Kayıtlar

Dedikodu

Resim
Bir kadın, komşularından birisi hakkında bir dedikoduyu yayıp duruyordu. Birkaç gün içinde bütün köy dedikoduyu duydu. Dedikodunun kurbanı, derinden yaralandı ve incindi. Dedikoducu kadın daha sonra yaptığından pişman oldu ve çok üzüldü. Hatasını nasıl tamir edebileceğini sormak için bilgeye gitti. "Pazara git." dedi bilge. "Bir tavuk al ve onu kestir. Eve dönerken tüylerini yol ve yol boyunca yere at." Nasihatın garipliğine şaşırsa da, denileni yaptı kadın. Ertesi gün bilge bu defa şu tavsiyede bulundu: "Şimdi git ve dün attığın bütün o tüyleri topla ve bana getir." Kadın aynı yolu izledi ama umutsuzluk ve korku içinde gördü ki, rüzgar bütün tüyleri uçurup götürmüştü. Saatler süren arayışın sonunda elinde sadece birkaç tüyle dönebildi. "Görüyorsun." dedi yaşlı bilge. "Onları yere atmak mümkün ama geri toplamak imkansız. Dedikodu da öyle. Dedikodu yapmak ne kadar kolaysa, dedikoduyla işlediğin hatayı telafi etmen de o kadar zordur

Teknikler

Resim
KADIN ERKEK ARİTMETİĞİ * Akıllı erkek + Akıllı kadın = Aşk * Akıllı erkek + Aptal kadın = İlişki * Aptal erkek + Akıllı kadın = Evlilik * Aptal erkek + Aptal kadın = Hamilelik OFİS ARİTMETİĞİ * Akıllı patron + Akıllı eleman = Kar * Akıllı patron + Aptal eleman = Üretim * Aptal patron + Akıllı eleman = Terfi * Aptal patron + Aptal eleman = Fazla mesai ALIŞVERİŞ ARİTMETİĞİ * Bir erkek kendisine gerekli olan ürünü almak için; 1 liralık ürüne 2 lira öder * Bir kadın kendisine gerekmeyen ürünü almak için; 2 liralık ürüne 1 lira öder. GENEL FORMÜLLER VE İSTATİSTİKİ VERİLER * Bir kadının gelecek endişesi, evlenene kadar sürer. * Bir erkeğin gelecek endişesi, evlenince başlar. * Başarılı bir erkek, eşinin harcayabileceğinden daha fazla geliri olandır. * Başarılı bir kadın, böyle bir erkeği evliliğe ikna edebilendir. MUTLULUK * Bir erkekle mutlu olabilmek için; onu çok iyi anlamak ve az sevmek gerekir. * Bir kadınla mutlu olabilmek için; onu çok s

Düğünün ihtişamını düşünmekten evleneceği insanı unutanlar...

Resim
Ülkemizde artık evlilikler bile çıkar üzerine, hatta istemediği halde kısır demesinler diye çocuk yapılıyor. Evliler, sevgililer hayatı paylaşmayı bilmiyorlar. Günümüzün evliliğe yüklediği anlam, evlilik yaşantısı yapay ve sığ. Her şey gösteriş üzerine, evlilik ve ilişkiler metalaşmış durumda. Bakın ben neler yaşıyorum diye gösterme çabası içinde insanlar. Tanışma aşamasından evlilik sürecine, o süreçten çocuğun her anına kadar her şey göz önüne seriliyor, ancak dışarıdan ve etraflıca bakınca bir samimiyetin olmadığını fark edebiliyor insan. Hepimiz çok iyi biliyoruz ki, mutluyken telefona bile bakmak kimsenin aklına gelmez. Artık kadınlar daha çok eşya istiyor, erkekler ise daha çok dışarıda kalmak ve evini ihmal etme karşılığında bunu yapıyorlar. Doğan çocuklar aşkın ürünü değiller, kadın ve erkek birbirine sadık değil, kendileri için, hayatları için, hiçbir güzellik için uğraşmıyorlar. Ayrıca insanın kişisel alanı olmalı, evlendiniz diye her dakika birlikte olmak zorunda m

Nedir Hayatın Anlamı?

