Kayıtlar

Türkiye etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

DÜNYA İNSAN HAKLARI GÜNÜ

Resim
Birleşmiş Milletler bünyesinde 1946 yılında, insan haklarının geliştirilmesi amacı ile İnsan Hakları Komisyonu oluşturulmuştur. Komisyonun görevi ve amacı, insan hakları ile her türlü inceleme ve tavsiyelerde bulunmaktır. 10 Aralık 1948, Birleşmiş Milletler tarafından insan hakları günü olarak ilan edilmiştir. Bu yıldan itibaren de, her yıl 10 Aralık gününde çeşitli etkinliklerin düzenlenmektedir. Ama halen Ortadoğu'da Müslümanların öldürülmesi ve savaşın hakim olması bir çelişkiyi ortaya çıkarmaktadır. Olmayan insan haklarını kutlamasının insanoğlunun sadece kendini kandırmasından ibaret olduğunu düşünmekteyim... İnsan hakları bütün insanların sahip olduğu temel hak ve özgürlüklere denilir. İnsan haklarından bütün insanlar yararlanır alınan bildirgeye göre. Dil, din, ırk farkı gözetmeksizin bütün insanlar eşit hakka sahiptir. Bütün insanlar bu haklardan eşit oranda yararlanır. İnsan hakları bir ideali temsil etmektedir. En ideali her insanın o haklara sahip

Zenginin doları, züğürdün çenesini yorar

Resim
TL, 2016'da Dolar karşısında en çok değer kaybeden para birimi. Sadece gelişmekte olan ülkeler değil, son altı ayda Suriye Poundu karşısında da değer kaybetti. Üretmeyen vergiye dayalı ülke, üreten ülkelere kafa tutuyor. Sonra dolar neden yükseliyor? Siyasilerin tavırları sayesinde yükseliyor ve Türk Lirası değer kaybetmeye devam ediyor. İhracatımızın 64 milyar doları Avrupaya. Rusya'nın ambargosunda perişan olduk, birde Avupa ambargo uygularsa ülke ne hale gelir düşünün. Tehditler sadece iç piyasada etkili olur. Hayatın gerçekleri, realitesi var sıfır sorun politikalarından geldiğimiz haller, çevremizde bir tane dostumuz yok. Avrupa'nın gümrük birliğini de devre dışı bırakacağını düşündünüz mü? Gerçekleri yok sayamayız şalter onların elinde. Hani Türkiye İMF'ye borç verebilecek durumdaydı? Hani ekonomimiz adeta uçuyordu? Ne oldu, kanadı mı kırıldı? Türkiye battı, köprüler, hava alanları yabancılardan borç alınarak yapıldı. Hiçbirinde olmayan özkaynak zaten kullan

Turbo kapitalizm!

Resim
Bergman’a sormuşlar: "Gidişat kötü dünya nasıl kurtulacak?" "Utanç" demiş, "Dünyayı bir tek utanç kurtarabilir." Sus konuşma dünya çok geç. Aslında ölen bizleriz, insanlığımız, hislerimiz, çürüyen ruhlarımız. Derdimi dinledi, derdime imrendi. Derdini dinledim, derdimden iğrendim. Öyle bir hal... Elimizden dua etmekten başka bir şey gelmiyor. İnsanlığımız çoktan gitmiş, sağır, vurdum duymaz, üç maymunu oynuyoruz her gün. Kağıt üzerinde dünyada barışı sağlamak için BM'ler kuruldu. Realiteye bakalım ve madalyonun diğer yüzünü çevirelim. Dünyanın en çok silah satan devletleri BM'lerin daimi beş devleti. Dünyada iki sektör var ki, bu sektörler insanlar üzerinden kazanırlar ve insan kanı emen vampirlerdir, kan buldukça yaşarlar. Bulamazlarsa fabrikalarına kilit vurmak zorunda kalırlar. O nedenle dünyanın en tehlikeli iki sektöründen biri SİLAH sektörü, diğeri de İLAÇ sektörüdür. 90'larda Afrika'da bir milyona yakın insan katledildi. 20 s

Fakir bir ülke de parayla hava atmak!

