Kayıtlar

düşman etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Kullanılmayan Akıl Beyne Yüktür...

Resim
Geçmişini bilmeyen, araştırmayan, öğrenmeyen, ülkemizde yaşamayıp halimizden anlamayan insanlarla dolu her yer. Fikri olmayan, konuşmayı bilmeyen, ezbere bir şeyler söyleyip ne dediği anlaşılmayan ama bunca cahilliğe rağmen kendisine deli gibi güvenen, insanlara saygısı olmayan, kendisinden başka kimseye konuşma fırsatı vermeyen insanlar mevcut, elle tutulur bir tane cümle kuramazlar. Mantık yok, bilgi yok, fikir yok, eğitim yok, boş laf çok. Ahlak ve insani erdemlerin seviyesi tercihleri belirler, yetiştirilme tarzı ve üstüne yapılandırdıklarımız da buna katkı sağlar. İnsan öncelikle kendi ağızdan çıkan sözü kendi kulağıyla duymalı. Ama bazılarının aklına gelenler hemen dillerinden dökülüyor, diğer organlarını kullanmayı bile bilmiyorlar. Cehalet ruhun bilinçsizliğidir, dolayısıyla kullandığımız dil ve üslup davranışlarımızı, davranışlarımız düşüncelerimizi, düşüncelerimiz algımızı ve ruhumuzu yansıtmaktadır. Türkiye'de yaşayan herkes Müslüman değil, Türkiye'

İpe Örülmüş Akıllar

Resim
Çırak olmayı bilmeyeni usta yaparsak olacak olandan da kaçınılmaz olur. Sonradan gelen yetkinin vermiş olduğu üstünlükle kompleksiz kişiler bile devamlı egolarını tatmin etmeye çalışan kişilere dönüşebiliyorlar. Ama her silah bir süre sonra sahibine çevrilir. Cehaletin sebebi bilgiyi kabullenememe egosudur, cahilliği kabul etmeme ve öğrendikçe öğrenmemiz gereken daha bir çok şeyin olduğunu anlayamamadır. Bunların cahil ve basit dünyası dışında az da olsa ufkunun gelişmesi gerekir ki, bilginin düşmanı olanlar her seyi bildiğini zannetmesin. Önce cahilliğin arkasındaki nedenlere bakılmalı, haritasına bakılsa belki sebebin ne olduğu daha iyi görülebilir hayatımızın içinde sık sık karşılaştığımız ve yaşadığımız gerçekler bunlar. Görünen o ki, bir gün herkes aklını bir yerlere koymuş, sonra o akılları satılığa çıkarmışlar ve sonra herkes kendi aklını tekrar satın almış gibi. Yani cahilin cesarati kendisini kral sanmasından, bilgili insanlar mütevazidir yada öyle olmak zorundadırlar. C

Öğrenilmiş Çaresizlik Öğrenilmiş İyimserliği Döver

Resim
İnsanlar tırnaklarıyla çabalayarak gelmedikleri yerleri hor kullanıp her şey olabileceklerini sanırlar ama sadece amaca malzeme olurlar. Ülkemizde kararları büyükler alır fatura hep emekçiye çıkar. Şıkları da yoktur akıl almak ve hesap ödemek dışında, çünkü akıl hep dümeni tutandadır. Bu yüzden de acıya verecek bir şeyleri kalmamıştır mutluluktan alacakları dışında. Yani hem seçmiyorsun, hem bedelini ödeyensin. Halkın cahilleştirildiği bir ortamda ortaçağ karanlığını dayatan faliyetlere karşı ayık olmak gerekiyor. Çünkü son yıllarda Allah ile insan arasında aracılığa soyunan bir sürü kişi, din taciri, düzenbaz vs. oluştu. Millet çocuğa, sakata, yaşlıya, zihinsel engelliye tecavüz ediyor hiç ses yok ama bir amaç uğruna bir şey yap ortalık ayağa kalkar. Eylem yapana saldır, parkta el ele tutuşana saldır, şort giyene saldır, dondurma yiyene saldır. Biri dönüp eleştirince de yapmadığını bırakma. Ne çok hain ve parazit toplanmış ülkemizde, hakikaten çok büyük ve güçlüymüş ki hala

İnsanın boyu topuğundan ölçülür!

