Kayıtlar

YALNIZ SEKİZ DAKİKAN VAR...

Resim
Bir kadın, bir gün kucağında çocuğu ile birlikte bir mağaranın önünden geçerken içeriden gelen bir ses duyar: "İçeri gir ve ne istersen al, ama en mühim olanı unutma! Ayrıca "Sen çıktıktan sonra kapının bir daha asla açılmayacağını da dikkate al.  Ancak bu fırsatı kaçırma,  ama yine de en mühim şeyi unutma..." diyor, durmadan ikaz ediyordu. Kadın mağaraya girer ve büyük bir servetle karşılaşır.  Yığınla altın ve mücevherleri görünce şaşkına döner ve çocuğunu yere bırakarak hemen büyük bir hırsla mücevherleri toplamaya başlar. Bu sırada o esrarengiz ses yine duyulur "Yalnız sekiz dakikan var..." Sekiz dakika çabuk geçer.  Kadın toplamış olduğu kıymetli taşlar ve altınlarla birlikte mağaranın dışına koşar ve kapı kendiliğinden kapanır.  Bu sırada çocuğunu içeride unutmuş olduğunun farkına varır ama iş işten çoktan geçmiştir.  Ağlamak, sızlamak, dizini dövmek, saçını-başını yolmak fayda vermez.  Kapı bir kere daha açılmamak üzere kapanmıştır. Z

Hayallerimizi gerçekleştiremeden hayal olduk.

Resim
Aşk ve arkadaşlık bir gün yolda karsılaşırlar. Aşk kendinden emin bir şekilde sorar. Ben senden daha candan ve daha yakınım. Sen niye varsın ki bu dünyada? Arkadaşlık cevap verir. Sen gittikten sonra arkanda bıraktığın gözyaşlarını silmek için... Sevdayı derinden yaşayan adamlar da var. Bir ömrü bir sevdasına harcayan, ağlatmaya kıyamayan, saçının telini kıskanan, öyle süsüne, boyuna, posuna değil! Yüreğine sevdalı adamlar. Zor günün dostu, hayat ortağı, yolunda yoldaşı,  göz yaşına içi yanan adamlar da var. Verdiği sözü tutan. Sevdiğine namus gözüyle bakan, kadınım deyip, arkasında dağ gibi duran. Tam tersi olan adamlar da var. Yapamadıklarına sonradan pişman olan adamlar bunlar. Pişmanlık bütün bir ömür boyu saplantı haline gelebilir insan da. Yanlış olanı seçtiği için değil (çünkü bundan ötürü pişmanlık duyabilir insan) doğru olanı seçebileceğini kendisine kanıtlaması olanaksız olduğu için. Her acı her sızı geçte olsa bir gün geçer elbet. Kalan hayat devam ede

Ezilmişliğin sitemini kim tercih eder?

Resim
Akıl hastanelerindeki hastalar kendi aralarında bir düzen kuruyorlar ve deli olduklarını bilmiyorlar. Umarım biz de öyle değilizdir. Kapitalist düzenin baş ülkeleri insanlığa zulümden ve karanlık bir hayattan başka şey sunmadılar. Dünya da ne kadar kötü, korkunç olay yaşanıyorsa ülkemizde dahil, biliyoruz ki (dünya insanları) altından Amerika, İsrail, İngiltere, Almanya çıkıyor. Ülkeler de önce iç savaş çıkartıp sonra barış elçileri gönderiyorlar. Ezilmişliğin sitemini kim tercih eder, bir huzur adasında yaşamak varken hastalar adasında yaşamaya.  Kurum ve kuruluşların içerisinde mutlaka farklı düşünceler ve maksadını aşan zihniyet sahipleri olabilir, siyaset içerisinde kirli ilişkiler yumağı olacaktır ama eminim herkes üzerine düşeni yapacaktır. Kurum ve kuruluşlar başta devlet mekanizması bağırsaklarını temizlerken ummadığımız isimleri görebiliriz. Bundan sonraki dönemler de devlet kademesi ve kuruluşlar da arınmış, temizlenmiş ve şeffaf olacaktır. Ama umarım gerçek suçlula

Her devir kendini yaşar ve son bulur.