Resim
Fakir bir ülke de parayla hava atmak ancak utanç vericidir. Bu kişilerin bir çok kişi sefalet içinde yaşarken söyledikleri ve yaptıkları içlerine siniyorsa ne diyebiliriz? Ama kişilere takılmamak gerek, olayların özüne inmeden hiçbir şey düzelmez. Maalesef fakir sömürülmek için, zengin sömürmek için doğmuş. Çocukların okullarını bahane edip kaçan kaçana. Sanırsınız ki bir tek onların çocukları var. Bu ülkenin kıt kaynakları ile rüyanızda görmediğiniz kadar zengin oldunuz. Sanatçı duruşu artık tamamen laçkalaşmış, elinizden bayrağı, dilinizden de Atatürk'ü bırakın sözde sanatçı ve milliyetçi geçinenler. Söze gelince Vatan sevdalısı olanlar, vatan zora girince ülkeyi en başta terk ederler. Gemi batarken önce fareler terk edermiş, son zamanlar da sanatçıların çoğu ülkeyi terk ediyor. Şaşalı günler geride kalınca hepsi kaçacak delik arıyor. Nereye giderseniz gidin siz Türksünüz ve vatanınız da burası. Türkiye'yi beğenmeyen insanlar burada meşhur olup, burada halkı uyutarak

Avrupa'dan Türkiye'ye Ekonomik Tehdit!

Resim
Avrupa açarız sınır kapılarını salarız mültecileri. Ey Avrupa! Ekonomi yaptırımı tehdidi ile benim huzurumu bozamazsın! Eğer bu dediklerini yaparlarsa, Türk ekonomisi çöker zira ihracat ve ithalatının neredeyse %80'e yakınını AB ülkeleriyle yapmakta. Başkasının ülkede ekonomik yaptırım yapması için ülkenin adım adım o ülkenin seviyesine çıkması lazım. Aksi taktirde yaptırım yapmazlar. Dua, cemaat vs. bir ülkeyi kalkındırmaz yani. Avrupa ile Türkiye arasındaki ticaret hacmi %40, Rusya ile %8. Rusya krizinden sonra Türkiye ne büyük yara aldı artık gerisini düşünün. Pardon düşünebilseydik zaten bu halde olmazdık. Bu açıklamayı hükumet ciddiye almalıdır. Ekonomi yarı oranında Avrupa ülkelerine bağlı, umarım aklı başında reel politikalar üretirler. Yoksa esas ekonomik kriz o zaman patlar. Eldeki işadamları ile ekonomiyi kurtaramayız hepside batar. Dışarda hiç muhalifimiz kalmadı, yaptırım olursa ülke ekonomisi tamamen çöker ve üstüne Avrupa'daki Türkleri kovarlarsa oluşacak t

Muhteşem Türk ATATÜRK

Resim
Dünyanın lider olarak kabul ettiği, söylediği her sözün arkasında duran, sonradan hata yaptık, özür dilerim demeyen, savaşmayı topraklarına giren düşmanları temizlemek için yapan ve bizzat ön safhalar da yer alan, yaptığı devrimlerle bir ulusu aydınlığa çıkaran, asla yeri doldurulamayacak, kalplerden çıkmayacak ulu önderimiz. Bir ülke için yapılacak her türlü devrim ve inkılabı yapmıştır. Gerisinden gelenlere yapılanlara sahip çıkmak kalmıştır. Bunu başarmak da en büyük erdemdir. Cumhuriyet’in 15. yılı 29 Ekim de coşkulu törenlerle kutlanmaktadır. Ancak ATATÜRK'ün sağlık durumu ciddi bir hal almış, yardım da alsa çok güç hareket edebilir duruma gelmişti. Kuleli Askeri Lisesi öğrencileri törenlerden dönerken boğaz vapurunu Dolmabahçe önüne getirmişler “İstiklâl Marşı ve Gençlik Marşı’nı söyleyerek” onu selamlamaktadırlar. Dışarda coşkulu ve içten büyük bir sevgi gösterisi vardır. Ses tonuna yansıyan bir hüzünle yanındakilere şöyle der: “Bugünü halkımla, halkımın içinde kutl

Yoksa Melekler İzine mi Çıkmış?