Resim
Zeki olmanın en kötü tarafı kısıtlı bir çevreyle bir şeyleri paylaşmaya çalışmaktır. Kişi kendisinde yok, yaşadığı toplumda var olmalıdır. Büyüdükçe küçülmeli, elle tutulmalı, gözle görülmeli, sırda sır olmalıdır ve unutulmamalıdır ki, ne kadar yüksekte olunursa olunsun insanın boyu topuğundan ölçülür. Başkalarını bilen zeki, kendini bilen aydınlanmıştır. Her şeyin mahvedilmesini sükutla izliyoruz. Nasıl bir toplum olduk, ne çabuk kabulleniyoruz her şeyi. Bunca şeye ses çıkarmayan, tepkisiz kalanların, her şey yok olduktan, değerlerimiz, güzelliklerimiz yok edildikten sonra, bitirildikten sonra tepki göstermesini nasıl bekleriz. Artık toplum kör, sağır, ruhsuz, sevgisiz ve tüm güzelliklere düşman; bilime, sanata, eğlenceye, doğaya, hayvanlara en kötüsü de insanlara düşman. Ne kadar çok ezersen ve aldatırsan alışıyorlar. Aldatmadığın, ezmediğin vakitte şaşırıp aptallaşıyor ve inanamıyorlar, bir çok insan tekmeye alışmış durumda, iyi davranan kişi kötü anlaşılıyor. Yozlaşma yetişil

Ve sonra ne oluyor biliyor musun?

Resim
Ve sonra ne oluyor biliyor musun? Yarım kalıyorsun, değişiyorsun. Biraz güvensiz, biraz umutsuz, biraz da umutlu. Ve bir daha hiçbir şey eskisi gibi olmuyor. Ve sonra ne oluyor biliyor musun? Bir zamanlar uğruna dünyayı karşına alabileceğin adam yabancılaşıyor sana. Adım adım uzaklaşıyorsun. Kör kalsa, yatalak olsa, bacaklarını kaybetse vazgeçmeyeceğin adamın buna hiç değmediğini fark ediyorsun. Bir an geliyor bir şeyler kırılıyor içinde, bir şeyler dökülüyor ve geçiyor, bitiyor. Ve sonra ne oluyor biliyor musun? Ölmeye gidiyoruz diyerek ellerini tutsa, tereddütsüz gideceğin adamı hayretle izliyorsun. Usulca ağlıyorsun bir köşe de, gidişine değil, yaptıklarına, zamanına, vazgeçtiklerine ve bunu hak etmeyişine ve aslında kendin için ağlıyorsun. Ve sonra ne oluyor biliyor musun? İp kopuyor en sağlam yerinden. En güvendiğin adamın bıçak izi kalıyor sırtında. Kelimelerle anlatılamayacak kadar sarsılıyor hayallerin. Grileşiyorsun. Oysa biraz umudun olsa, her şeyi yapardın uğr

Sırlar detaylar da gizlidir...

Resim
Cehalet veba mikrobu gibi sarmış akbabalar da hazırda bekliyor. Keşke insanlara yaşanan olayları algılayabilme, düşünüp karar verebilme dersi verebilsek. Kimse neden olaylar bu noktaya geldi diye bilmiyor, sorgulayamıyor. Hayata karşı beklentilerimiz öyle düştü ki, hayatta olduğumuz her gün kendimizi şanslı hissediyoruz. Tanrı'ya inanan insan olmak kolay, asıl mesele Tanrının inanacağı insan olmakta, insan olmak ve insan kalabilmekte. Cahillik böyle bir şey; her şeyi bildiğini sanan, her şeye maydanoz olan, aşağılık duygularını körelterek herkesten üstün olduklarını göstermeye çalışıp daha da aptal bir duruma düşen insanlar topluluğundan oluşuyor. Sonra niye geri kaldık acaba diye hayıflanıyoruz. Hala her şeyi yaradandan bekleyen bir zihniyetten ne beklenebilir ki. Herkes saygı, sevgi, barış içinde yaşasa, mala, mülke, paraya köle olmasa hayat daha kolay olurdu. Hz. Muhammedin güvenlik açısından iki hadisi var. Seyahate çıkacağınız zaman kimseye söylemeyin. Çarşıya, pazara, c

Biz Kötü Alışkanlıkları Olan İyi İnsanlarız!

Resim
Bütün savaşları, dövüşemeyecek kadar korkak olan, bu yüzden de kendileri adına dövüşmek için dünyanın gençlerini cepheye süren hırsızlar çıkarır. (Emma Goldman) Ortadoğu'da olup biteni görüpte Türkiye'de kardeşçe yaşamasını öğrenemiyorsak bizi de elbette birbirimize düşüreceklerdir. Hollanda'da hapishaneler suçlu olmadığı için kapatılıyormuş darısı tüm Arap ve İslam ülkelerinin başına demekten başka çare yok. Eğitim şart. Bizim ülkemizde ise hapishaneler yeterli gelmiyor diye af çıkarıyorlar. Eğitim hurafeye çevrilirse yapılacak en büyük icraat cezaevi olur. Çünkü yetiştirdiğiniz suçlular eserinizdir. Hizmet için yapılan yol, su, elektrik, köprü vs. ticaret olursa bundan zararlı çıkan millet olur. Cahil bırakılan milletin sonu ise cezaevi olur. Bir okul açmak bin hapishane kapatmaktır der atalarımız. Biz bunu din ağırlıklı eğitim sistemi yüzünden beceremedik ama olsun yeni hapishaneler yapılacak dendiği zaman alkışlayan bir toplumumuz var. Adaletin olduğu bir yerde ha