Resim
Hayatın anlamını herkes farklı algılıyor. Algılarken de geçmiş yaşanmışlıklarını, birikimlerini kullanıyor. Yani herkes için farklıdır hayatın anlamı ne ararsan O'sundur. Anlamak, hissetmektir, bencillikten uzak bir yerde kendin olmaktır, özünde olanı ortaya çıkarmaktır. Yaşam bir zorunluluktur gördüğünden, anladığından çok daha ötedir. Kendini ve insanları yormadan yaşamak. Hayata anlam katan bizleriz, yarınımızı farklı kılmak için yaptığımız ne varsa hayatın anlamıda o'dur. Başkalarının sunduğu hayatı yaşamak yerine kendi hayatımızı yaşayabilmek. Peki kaçımız bunu başarabiliyoruz? Düşünceler, duygular ve olasılıklar serisi, yaşam şartları ve dayatmacı çevresel faktörlerin kuşatması altında inleyen toplumlar. Hayat genel bir tanıma oturmaz, nedir hayat sorusunun en geçerli cevabı bildiğin şeydir, idrak ettiğin kavradığın kadarı, ötesi ise bir sistir. Yaşamak istediğimiz şeyler uğruna yaşamak istemediğimiz bir yığın saçmalığı yaşamak zorundayız. Anlamsızın içinde kend

İki Kusur Buluşur Yalan Çoğaltılır...

Resim
Bir ilişki kar zarar muhasebesine dönmüşse o ilişki bitmiştir, hayat yanlış insanlarla vakit geçirilemeyecek kadar kısa ama prensip sahibi değilseniz hayatınıza insanlar kolay girer zor çıkarlar. Kendi ilkelerinizi suistimal edenleri hayatınızdan çıkarın böyle insanlar hayatınızdan uzak kalınca kimin ne olduğunu daha net görürsünüz. Değerini yitirmeye başladığını fark etmeyen birisini sessizce hayatımızdan çıkarabiliriz, o aşamaya gelene kadar değerini kaybetmemesi adına bir çok uyarı, konuşma, tartışma olmuştur aramızda ama fark etmemiş, edememiştir. Tartışmaların temelinde yitirmemek için verilen bir mücadele vardır önemli olan karşı tarafın bunu algılayabilmesidir, anlamayacağına kanaat getirildiği zaman ne kadar değerli olsa da vazgeçilebilir. Taş yerinde ağırdır değer bilmeyenlerin yanından uzaklaşmak en iyisidir. Biz insanlar sevdiğimiz her şeyi bağlarız. Köpeğimize tasma takar zincirle bağlarız, kuşumuzu çok sever kafese kapatırız, sevgilimizi çok sever göz hapsinde tuta

Şeker Fabrikaları Neden Önemli?

Resim
Her gün ayrı bir gündem, her gün ayrı bir kahramanlık ülkede yıllardır hiç mi değişmez bu zihniyet. Devlet ticarethane değildir. Özellikle zorunlu gıda üretimi, haberleşme, enerji vs. gibi alanlarda halk için hizmet verir. Devleti oluşturan ise millettir. Piyasa alak bulak, kimin kime gücü yeterse durumlarındayız, haksızlıklar almış başını gidiyor. Konuşmaya bile korktuğumuz günümüzde her şeyi olduğu gibi kırmadan, dökmeden söyleyen, sorgulayan, uygulayan insanlarımız olmalı. Tarım bir ülkenin en önemli temel taşıdır. Şeker Fabrikalarının ne derece önemli olduğunu, AB ülkeleri ile diğer gelişmiş ülkelerin kendi şeker fabrikaları üzerindeki hasasiyetlerinden de anlayabiliriz. Söz konusu fabrikaların özelleştirme sonrasındaki kontrol ve denetiminden millet olarak endişe duyuyoruz. Endişemiz geçmişte diğer özelleştirilen kurumlar gibi olma ihtimali yüzündendir. Ülke insanı olarak endişelerimizin giderilebilmesi için; İhalelerin şeffaf olması, yabancılara satilmaması, satın ala

Hayat geride kalanları, yerinde sayanları kabul etmiyor

Resim
Hayat geride kalanları, yerinde sayanları kabul etmiyor. Her şey başımıza gelebilecekmiş gibi yaşamalıyız, imkansız diye bir şey yok çünkü, buna inandığınız zaman hayal kırıklıkları da yaşamazsınız. İnsanları şekillendirmek zordur o yüzden bazen görmezden gelmeyi de bilmek gerekir. Başkalarının koyduğu kurallarla yaşar, kendimizinkileri korkuyla saklarsak bir bakarız ki çok geç kalmışız ve bir emanethaneden de farkımız kalmamış. Kendi çizgimiz olmalı başkalarının eliyle düzgün çizgiler çizilmiyor. Bazen kendi çizgilerimiz bile yetmiyor, çizgilerimize anlam yükleyenler ve bundan senaryolar yazanlar oluyor. Günlük hayattaki basit seçimler bile hayata bakışımızı anlatır, dinlemeyi öğrenirsek kötü konuşmalardan bile faydalanabiliriz. Kişinin farklı olaylarla karşılaştığında kim olduğu belli olur. Oldukları benlikler ile ideal benlikleri arasında çatışma yaşarlar ve olmak istedikleri ideal benlikteki gibi davranıp nevrotik olabilirler, öyle ki içimizde çok iyi oyuncular var. İns