Resim
Nereden nereye... Ne oldum demeyeceksin, Ne olacağım diyeceksin! Çocukları önemsemeyen Müslüman bir toplum Müslümanlığını sorgulamalı. Zira Müslümanların önderi ve rehberi Hz. Muhammedin kuşu ölen bir çocuğa baş sağlığına gitmesi olağanüstü bir durumdur ve üzerinde durup düşünülmesi gereken bir olaydır. Bu nasıl bir adalet sistemidir ki bu cinsi sapıkların cezasını içerdeki mahkumların vermesini bekliyoruz. Hep kadınlar için atıp tutuyorlar, açık giyindi, tahrik etti vs. nasıl sapık bir zihniyet varmış ki annesinin diz kapağından tahrik oluyor. Bu zihniyetteki mahlukatları Kurân kursundaki erkek çocukları nasıl tahrik etti peki? Kedi, köpek, kaldırım, damacana vs. nasıl tahrik etti? Kundaktaki bebek nasıl tahrik etti peki? Masum çocuklar kirli beyinler, ahlaki değerlerini yitirmişler tarafından en ağır travmayı yaşıyorlar. Nasıl bir nefs varmış ki bu kadar baştan çıkıldı? Hiç kimse Türkiye çok ilerledi, gelişti demesin. Çocuklara bu travmayı yaşatanlar adil hukuk önünde hak

Bataklıktan bir ses; Irak

Resim
Sadece neden Türkiye'ye? Irak halkına zararı olmadığı içindir. Subaylarımızı gönderip askeri eğitim verdiğimiz içindir. Hiç bir iyilik kötülüksüz kalmaz onun içindir. Kuzey Irak yönetimi Türkiye ile oynuyor ve Irak yönetimini yönlendiriyor. Oyunu göremiyor muyuz? Amerika en sonunda bizi savaşa mı sokacak? Türkiyeyi bataklığın ortasına çekmeye çalışıyorlar. Amaçları ortalığı alevlendirmek ve çatıştırmak gaza gelmemeliyiz. Irak hükumeti o kadar çok toprak bütünlüğünü düşünüyordu da İŞİD, PKK, Barzani, Musul ve Kerkük'ü talan ederken aklı neredeydi? Pkk Irak topraklarında yuvalanıp, Türkiye'ye saldırıp gencecik askerlerimizi, masum vatandaşlarımızı ölürürken aklı neredeydi? Şimdi mi aklına gelmiş Irak'ın toprak bütünlüğü. Emperyalist devletler Irak'ı ne hale soktu ama hala onlardan medet umuyorlar ve ağızlarından kan damlayan Emperyalistlerle kanka dansı yapmaya çalışıyorlar. Dünya alem Irağı halletti şimdi de Türkiye'nin beslediği Irak Türkiye'ye kar

İŞİD'in kurucusu ABD midir?

Resim
Trump, 'DAEŞ'in kurucusu Obama ve Clinton'dır. Obama IŞİD'in kurucusu, yardımcı kurucusu da Hillary'dir' demiş. Bunu Trump söyleyene kadar kimse bilmiyor muymuş peki? Obama'nın yada Clinton'ın arkasında yani perdenin arkasında çok daha farklı yönetmenler var. Yıllardan beri tıkır tıkır işleyen bir plan mevcut ve kim gelirse gelsin bu plana hizmet edecektir. Bunu da tüm dünya biliyor. Eğer ki, güzel bir dünya isteyip, bankalarla ters düşen bir lider gelirse sonunun Kennedy ve Lincoln gibi biteceğini bildiği içinde herkes çıkarına ve ekmeğine bakıyor. Trump'da onlardan birisi sadece. Obama'da, mizacımız Bush'dan farklı olabilir ama çıkarlarımız aynı demişti. Yüzler değişebilir ama amaçlar hep aynı. ABD'deki sistem ve devam eden politikalar sabittir. Şimdiki Ortadoğu planlarının asıl mimarı çöl kraliçesi diye bilinen Gertrude Belli'dir. Bunlar 100 yıllık planlardır. Yeni bir kişi gelse bile o politikalar değişmez. Çünkü kendi de