Resim
Her devir kendini yaşar ve son bulur. Bu Osmanlı içinde böyleydi yaşandı ve bitti. Şimdiki devirde kendini yaşıyor ve bir gün son bulacak, başka bir devire geçilecek, dünya döndükçe bu böyle devam edecek, öyle olmasaydı hala taş devrini yaşıyor olurduk, dünyadaki değişimleri yaşayarak, görerek devam edeceğiz hayata. Temel insani haklar mücadelesinde başarısız oluşumuz. Hatta özgür düşüncenin temellerden olduğunu bile kanıtlamak gerekiyor. O nedenle hala gelişmişliği bilmiyoruz. Ortalama zekamızın tüm gelişmiş uluslardan düşük oluşuna eğitim konusundaki yetersizliğimiz de eklenince anlamak zor değil ülkenin halini. Farklılıklar güzeldir ve ancak sevgi ve eğitimle öğretilebilir. Sayıca az olsa da iyi insanın etki alanı kötüden fazladır'a inanmak istiyorum. Her toplum özlem duyduğu, değer verdiği ve eksikliğini hissettiği bazı sembolleri isimlere de yansıtır. Örneğin; bizim toplumumuz da şu isimler göze çarpar; Adalet, barış, özgür, hayal, umut, derya, deniz, sevgi. Yakında ise; D

Düşünen Sadece Bahçedeki Adam!

Resim
Olaylar o kadar hızlı gelişiyor ki hangi konuya odaklanacağımızı şaşırıyoruz. Ağlanacak halinize gülüyorsunuz derdi eskiler yaramazlık yaptığımızda artık millet olarak yapıyoruz bu işi. Göklerden gelen bir karar vardır, gün batsa ne olur geceyi onaran bir mimar vardır... Her şey yolunda gitse ne olur sanki, kıyamet mi kopar? Dünya tersine mi döner? Yada durur mu? Dönmekten mi vazgeçer? Belki de zaten ters dönüyordur. Ahlaki ve insani değerlerin erozyona uğradığı kötü bir dönemden geçiyoruz. Çıkar ilişkileri ve particilik şakşakçılığı insan kalitesini bu denli mi düşürür? Demek ki düşürebiliyormuş. Gelişmeleri üzüntü ile izliyorum. Her halk hak ettiği şekilde yönetilirmiş diye bir söz vardır. Doğrudur ama kurunun yanında yaşta yanar diye de bir fiziki gerçek vardır. Kafasına kurşun gelse kurşun yarım saat girecek beyin arar, öyle bir zeka var bazılarında. Devir kendini reklam edip pazarlama devri olmuş. Ne mütevaziliği? En beyinsizi kendini Einstein gibi göstermeye çalışıyor. Gerçek

Geçmişten gelen bir beddua üzerimden nasıl atabilirim?

Resim
Geçmişten gelen bir beddua üzerimden nasıl atabilirim? Yine tanıdık, eş, dost vs. en çok merak ettikleri konulardan birisi. Meraklarını niyeyse bana sorarak gidermeye çalışırlar hep. Yılbaşı öncesi sorulan soruların bir numarası bu bana. Malum yeni yıla akça pakça, temizlenmiş girmek istiyor herkes tabiii :) Dolayısıyla benimde merakımı çekti ve araştırdım. Tüm araştırmalarımdan çıkardığım Hülyaca yorumum :) Haklı veya haksız yere beddua ah almış olabiliriz diye konuya başlıyorum. Haksız yere beddua almışsak kanaatimce sorun yok. Ama haklı yere beddua almış isek ne olacak? Bazen düşünüyorum da ben beddua - ah almış mıyımdır? almış olabilirim. Böyle bir durum varsa helallik almam gerekir. Peki helallik alma durumum yoksa ne yapılır? Namaz kılıp Allaha tövbe etmek ve bağışlamasını dilemek gerekiyor. Eskiden yaptığım bu tür hataların tarafımda var ise kaldırılmasını istemek. Kuran okuyup ,dua etmek. Yanlış yapılan insanlardan helallik dilemek. Peki bunlar yeterli

Dua Et...

Resim
Acılarla dolu bir dünyada yaşıyoruz... Bunlara katlanmak olgunluk mu, yoksa sabır mı bilemeyiz. Bazen anladığın şeyi değiştirmek isterken sen değişiyorsun. İnsanın söyleyecek sözü çok olup karşısındakilerin söylendiğini anlayacak kapasitesi yoksa sözü kaşınızdaki kişinin ederi kadar söyleyin yoksa yürek tüketmiş olursunuz. Duasız üşürmüş yürekler bil!  Sana bir dua eden olsun, Senin de bir dua ettiğin! Bilmezsin hangi kırık gönlün duasıdır karanlıklarını aydınlatan, sana ummadık kapılar açan. Bilmezsin kimin için ettiğin duadır seni böyle ayakta tutan! (Mevlana) DUA ET, olmayacak bir işin umutsuzluğuyla ellerini açan bir insan gibi değil, ellerini açmazsa hiçbir şey olmayacak bir insanın umuduyla dua et. Cennetin sekiz kapısı vardır. Bunların her biri açılır ve kapanır. Ancak “Tevbe kapısı” hiç kapanmaz. Çünkü bu kapının kapanmasını önlemek üzere orada vazifeli bir melek vardır. O halde dua et ve ümitsizliğe düşme. Dünya bir defterdir üzerinde işlemlerini yaparsın, gerçek