Kayıtlar

İnsanoğlunun kullandığı ilk alet başka bir insandır

Resim
Zamansız ve yersiz sessizlik ilk önce susanı, sonra da susmayı erdem sanan toplumu mahveder. Doğrunun yükü ağırdır, kötüler bu nedenden dolayı çoktur. Canlı öldürenin elinde kan kokusu kalır. İnsanlık utanmazsa insan olunur mu? Hayatı debdebe olanın sonu kocaman bir hiçtir. Değer yargılarımız değişti, sistem istediği gibi şekillendirdi. Maddiyata yatırım yaptık, bu yatırım şekliyle daha çok olur dünyanın problemi. İnsanı diğer canlılardan ayıran özelliği sadece aklı değil, irade gücününde olmasıdır. Yani tek güç bilek gücü değildir. İnsan topluluklarını yönetmek ve yönlendirmek kolaydır. ABD'nin istikrar sağlamak için girdiği kaç ülke bugün huzurlu? Başkan Obama, Libya'da terör var diyerek orayı da karıştırmaya gidiyormuş. Giderayak dünya savaşı çıkartmaya niyetli gibi. İŞİD'i, Daeş'i yaratan ABD zaten, neden bitirmek istesin ki? Bahaneyle Ortadoğu'yu ve kuzey Afrika'yı yeterince sömürüyor. Şimdi de istikrar diyerek Lübnan'a operasyon başlatıyor. İsti

Bir varmışla başlıyor hayatımız

Resim
Uyanırmış insan düşler ülkesinde bir masalda, yalnız başına kalırmış bazen yoklukla, mevsimler gelip geçermiş birbirlerinden habersiz. Sonra masaldan çıkarmış yalnız ve kimsesiz. Bir gün bizde gülebilsek dağ başında açan çiçeklerle beraber, hüzünleri orada bıraksak orada kalsa geleceğe gülerek baksak. Güzel günlere güzelliklere ihtiyacımız var. Hayalleri diri tutalım ki gerçeğe dönüşmese bile hayaller de gidebilelim istediğimiz yerlere. Çünkü umut imkansızlık değil hayalleri gerçeğe dönüştürmek için bir haritadır bizlere. Bazı sonralar kaderden ötedir, sonrası hiç olmamalı yada öncesi kader de hiç yazılmamalı. Kendimizin heykeltıraşıyız. Yontmaya karar verirsek kendimizi ancak o zaman yardım edilebiliriz hem kendimize, hem çevremize. İnsan hayattaki her nimetten faydalanamaz, bize ne düşmüşse o kadar sadece görmekte yeter. Yaşam bu eksiklikler mutlaka olacaktır. Yontmaya devam ederken buda kalmalı aklımızın bir köşesinde. İlk yapılan yanlışa hata, ikincisine kaza, üçüncüsüne de

BANA DOKUNMAYAN YILAN BİN YAŞASIN

Resim
Evin minik faresi duvardaki çatlaktan bakarken çiftçi ve eşinin mutfakta bir paketi açtıklarını gördü. Kendi kendine; “İçinde hangi yiyecek var acaba?” diye düşündü. Bir süre sonra gördüğü paketin bir fare kapanı olduğunu anladığında yıkılmıştı. “Evde bir fare kapanı var! Evde bir fare kapanı var!” diye bağırarak telaşla bahçeye fırladı. Minik fareyi telaş içinde gören tavuk umursamaz ve bilgiç bir tavırla başını kaldırdı ve gıdakladı; “Zavallı farecik. Bu senin sorunun benim değil. Bana bir zararı olamaz küçücük kapanın” dedi. Tavuktan destek bulamayan farecik bu sefer telaşla domuzun yanına koştu; “Evde bir fare kapanı var! Evde bir fare kapanı var!” diye adeta çırpındı. Domuz anlayışla karşıladı ama; “Çok üzgünüm fare kardeş ama dua etmekten başka yapacağım bir şey yok. Dualarımda olacağından emin ol” dedi. Minik fare çaresizlik içinde ineğe döndü. “Evde bir fare kapanı var! Evde bir fare kapanı var!” dedi. İnek; “Bak fare kardeş senin için üzgünüm ama beni ilgilendirmiyor.” de

