İnsanlar Yalan Söyleyerek Yaşarlar...


Yalan söylemekte bir marifettir, dürüst insanlar yalan söylediklerinde hemen anlaşılır. Yalan konuşup utanmaktansa dürüst olmak daha iyidir fikrimce, bir insanın özü ne ise sözü de o olur.

Bazen yalan söylemek için illa konuşmak gerekmez haksızlığa, adaletsizliğe karşı sessiz kalmakta yalanın bir çeşididir.

Yalanla doğruyu ayırt etmek ise farkındalığın zirvesidir. Çünkü doğruyu bilmeyen yalanı bilemez, neyin yalan neyin doğru olduğunu keşfetmek ise yeni bir dünyanın keşfinden daha zordur. Amaç doğruyu bulmak için çabalamak bulduktan sonrada irdelemek olmalı.

Yalandan geçmek bir sınavdır, ya üzerini çizip geçersin yada içine girip geçtiğini düşünür sınavdan kalırsın. Gerçekliğe yaklaşabilmek, gerçekten mutlu olabilmek isteyenler gerçek dışılıkların getirdiği geçici sahte konforlardan yoksun kalmayı göze almak zorundadırlar. Yalanı gör doğru ol, sahteyi anla samimi ol, maskeli olanı tanı net ol, işte o zaman cam gibi olursun.

Yalanlardan fayda sağlayanlar bu yalanları menfaatine kullanmayı bilenler olur genellikle.

İyi bir yalancı olabilmek cin fikirlilerin işidir. İnsanlar gerçeklerden uzak yalanlarla uyuşmayı tercih eder genellikle, onun için peygamberler, filozoflar, bilim insanları genellikle yaşadığı toplumlar tarafından dışlanmış, sıkıcı ve bunaltıcı bulunmuşlardır.

İnsanların iyi olmayı, iyilik yapmayı, merhamet göstermeyi zayıflık olarak gördüğü dünyamızda, yalan söylemeyen ve kazık atmayanları dışlayıp küçük gördüğü dünyamızda bizlerde saflığımızı, içtenliğimizi, sempatikliğimizi büyük ölçüde kaybediyoruz.

HÜLYA ÇAKICI

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Süleyman Demirel'den bir fıkra ile günümüz :)

Ayağınızdaki 6 Güçlü Nokta

Hayat Kişiye Özeldir