Çeşme ve Didim Turizmi

Resim
Terör bir sonuçtur. Eşitlik ve Demokrasi terörün kökünü kazır. Türkiye'nin dünyaya açılan kapısında onlarca insan can veriyor. Biz bir şehirden başka bir şehre gitmeye korkar olduk, kendimizi başka ülke vatandaşlarının (turist) yerine koyalım. Siz olsanız tatil için canınızı tehlikeye atar mısınız? Bırak turisti yerli halk bile tatil yapmaya korkuyor. Terör batının bizi konumlandırmak istediği yerle alakalı. Bağımsız ve güçlü bir Türkiye batının menfaatine ters. İran da aynı sebeplerden bizden uzak. İranlı turistler gelmesinler diyenler; turizm iş yapmazsa diğer taraflara da para akmaz. Turizmci para kazanamazsa alışveriş yapamaz, elbise, ayakkabı vs. alamaz, AVM'lere gidemez, sinemaya gidemez, eşya, ev, araba değiştirecek veya yenileyecek ise yapamaz vs. Sonuç olarak herkese zincirleme olarak zararı dokunacak bir durum söz konusu. Esnaf perişan olmaya başladı, dükkan sahipleri kiralarını alamıyor, kiracılar ödeyemiyorlar. Toptancılar getirdikleri malları geri almak istem

Fransa'da Terör!

Resim
Siyasetçilerin en çok isteyeceği şey, siyasette yalnız bırakılmalarıdır. Siyaseti bazı siyasetçilerin insafına bırakmak çocukların geleceğini Frankenstein'a emanet etmek gibi bir şey. Fransa Başbakanı Manuel Valls'in 84 kişinin yaşamını yitirdiği saldırı sonrası yaptığı açıklama, Terörle yaşamak zorundayız sözü Fransız halkının tepkisini topladı. Politikacılar olabilecekleri önceden bilirler. Terör neden oluyor diye kendilerine soruyorlar mı acaba? Onlar yaratmıyor mu terörü? Suçlu her yerde belli aslında ve farklı ülkeler aynı söylemler aynı kafa. Terörü yaratan ülkelerin yöneticileri böyle açıklamalar yaparlar. Sonuç olarak terörü halk besleyip büyütmüyor. Fransızlar Milliyetçi bir toplumdur, halkı anında tepkisini verdi alışmak diye bir şey yok diyerek. Kendi Ülkesinde güvenliği sağlayamayanlar ülkemizdeki konsolosluklarını kapatıyorlar. Fransız istihbaratı ne iş yapar demek lazım bizi uyarmaktan başka. Türkiye güvensiz bir ülke algısı pekiştirmek dertleri. Bak saldı