Kuran'ı Kerim'de İsrailoğulları

Resim
Yahudiler (siyonistler) kim bu insanlar? İşte Kuran'ı Kerim de İsrailoğulları; Kur’ân-ı Kerîm İsrailoğulları için şunları bildirmektedir; - Kendilerini diğer insanlardan üstün gördüklerini (Cum’a S. A: 6), - Peygamberleri öldürdüklerini (Âl-i İmran, S. A. 183), - İslama kin ve hırs beslediklerini (Nisa S.A. 46), - Müslümanlara karşı düzen kurduklarını (Âl-i İmran, S.A: 54), - Müslümanlar için en şiddetli düşman olduklarını (Maide S.A. 82), - Yeryüzünde bozgunculuk yaptıklarını (Maide S.A. 64), - Kendi soydaşlarını da öldürdüklerini ve yurtlarından sürdüklerini (Bakara S.A. 84-85), - Zâlim olduklarını (Bakara S.A. 59), - Sıkça ihanet ettiklerini (Maide S.A. 13), - En çok dünya hırsına sahip olduklarını (Bakara S.A. 96), - Diğer insanların mallarını haksızlıkla yediklerini ve onları faiz yoluyla sömürdüklerini (Nisa S.A. 161), - İnsanlara zulüm yaptıklarını ve onları Allah yolundan alıkoyduklarını (Nisa S.A. 160).

21 AĞUSTOS 1935

Resim
Çorum’un 45 km güneyinde, Alaca İlçesi yakınlarında yer alan Alaca Höyük, bilim dünyasına ilk kez 1835 yılında W.C. Hamilton tarafından tanıtıldı. Bu tarihten sonra yabancı gezginler ve arkeologlar tarafından birçok kez ziyaret edilen höyükteki ilk sistematik kazı, 21 Ağustos 1935 tarihinde Atatürk tarafından başlatıldı. 1931 yılında Türk Tarih Kurumu’nu kuran Atatürk, Ankara’da Ahlatlıbel kazısını yaptırdıktan sonra, hiç görmediği ancak kitaplardan tanıdığı Alaca Höyük’te de kazı yapılmasını istedi. O dönemde devletin imkanlarını da dikkate alan Atatürk, ilk kazı mevsiminde kendi cebinden 3.000 lirayı Afet İnan'a vererek, kazı giderlerinin karşılanmasını sağladı. Türkiye'nin ilk milli kazısı olan Alaca Höyük’teki çalışmalar, Türk Tarih Kurumu adına Hamit Zübeyr Koşay ve Remzi Oğuz Arık tarafından başlatıldı. 1935 yılından 1983 yılına kadar kesintisiz bir şekilde sürdürülen kazılarda, Bakır-Taş Çağından Osmanlı dönemine kadar dört ayrı kültür evresinden kalma 14 yerleşim

İhanetin nedeni değil bedeli olur

Resim
Düşüncelerini, gözlemlerini ve bilgilerini paylaşmak bir insanın yapabileceği ve yapması gereken en doğal şey. Bundan rahatsız olmak için kendi bildiği şeyin doğrultusunda olan her şeye karşı çıkan bir düşünce sistemi gerekir ki bu da diktatörlüktür. Aydın ve bilgili kişi okur, düşünür ve yorumlar sonuçta etkilenip etkilenmeyeceği kişinin kendi tercihidir. Neden yazarlar ve basın mensupları devamlı tutuklanıp susturulmaya çalışılırken hiçbir siyasetçi tutuklanmaz. Çünkü düşünen ve sorgulayan beyni kimse uyutamaz. Bazen de işte böyle Allah şaşırtıyor, birbirlerinin açıklarını ele verdirtiyor. 15 Temmuzdan önce şeriat, 15 Temmuzdan sonra Atatürk ve Cumhuriyet, yanına da Egemenlik Milletindir. Her şey fazla hızlı gelişiyor. Ayakkabımın altı delik, ben ayakkabısının altı delik vatandaşım diyerek çıkılan yolda gemilerle ilerliyoruz. 2016 yılında sekiz ayda 16 patlama yapılmış.Caniler oynamak istedikleri oyunu rahatlıkla oynamaya devam ediyorlar. Teröre verilecek en etkili cevap Türk B

Hacı Pavlo

Resim
Hacı pavlo bildiğiniz gibi meşhur alkollü içkilerin şirket sahibi idi. Leymosun kazasının encümen azalığı seçimi için Kandu köyünün üst başında küçük Civiya köyüne gider. Okulu yok o köyün. Çocuk bile yok. Hacı Pavlo konuşmasını önceden bilgi edindiği olmayanları yapma sözüne getirir. "Na sas gamo ge sholiyo" diye söz verir. Yani "size okul da yapacağım" der. Halk sevinerek bağırır; "ma emis den ehomen mora girye Haci Pavlo", "Ama bizim çocuklarımız yoktur Hacı Pavlo efendi." Hacı Pavlo sıkıştığını anlar ve hemen gelişigüzel bir cevap verir düşünmeden. "E gala olan na sas gamo ge mora, i yenegasas yenegamu, ge yenegamu bale yenegamu" diyerek alkışlar alır "Bravo girye Hacı Pavlo" ve alkış. "Tamam yahu sizlere çocuk da yaparım, karılarınız benim karım, benim karım yine benim karım" der köylüye. Hacı Pavlo köyden acele kaçar ama içlerinden biri köylüye söylenenleri izah eder ve köylüler de Hacı Pavlo'n