalbim. Sensin bu bedenim de ellerim. Sensin bu bedenim de gözlerim. Ben senim sevdiğim. Benliğime karışmış ruhun ve bedenin. Attığım her adımda seni isterim.   Baktığım her yerde seni görürüm. Dolmuş, taşmış kalbim seninle, senin sevginle. Ah bir bilsen nasıl seviyorum. Nazar değdirir gözlerin sevgime. Bir bilsen nasıl seviyorum. İmrenir herkes sevgime. Bir bilsen nasıl seviyorum. Ben anlatamıyorum sen yaşa istiyorum. Bazen fedakarlık ister aşk. Ben sen oldum. Bu denli sevmek delilik biliyorum. Eğer sığsaydı sevgim kalbime, bedenime, hayallerime. Taşırmazdım dünyaya. Gözlerime bakan herkes seni görsün istiyorum. Bir tek sen baktığın da beni gör, hisset. Bu yalanlarla dolu hayat içinde. Benim gerçeğim sensin. Biliyor musun, kendinle grur duymalısın. Bu kadar seviliyorsan sen mükemmel bir insansın. Sen benim nasibim, sen benim kaderim, sen benim değerlims

Hayat böyle bir şey onu da öyle anladık.

Resim
Ergenlik zor geçer, genç olanda.  Orta yaşta depresyon.  Yaşlı da yaşlılık sendromu, biraz daha olunca da bunamak. Her yaş sıkıntı anladık. Hayat böyle bir şey onu da öyle anladık. Hayat anlamak demek, onuda anladık. Çözüm? H er  şeyi  oluruna  bırak :) Umudunuzu yitirmeyin mucizeler her gün oluyor. Her gün dünya yeniden kurulur ve biz yerimizi yeniden alırız. Hayata tutunmak istiyorsan azmederek, sabrederek, pes etmeyi değil, mücadele etmeyi seçeceksin. Beklemek, hayatın dışında akan bir başka zaman.  Beklemek sessizliğin dile gelmiş hali. Belki de sadece sabır.  Sessizliğin içerisinde  söylenmemiş binlerce gizem saklı.  Sessizce anlaşılmayı bekledik, anlatmaya çalıştık içimizdekileri.  Sessizlik en büyük sesimiz oldu duyura bildiklerimize. Gerçek şu ki, biz emanetleri göklere, yere ve dağlara sunduk. Onlar bunu yüklenmekten kaçındılar ve ondan korkuya katıldılar.   Ne kadar kaçarsan kaç kaçtığın şeyin içinde bulursun kendisini.  Tıpkı b

Kerbela sevgi ve üzüntünün birbirine karıştığı topraklar.!

Resim
Aşure'nin anlamının, develerin güdülmesiyle ilgili IŞR kelimesinden türetildiği söylenir. On anlamındaki AŞR ise, Kur'an'ın rahat okunup, ezberlenebilmesi için onluk bölümlere ayrılması anlamında kullanılır. Okunan biten her onluk sayfa sonuna, başlayan her onluk sayfa başına AYIN harfi konur. Hz. Muhammed'in sevgisine dair Cenab-ı Hak, mallarınız ve çocuklarınız sizin için birer imtihan vesilesidir derken ne kadar doğru söylemiş. Torunları görünce dayanamadım konuşmasını kesip kucaklaşmasının nedenini açıklıyor. Kerbela olayından sonra İslam edebiyatında başlı başına bir tür oluşur. Ve özellikle taziye törenlerinde okunmak üzere Şii şair, edipleri tarafından MAKTEL veya MAKTEL-İ HÜSEYİN denilen mersiye ve okuma parçaları kaleme alınır. Ayrıca Safevilerde, Hüseyin Vaiz-i Kaşifi'nin en önemli eser sayılan Ravzatü’ş-Şühedası Kerbela şehidlerini anmak için düzenlenen ve RAVZA denilen meclislerde yüzyıllarca okunmuş. KERBELA TOPRAĞI şehidlerin vücutlarını ba

Sağlıkta Şiddete Karşı 24 Saat Gözaltı!

