Kayıtlar

Çeşme ve Didim Turizmi

Resim
Terör bir sonuçtur. Eşitlik ve Demokrasi terörün kökünü kazır. Türkiye'nin dünyaya açılan kapısında onlarca insan can veriyor. Biz bir şehirden başka bir şehre gitmeye korkar olduk, kendimizi başka ülke vatandaşlarının (turist) yerine koyalım. Siz olsanız tatil için canınızı tehlikeye atar mısınız? Bırak turisti yerli halk bile tatil yapmaya korkuyor. Terör batının bizi konumlandırmak istediği yerle alakalı. Bağımsız ve güçlü bir Türkiye batının menfaatine ters. İran da aynı sebeplerden bizden uzak. İranlı turistler gelmesinler diyenler; turizm iş yapmazsa diğer taraflara da para akmaz. Turizmci para kazanamazsa alışveriş yapamaz, elbise, ayakkabı vs. alamaz, AVM'lere gidemez, sinemaya gidemez, eşya, ev, araba değiştirecek veya yenileyecek ise yapamaz vs. Sonuç olarak herkese zincirleme olarak zararı dokunacak bir durum söz konusu. Esnaf perişan olmaya başladı, dükkan sahipleri kiralarını alamıyor, kiracılar ödeyemiyorlar. Toptancılar getirdikleri malları geri almak istem

Fransa'da Terör!

Resim
Siyasetçilerin en çok isteyeceği şey, siyasette yalnız bırakılmalarıdır. Siyaseti bazı siyasetçilerin insafına bırakmak çocukların geleceğini Frankenstein'a emanet etmek gibi bir şey. Fransa Başbakanı Manuel Valls'in 84 kişinin yaşamını yitirdiği saldırı sonrası yaptığı açıklama, Terörle yaşamak zorundayız sözü Fransız halkının tepkisini topladı. Politikacılar olabilecekleri önceden bilirler. Terör neden oluyor diye kendilerine soruyorlar mı acaba? Onlar yaratmıyor mu terörü? Suçlu her yerde belli aslında ve farklı ülkeler aynı söylemler aynı kafa. Terörü yaratan ülkelerin yöneticileri böyle açıklamalar yaparlar. Sonuç olarak terörü halk besleyip büyütmüyor. Fransızlar Milliyetçi bir toplumdur, halkı anında tepkisini verdi alışmak diye bir şey yok diyerek. Kendi Ülkesinde güvenliği sağlayamayanlar ülkemizdeki konsolosluklarını kapatıyorlar. Fransız istihbaratı ne iş yapar demek lazım bizi uyarmaktan başka. Türkiye güvensiz bir ülke algısı pekiştirmek dertleri. Bak saldı

Doğru Adama, Doğru Kadın...

Resim
Yıllar önce Havai'de başlık parasına benzer bir uygulama revaçtadır. Bir erkeğin sevdiği kızla evlenebilmesi için kızın ailesine belli sayıda inek vermek zorundadır. İnek sayısının 10 adet olması gerekmekle birlikte kızın özelliklerine göre bu sayı değişebilmektedir. Adada iki kızı olan bir adam yaşamaktadır. Kızlardan büyük olanı bizdeki deyişle kabul görmeyen, çirkin, şanssız bir kızdır ve babası ona 3 inek fiyat biçmiştir. 2 inekli bir teklifi de kabul edecektir ve hatta iyi bir pazarlıkla 1 ineğe fit olmaya bile razıdır. Bir gün adanın zenginlerinden Johny Lingo bu eve geldiğinde herkes onun diğer kızı isteyeceğini düşünür. Oysa yaşlı adamı sevince boğarak büyük kıza talip olur. Herkes en azından isteneni yani 3 inek ödeyeceğini düşünürken Johny yanında 12 tane inekle gelmiştir. O dönemler de normal bir balayı ortalama bir yıl sürmektedir ama gelin ve damat iki yıllık balayı planlamıştır. Damatla gelinin dönmesinin beklendiği gün ahaliden biri dönüşlerini haber vermey

Kurbanın Çıkışı

Resim
Tanrıların gazabından korunmak için en eski ve ilkel inançlardan günümüze kadar gelmiş bir gelenektir kurban adama geleneği. Tek fark eskiden insanlar da kurban edilirmiş. Kurbanın çıkışıyla ilgili önemli teorilerden birisi şöyledir; İlkel kabilelerde M.Ö. insanın hayvan gibi yaşaması, erkek çocuklarını uzaklaştırması (diğer hayvanlardaki sürüye hakim olma güdüsü) ve bu çocukların nefret ile babalarını öldürmeleri ve babalarının ruhunun onlara kötülük getireceğinden korkmalarından ötürü babalarını memnun etme çabaları, ona en iyi yiyecekleri sunmaları kurbanın temelleridir. Burada baba denilen kişiyi tanrı olarak görmektedirler. Tanrı kavramınında ilkel kabilelerde bu şekilde ortaya çıktığı düşünülmektedir. İslâm’da kurbanın kesilme nedenlerinden en önemlisi ise durumu olmayanlara yardım etmektir. Ama günümüzde paylaşmayı unuttuk artık sadece kesiyoruz. Bir çok değeri unuttuğumuz gibi bunu da unuttuk.

