Kayıtlar

ders etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Öğretemeyenler vardır...

Resim
Ders veren İngilizce biliyor mu acaba? Ülkemizde okullarda ingilizceyi hiç kimse öğrenemiyorsa öğretemeyenler var demektir. Türkiye’de yabancı dil eğitimi sıfır ve sanki çok iyi yabancı dil eğitimi veriyorlarmış gibi bir de temel de olmamasına rağmen 9. sınıfta (lise bir) ikinci bir dil daha koymuşlar Almanca veya Fransızca. Diploma almak için okuyor bu nesil. Eğitim sistemi ve eğitmenler bunun üzerine yetiştiriliyor. Eğitim sistemi sınav geçmeye odaklı ve ezbere dayalı. Sadece İngilizce de değil, çoğu konu da kötüyüz. Kendi dilinde okuduğunu bile anlamayan gençler yetiştiren bir eğitim sisteminden ne beklenir. Yabancı dil öğrenmesinden önce iyi bir şekilde matematik, fizik, kimya, felsefe öğrenmesi gerekir ki hayata bilgiyle akılla devam etsin. 100 yıl önce başlayan İngiliz ekolunun bir eseridir bu. Bütün dünya Amerikan İngilizcesi öğrenirken bizim ülkemizde İngilterenin bile kullanmadığı kalıplar ezberletiliyor. Yazılı sınavda yüz alanların yurtdışında sudan çıkmış balık hal

Geçmişle, Geçmemişi Birbirine Karıştırma!

Resim
Her şeyin ilki bir başkadır. İlk sevda, ilk öfke, ilk espri, ilk konuşma, ilk koşma, ilk kavuşma, ilk kovulma. Bana bu duyguları yaşatanlara teşekkür ediyorum. Bana o sözleri söylemeseydi öfkelenmeyecek ve öfkenin nasıl bir duygu olduğunu bilmeyecektim, beni vurmasa acının nasıl bir his olduğunu anlamayacak ve kimseye acı çektirmeyeceğime söz vermeyecektim, beni üzmesenler üzülmenin kötülüğünü göremeyecek ve kimseyi üzmemek kararı alamayacaktım... Hayat bize illa ki bir şeyler öğretiyor. Zaman zaman ölümden beter hallerimiz oluyor, hatta köz olup küle döndüğümüz. Önemli olan o küllerden yeniden doğabilmek. Aklımız geçmişte kalırsa geleceği düşünemeyiz. Bırakalım geçmiş geçmişte kalsın. Geçmişten ders al ama geçmişle yaşama. İstedikten sonra yapılamayacak hiç birşey yoktur. Bazen geçmişle geçmemişi birbirine karıştırıyoruz. Halbuki, geçen iz bırakır, geçemeyen yara. Bir "hayırlısı" ile üzerini örttüğüm "keşke"lerim var. Bir de "inşallah" ile saklamaya

BİLSELERDİ YAPMAZLARDI...

Resim
Çocuğuna kızan, bağıran, vuran anneleri görünce aklıma Efendimizin (sav) şu sözü geliyor; ‘Bilselerdi yapmazlardı…’ Bilselerdi; çocukların bedenen annelerini bırakıp gidemeseler de, ruhen çekip gidebileceklerini ve bir daha geri dönmeyeceklerini… Bilselerdi; kırılan eşyaların, dağılan evlerin, kirlenen giysilerin kolayca çaresi bulunabilecekken, kırılan yüreklerin, dağılan ilişkilerin, kirlenen niyetlerin kolay kolay eski haline dönemeyeceğini… Bilselerdi; bir çocuğu doğurmanın o çocuğun ‘sahibi’ olmak anlamına gelmediğini ve asıl sahibi olanın (cc) emanetine nasıl muamele ettiğimizden sorguya çekeceğini… Bilselerdi; aşağılanan, hırpalanan, ezilen, alay edilen çocukların şahsiyetlerinin, haysiyetlerinin, onurlarının da incineceğini… Bilselerdi; şiddet gören çocuğun şiddet göstermeyi öğrendiğini ve bu nefret tohumunun bir ülkeyi bitirebileceğini… Ah bir bilselerdi… Artık biliyorsun. O zaman emanetine sevgiyle sahip çık. (Hatice Kübra Konar) Bu yazı da yazanlara gerçekten uy

Ve Beyin Yavaşça Uzaklaşır!

Resim
"Evrende en büyük ziyan sorgulama yeteneğini yitirmiş bir beyindir." der Albert Einstein. Çağımızın bunalımlarından biri de kuşkusuz düşünmeme eylemine sığınmak olmuş onun bunun fikirleriyle hareket etmek dedikodu ve başkalarının beyni ile düşünmekten kalan vakitte de facebook, instagram, Twitter, televizyon ve gerekli gereksiz abudik gubidik internet kanallarına takılmak olmuş. Benliğinin farkına varamayan, olay ve olguların ise  sadece görünen tarafıyla meşgul olan ve toplumunu tanıyamayan bir nesil yetişiyor. Aynı padişahlar dönemi gibi bir çoğunun anaları da yabancı kökenli. Gel bunlara milliyetçiliği öğret. Beyin tatil de artık umut az ki az. Ve gelinen nokta sapkın davranış gösteren insan sayısındaki fazlalık, iletişim problemi nedeniyle yitirilen canlar, doğaya ve topluma verilen yıkımlar. Okullarımız topluma iyi bir insan yetiştirmek için var aslında. Ama dersler yıllardan beri aynı performansta. Ve sonuç ortada. Bu durumda okullarımız topluma faydalı vatandaş ye

İngiltere'de tamirci olmak varmış. Boşuna okumuşuz.

Resim
Görmemişim düğünü olmuş. Ayrıca o gelinin hali nedir :) İngiltere’de düğünü için 240 bin sterlin (977 bin TL) değerinde bir Ferrari kiralayan 25 yaşındaki tamirci Osman Ali, aracı yanlışlıkla bir arkadaşının evinin duvarına çarpınca 25 bin sterlin (102 bin TL) ödemek zorunda kalmış. İngiltere'de tamirci olmak varmış. Araban yok. Normal, benim de yok. Peki niye bu kadar lüks bir araba kiralıyorsun? Hem de kullanmayı bile bilmiyorsun. Ferrari’yi kullanmak için özel ders alman gerek. Hareket ettirsen bile durduramazsın.100 km. hıza 3 saniye içinde çıkıyor. 570 beygirlik, 325 km hız yapan arabayı sırf gösteriş yapmak için. Nasıl durduracaksın? Bilmiyorsan. (Böyle insan çok. Ben çok eğleniyorum. Olmayan şeylerini varmış, yaşamış, okumuş, gitmiş, biliyormuş gibi anlatıyorlar ya. Salağız hepimiz. Bir bunlar akıllı. Benim yarısını çoktan tükettiğim ömrümün eğlencelik MALLARI bunlar. Hele Antalya ve İstanbul bunların yaşam merkezi. Her yerdeler. Bozmayın sallayın. Eğlenmenize bakın. Sa