İhanetin nedeni değil bedeli olur

Resim
Düşüncelerini, gözlemlerini ve bilgilerini paylaşmak bir insanın yapabileceği ve yapması gereken en doğal şey. Bundan rahatsız olmak için kendi bildiği şeyin doğrultusunda olan her şeye karşı çıkan bir düşünce sistemi gerekir ki bu da diktatörlüktür. Aydın ve bilgili kişi okur, düşünür ve yorumlar sonuçta etkilenip etkilenmeyeceği kişinin kendi tercihidir. Neden yazarlar ve basın mensupları devamlı tutuklanıp susturulmaya çalışılırken hiçbir siyasetçi tutuklanmaz. Çünkü düşünen ve sorgulayan beyni kimse uyutamaz. Bazen de işte böyle Allah şaşırtıyor, birbirlerinin açıklarını ele verdirtiyor. 15 Temmuzdan önce şeriat, 15 Temmuzdan sonra Atatürk ve Cumhuriyet, yanına da Egemenlik Milletindir. Her şey fazla hızlı gelişiyor. Ayakkabımın altı delik, ben ayakkabısının altı delik vatandaşım diyerek çıkılan yolda gemilerle ilerliyoruz. 2016 yılında sekiz ayda 16 patlama yapılmış.Caniler oynamak istedikleri oyunu rahatlıkla oynamaya devam ediyorlar. Teröre verilecek en etkili cevap Türk B

Bizans İmparatorluğunun Selçuklu tabiiyetine girişi

Resim
Büyük Malazgirt zaferinden sonra yenilen Romanos Diogenes'e hemen bir esir çadırı kurulur. Sultan Diyogenes'i huzuruna çağırıp biraz konuştuktan sonra, ''Ben bu duruma düşseydim sen ne yapardın?'' sorusunu sorar. Diogenes, ''Düşmana yapılması gerekeni yapardım.'' Selçuklu Sultanı bu samimi ve vakarlı davranışından ötürü imparatoru takdir eder. Ve ona ''Şimdi sana ne yapacağımı sanıyorsun?'' diye sorar. Diogenes üç ihtimal ileri sürer: 1) Beni öldürebilirsin fakat bu kasap işidir. 2) Zaferini göstermek için beni şehirler de dolaştırır ve satarsın, bu da sarraf işidir. 3) Üçüncü ihtimali söylemek ise hayal veya delilik olur. Alparslan bununla neyi kastettiğini ısrarla sorar. ''Beni tahtıma iade edersin, bu takdir de sana dost kalır, yıllık haraç öder ve senin naibin olurum. Çağırdığın zaman askerim ile gelir hizmet ederim. Beni öldürmekten sana bir fayda yoktur. Aksine yerime başka birisini imparator makamına çıkar

Geçmiş bugünle, üzüntü neşeyle barışsın

Resim
Hz. Ömer iftar da bir yere davetlidir. Ev sahibi şerbete benzer bir içeceği Halifeye ikram eder. Hz. Ömer ilk yudum alır ve kaseyi bırakır. Ev sahibi, için Sayın Halife Hazretleri ballı sudur şifalıdır. Hz. Ömer, olmaz halkım çamurlu su içiyorken bunun hesabını kıyamette nasıl veririm. Ve içmez. Bu aralar en az rastladığımız şey merhamet, vicdan, dürüstlük. Merhamet ve vicdan gibi duyguları taşıyabiliyorsan ve insani değerlerini kaybetmediysen güzel ve iyi bir yüreğin var demektir. İnsanın hep ben değerliyim, ben güçlüyüm demesinin de bir anlamı yok. Eğer çevresindekiler ve sevdikleri bunu ona hissettirmiyor ve tam tersine değersizmiş gibi davranıyorlarsa kendi kendine telkini onu ya daha çok yalnızlaştırır, ya daha çok bencilleştirir. Sonuçta iyiyi iyi yapan, kötüler karşısında onun iyiliğini görebilenlerin varlığı ve onayıdır. Kimileri vardır iki betonu bir araya getiremez. Kimileri vardır iki kıtayı denizin altından birleştirir, üstünden birleştirir. Ne kadar değişirsen değiş,

