İnsanlar neden zalim?
Mutluluğu insanlardan beklersek sonuç hüsran olur. Hayat acımasız hepimiz dar bir boğazdan geçiyoruz. Mücadeleyi bırakmayıp her şeyden önce kendimiz için yaşayamalıyız, akrabayı, çevreyi, kimseyi mutlu etmek zorunda değiliz. Herkesin hanları, hamamları, fabrikaları yok, asgari ücretle mutlu olmaya çalışan milyonlarca insan var. Ayaklarımızın üzerine sağlam basmalıyız yoksa sonuç kaçınılmaz.
İçindeyken bazı şeyleri göremiyoruz zamanımızın dışına çıkıp kendimizi izlemeye vaktimiz olmuyor. Buna rağmen bize sadece kendimiz doğruymuş gibi geliyor ve bu arada zamanda çok hızlı akıp gidiyor.
Geriye dönüp baktığımda anlıyorum ki, eski günler çok güzelmiş mutlu ve berabermiş insanlar, şimdi paran varsa yanındalar insanların işine geldiğin kadarsın. Özlediklerimiz, sevdiklerimiz yok artık, gelecekle birlikte hayallerimizi, insanlığımızı, duygularımızı, gülüşlerimizi, huzurumuzu, saygımızı, nefsimizi kaybediyoruz.
Paranın her şey olduğu bir dünyada yaşıyoruz. İnsanların çoğunun hedefi yok, biri üç saat çalışmadan üçbin lira maaş alıyor, biri oniki saat çalışıp asgari ücret alıp zar zor geçiniyor ama işini uyduranlar çok rahat yaşıyor.
Kendini iyi zannedenler, yaptıklarının doğru olduğunu zannedenler ve nefislerini temize çıkaranlar. Ortaya çıkan bir suçundan dolayı taşlanma cezası verilen birisine, Hz. İsa hiç günahı olmayanlar ancak taş atabilirler deyince hiç kimse taş atmamış. Demek ki, herkes suçlu ancak fark edilenler infaz ediliyor.
HÜLYA ÇAKICI
Yorumlar
Yorum Gönder