Resim
Sağlıkta Şiddete Karşı Yeni Eylem Planı. Sağlık personeline şiddet gösteren, 24 saat nezarethanede gözaltında tutulacak. Sağlık personeline fiziki olarak saldıranların 24 saat gözaltında tutulması ve ardından adliyeye sevk edilmesi konusunda düzenleme ile her türlü darp olayından sonra tüm saldırganların yasal olarak 48 saat gözetimde tutulması ardından savcı ya da hakim kararı ile serbest ya da tutuklu kalması sağlanacak. Ve hapis cezası geliyor. Bakanın açıklamaları bu yönde. 24 saat nezarethanede tutulmaları neyi çözecek? Caydırıcılık mı? Maalesef sorunu çözmez. Toplumun bakış açısı değişmediği sürece, isterse 48 saat tutulsunlar sonuç değişmez. Sağlık çalışanlarının vatandaşlarımız için çalışırken bir de kendi can güvenlikleri için endişelenerek, panik halinde çalışmaları zor olsa gerek. Şiddet olgusu nerede ve kime uygulanırsa uygulansın kesinlikle kabul edilemez. Uygulandığı ve görüldüğü her yerde önlemek ve gerekli yasal zemini oluşturmak gerekir. Şiddeti savunmuyo

ATATÜRKÇÜLÜK ve LAİKLİK

Resim
Türkiye Cumhuriyetinde, her yetişkin dinini seçmekte hür olduğu gibi, belirli bir dinin merasimi de serbesttir. Yani, ibadet hürriyeti vardır. Tabiatıyla ibadetler, güvenlik ve genel adaba aykırı olamaz; siyasi gösteri şeklinde de yapılamaz. Geçmişte çok görülmüş olan bu gibi durumlara artık Türkiye Cumhuriyeti asla katlanamaz. Bir de, Türkiye Cumhuriyeti dahilinde, tüm tekkeler ve zaviyeler ve türbeler kanunla kapatılmıştır. Tarikatlar kaldırılmıştır. Şeyhlik, dervişlik, çelebilik, halifelik, falcılık, büyücülük, türbedarlık vesaire yasaktır. Çünkü bunlar gericiliğin kaynakları ve cehaletin damgalarıdır. Türk milleti, böyle müesseselere ve onların mensuplarına katlanamazdı ve katlanmadı. Din bir vicdan meselesidir. Herkes vicdanının emrine uymakta serbesttir. Biz dine saygı gösteririz. Düşünüşe ve düşünceye karşı değiliz. Biz sade din işlerini, millet ve devlet işleriyle karıştırmamaya çalışıyor, kasıt ve fiile dayanan tutucu hareketlerden sakınıyoruz. Gericilere asla fı

Aleviler için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi açıkladı!

Resim
İslam hoşgörü dinidir diyenler. Alevi vatandaşlarımızın haklarını elde etmesi için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kararı mı gerekliydi? Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde (AİHM) bugün saat 11.30- 11.45 arasında büyük dairede görülen duruşmada, Türkiye'de yaşayan Alevilerin tüm hakların yerine getirilmesi; Cemevlerine yasal statü tanınması gerektiği yönünde karar bildirdi. AİHM Türkiye Cumhuriyeti'nin 9.,14. maddelerin açık ihlalini tespit etti. 3 Haziran 2015 tarihinde AİHM'deki ilk duruşmaya Türkiye Cem Vakfı Başkanı Prof. Dr. İzzettin Doğan katılmıştı. Bugünkü karar duruşmasına Vakfın ikinci başkanı Ali Asgar Serin, Avukat Namık Sofuoğlu katıldılar. Alevilerin en doğal hakkı olan bu kararı Avrupa Birliği gibi fitne/fesat organına bırakılması ülkemiz adına utanılacak bir durum. Heybeli adaya hırıstiyan okulu açarlar, Van gölün de Tamara kilisesi açarlar vs. Ama Alevilere Cem evi yasaklarlar. Çünkü onlar Türkmen. Sufiliğin Alevi, Bektaşi ve Yeseviliğin kö