Biz Çılgın Türkleriz

Resim
Bir Türk'ün hayatını almak hiç bir şeydir ama vatanını, toprağını almak her şeydir. İcabında tereddütsüz canını feda edebilecek kadar vatanına bağlı olmak. Cumhurbaşkanımızın Turgut Özal olduğu dönemde Türkiye'ye Japon eğitim uzmanları gelmiş ve ülkemizin eğitim sistemini incelemişler. Şunu söylemişler; Siz de Milli Ruh yok demişler. Bunun üzerine; Turgut Özal'ın  nasıl yok? sorusuna şu yanıtı vermişlerdir; Biz ülkemiz de okula yeni başlayacak olan çocuklarımıza Milli Ruh şoklaması yaparız. Önce onları toplu halde hızlı trenlerimize bindirir, dev fabrikalarımızı, teknoloji merkezlerimizi yani ülkemizin gücünü gösteririz. Sonra da Hiroşima ve Nagasaki'ye götürür, orada atom bombası atılan ve yıllardır ot bile bitmeyen alanları gösterir ve deriz ki; Eğer siz çalışmaz, bilinçlenmez ve buradan önce gördüğünüz teknolojiye sahip çıkmak için çalışmazsanız sonunuz böyle olur. Bizim bürokratlarımızdan birisi atılarak; ama bizim Hiroşima'mız yok ki der. Japon uzmanda

Sosyal Körlük, Sosyal Rüşvet

Resim
Meselenin özü, Avrupa Birliği ile imzalanan anlaşmalar gereği Türkiye'ye iade edilen göçmenler tekrar Avrupa'ya gidebilmek için biz Türkiye'de baskı görüyoruz, bahanesiyle ayaklanıp olay çıkartacaklar. Biz de bunların böyle bir bahanesi olmasın diye vatandaşlık verelim dedik. Bu ne tür bir yasa ile kanun maddesi yapılacak anlamak mümkün değil. Bu sefer Türkiye'ye gelen herkese vatandaşlık vermek zorunda kalınacak. Vatan kavramı sadece Türkler'de vardır, var olduğu günden bugüne kadar. Roma İmparatorluğunun yıkılma sebebi; Roma'yı Romalıların yönetmemesidir. Suriye'nin zenginleri Avrupa ve Amerika'ya kaçtı, vatansever olan azınlığı kalıp savaşmayı tercih etti, aciz ve işe yaramazları ise Türkiye'de. Onları adam etmek için bir ömür yetmez. İstediğin kadar vatandaşlık ver, yer ver, yurt ver. Sonuçta Araplığını yapacaklar. Kan, soy, eğitim, sağduyu meselesi. 2 yıl sonra Suriyeliler: Anadilimiz de eğitim istiyoruz. 3 yıl sonra: Özel haklar. 5 yıl

PLAJLAR HALKINDIR

Resim
Anayasa’ya göre kıyı ve denizler halkın. Peki yüzlerce lira verip girilen plajlar bu kanuna uyuyor mu? Hayır ve vatandaşta haklarını bilmediği için ödüyor parasını, kullanıyor denizini. Bir kaç vatandaş Anayasa’yı güvenlik görevlilerine vererek ACAPULCO'nun plajına ücretsiz giriyorlar. Araştırdıkça, okudukça, sorguladıkça düşünce yeteneği gelişir, bilgi artar. Aslında bu olay ferdi olarak değil, sivil insiyatif olarak başlamış ve geçmişte bir çok kez polise yansıyan olaylar olmuş. Avukatlar Anayasa Mahkemesine dava açmışlar; plajlar halkındır para alınamaz diye ve davayı kazanmışlar. Acapulco hotel Kıbrıs'ın beş yıldızlı otellerinden birisi. Güvenlik görevlilerinin karşı koymama nedeni de bu. Yani plajlar halkın, otel tarafından kullanılan yerler de dahil buna. Sadece ANAYASA da değil, KIYI KANUNU'na göre de denizin yüz metre yakınına kadar hiç bir mesken, bina, her hangi bir şey inşaa ve tesis edilemez. Aynı yasa Türkiye'de de var. Ama girmeye kalkarsan itiraz eder