Çünkü o kadın…

Resim
Sen erkeksin, ben kadınım. Sen unutursun ama ben asla unutmam. Ben kadınım, siyasi bir örgütün tam merkezi gibi; İsyanlar hep sol yanımda. Ben kadınım, yeryüzünün en büyük savaşçısı! Ana olur, bacı olur, yar olur, yoldaş olurum.. Sen erkeksin, ben kadın. Sen acıtırsın, ben acırım. Sen kanatırsın, ben sararım. Sen unutursun ama Ben asla unutmam... Seni sen olduğun için seven kadının kalbini incitmene, onu ağlatmana rağmen seni terk etmeyip hala sevmeye devam ediyorsa eğer, o kadının kıymetini bilmelisin. Çünkü o kadın… Seni aldatmaz, yanıltmaz, yarı yolda bırakmaz. Çünkü o kadın… Kalbini kırsan da sana sırtını asla dönmez. Çünkü o kadın… Ne kadar üzülse de, bunu sana asla belli etmez. Çünkü o kadın… Herkesi hayatına almaz. Aldığını da asla bırakmaz. Çünkü o kadın… Kendinden çok seni düşünür, üzülmeni istemez. Çünkü o kadın… Parana değil, sana önem vermiştir. Çünkü o kadın… Yüreğine girdiğin için sana sonsuz güvenmiştir. Çünkü o kadın… Sen üzülme diye bütün dert

BABİL KULESİ EFSANESİ

Resim
Pek çok efsanede ve kutsal kitaplarda adı geçen Babil Kulesi, yeryüzündeki ulusların ve onların konuşmakta olduğu binlerce dilin nasıl ortaya çıktığıyla ilgili bir inanış unsurudur: İnsanlar, Tanrıya ulaşmak ve ona daha yakın olabilmek için, uyum içerisinde ve büyük bir istekle göğe yükselen bir kule inşa etmeye girişmişlerdir. Kule, çok geçmeden yükselmeye başlamış ve bunu gören Tanrı, kuleyi inşa eden her insana ayrı bir dil vermiş, onları dünyanın dört bir tarafına savurmuştur. İnsanlar birbirleriyle anlaşamadıkları için kulenin yapımı da durmuş ve dünya üzerinde çok sayıda ulus ve bu uluslara ait binlerce dil türemiştir. Kulenin yüksekliğiyle ilgili bilgilere ise sıkça rastlanılmaz ve Yaratılış Kitabı da bu konuyla ilgili olarak herhangi bir şey aktarmaz; fakat geleneksel inanışta, 2500 metre uzunlukta olduğundan bahsedilir. Yaratılış Kitabında, Kulenin yıkılışından bahsedilmese de Abydenus, Josephus gibi tarihçiler, Tanrının şiddetli bir rüzgârla Kuleyi darmadağın ettiği

Beyni Var, Fikri Yok!

Resim
İnsanlık adına israf olarak nitelendirebileceğimiz bu canlıların çoğalma ve üremesi dinen caiz mi? Otobüste şort giydiği için kadını tekmeleyen şahıs önce serbest bırakıldı bu tarz şeyleri daha rahat yapabilmesi için. Bir insanın fikri neyse zikri de odur, misali bilinçaltında yatan arzuları bir başkasının yaşam şekline göre yorumlamak ne kadar acınacak bir durum. Küfür ve hakaret etmek, kaba kuvvet kullanmak bir karakterin göstergesidir. Dinden imandan bahsedip akılları sadece belden aşağı çalışan rahatsız bir zihniyet. Teknolojinin ve sosyal medyanın geliştiği bu yüzyılda böyleleriyle karşılaşmamız bize hangi toplum da yaşadığımızı ve eğitim sistemimizi gösterir. Toplumu bu hale getirenler bu kişilere bu özgüveni verenler, aile, bulunduğu çevre gibi etkenler bir insanı şekillendirir. Bu yüzyıl da, bu insanlara, bu kadar cahil kalma lüksünü vermek insanlığa ihanettir. Anlamamak, zorlaştırmak için uğraşıyoruz. Ahlakı olmayan kişilerin ahlak bekçiliği yapması gayet alışık bir d