Kuran'ı Kerim'de İsrailoğulları

Resim
Yahudiler (siyonistler) kim bu insanlar? İşte Kuran'ı Kerim de İsrailoğulları; Kur’ân-ı Kerîm İsrailoğulları için şunları bildirmektedir; - Kendilerini diğer insanlardan üstün gördüklerini (Cum’a S. A: 6), - Peygamberleri öldürdüklerini (Âl-i İmran, S. A. 183), - İslama kin ve hırs beslediklerini (Nisa S.A. 46), - Müslümanlara karşı düzen kurduklarını (Âl-i İmran, S.A: 54), - Müslümanlar için en şiddetli düşman olduklarını (Maide S.A. 82), - Yeryüzünde bozgunculuk yaptıklarını (Maide S.A. 64), - Kendi soydaşlarını da öldürdüklerini ve yurtlarından sürdüklerini (Bakara S.A. 84-85), - Zâlim olduklarını (Bakara S.A. 59), - Sıkça ihanet ettiklerini (Maide S.A. 13), - En çok dünya hırsına sahip olduklarını (Bakara S.A. 96), - Diğer insanların mallarını haksızlıkla yediklerini ve onları faiz yoluyla sömürdüklerini (Nisa S.A. 161), - İnsanlara zulüm yaptıklarını ve onları Allah yolundan alıkoyduklarını (Nisa S.A. 160).

Suriyeliden Türk olur mu?

Resim
Kim ne derse desin halkın kararına saygı duyulmuyor ülke de. Haberler de Sayın Başbakana Suriyelilerin vatandaşlığı ile ilgili bir soru soruldu. Verdiği cevap: Zaten uzun zamandır çalışmaları varmış bu konuyla ilgili. Suriyeliler vatandaşımız olup olmama kararını kendileri vereceklermiş. Biz kimiz ki? Biz bu vatan için çok canlar verenleriz, hala da veriyoruz. Kaçmadık, pes etmedik. Ülkesini terk eden, kaçan insanlara neden vatandaşlık verilsin. Ülkeye geldiler her gün şehit haberleri alır olduk ve şehitler vermeye devam ediyoruz. Ama onlar ülkemiz de yaşamakla yetinmeyip canlı bomba yapmaya, hırsızlık, yolsuzluk, arsızlık, taciz, tecavüz vs. yapmaya bakıyorlar. Suriyelileri vatandaşlığımıza almak için elimiz de ne gibi bir sebep var? Hiç bir sebep yok? Düşman olana vatandaşlık veriyoruz. Hem Türkiye'de yaşıyor, hem de Türkiye'yi ve Türkü beğenmiyorlar. Yarın öbür gün askerlik yapacaklar, orada direk terör örgütü tarafına geçer bize karşı çarpışırlar. Bizim içimizde bizi

Ne İslamı anladık! Ne de Atatürk'ü!

Resim
Klasik yurdum insanı. Ne İslamı anlamış, ne de Atatürk'ü. Bir resim de Atatürk'e dua eden bir bey var. Gazeteler bayağı bir yazdı, çizdi. Genel konusu adamı Budistlik ve putperestlikle suçlamaları. Önce geçtim ama sonra dayanamadım yazmak istedim... Hakikaten anlamakta güçlük çekiyorum uzun zamandır. Ne kadar çok kişi de varmış Atatürk düşmanlığı. Atatürk olmasaydı derken kast edilen Ülkeyi tek başına özgürlüğüne kavuşturmuş olması değil. Kim tek başına bir savaştan galip gelebilir/çıkabilir. İlla ki yanında fikir alışverişi yaptığı, danıştığı, fikir ve akıl kişileri/arkadaşları olacak. Ama bakıldığında her zaman başrol olan, yöneten, yönlendiren biri vardır. Bu da ATATÜRK'TÜR. Şöyle düşünün veya anlatayım ki, anlamayan kişiler daha iyi anlasınlar. İstanbul'u kim fethetti dendiğinde Osmanlı ordusu mu diyoruz yoksa Fatih Sultan Mehmet mi diyoruz? Malazgirt savaşının kahramanı kim dendiğin de Sultan Alparslan mı diyoruz yoksa Selçuklu ordusu mu diyoruz? Ba