Körler ülkesinde görmek hastalıktır

Resim
Güvende olamadıkça yaşama sevincimizin yerini endişeler alıyor. Hayatımız da pozitif yaşam eksikliği var, herşey negatif enerjiyle yüklü. Atatürk çarşafı neden kaldırdı, işte bu nedenlerden dolayı. Artık herkes çarşaf, cübbe giymeye başladı. Okullar da, bankalar da, resmi yerlerde de kot pantolon giymeye nedir bu? Önce yaptığı işe saygısı olacak, çevresine saygısı olacak, ortamına göre giyinecek. Avrupa çarşafa yasak getirdi, İsviçrede de tutuklamalar başlamış çarşaf giyenlere karşı. Neden yazdım bunu? Güya müslüman olup Avrupa adı geçince sorgusuz, sualsiz antenlerini dikip her yaptıklarını doğru kabul edenlere ki, giymesin ve giydirmesinler diye. Çünkü sahte din alet, edevatları gerçek inanç dışında her işe yarıyor. Örneğin, hava sıcak mont dikkat çekiyor yerine çarşafı kullanıyorlar. Amacı dışında ve bir erkek tarafından. Kendi ülkemiz de emanet gibi yaşıyoruz. Bu günde ölmedik diye şükür ediyoruz. Her sabah işe, okula giderken ev halkı ile helalleşip çıkıyoruz çünkü dakika so

ESNAFLARIN KREDİ FAİZ BORCU SİLİNECEK

Resim
Gümrük Bakanı Bülent Tüfenkci, Ramazan Bayramı öncesi Şırnak, Silopi ve diğer terör bölgelerin de zarar gören esnafın faizleri silinecek diye yola çıkıldı ama daha sonra TÜM TÜRKİYE'deki ESNAFLARIN FAİZLERİNİN SİLİNMESİNE karar verildiğini söyledi. Türkiye genelinde 110 bin esnafın 392 milyon lira faiz borcu bulunuyor. Kalan miktar yani ANAPARA ise yapılandırılarak taksitler halinde ödenebilecek. Yapılandırma için başvuru tarihi TESKOMB (Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatifleri Birlikleri Merkez Birliği) tarafından esnafa duyurulacak. Takip edilmesi gerekir. En rahat takibi nereden yapabiliyorlarsanız; asılan matbu evraklar, İnternet, yayın organları vs. Fikrimce işini seven esnafımız kötü günlerin bir sonu vardır elbet. Dibe vurduktan sonra daha aşağısı olamayacağı sadece gidilecek yön yukarısı kaldığı için yükseliş başlayacaktır. Bazı şeyler elimizde değildir. Her şeyi deneyip sonucun değişmediğini görüyorsak bırakalım insin en dibe ne inecekse sakinlik

AKIL DEVREDEN ÇIKTI

Resim
Beynimiz her zaman bize oyun oynar. Gördüklerimizi yorumlamak için bildiği şeyler gibi algılar. El dediğimiz ülkeler maçta saygı duruşunda bulunuyor ve bütün taraftarlar ayağa kalkıyor. Bizler de şovla köprü açıyoruz. Nasıl vicdandır, nasıl bir umursamazlıktır hayatını kaybedenlere, geri de bıraktıkları yaşayan ölülere? Kimin umurumda ağlarsa anam ağlar gerisi yalan ağlar. Hayat ne güzel, hiçbir şey olmamış gibi devam ediyor. 21. yüzyıl insanının dışı ayna gibi parlarken içi bumerang gibi. Her hücresinde ayrı bir yangın, ayrı bir hinlik ve ayrı bir fitne yığını var. Üç teröristten biri Dağıstanlı, diğeri Özbek ve bir diğeri Kırgız. Kazaklara, Kırgızlara, Özbeklere milyon dolarlar ile yardımlar yaptık. Ellerindeki telefonu bizim sayemizde alıp, istedikleri gibi yaşasınlar sonra da o paralarla bizlere saldırsınlar. Çekik ve aç gözlü kardeşlerimiz işlerini biliyorlar. Rus hepsi de ama ben Türküm derler işlerine gelirse. Sovyetler Birliğinden dağılan tüm ülkeler Rustur. Gerisi yalan,