Kayıtlar

Kibir Gizli Öz Güvensizliktir

Resim
Kimsenin kişiliğinde köklü değişimler olmaz. Temeli neyse onu ortaya çıkarır ve geliştirir. Tanımayan, yanlış tanıyan, yanlış anlamlar yükleyen bizleriz. Etrafını eleştiren ve sürekli kendisini öven kişi aslında hep eksiktir, kendi kusurlarını eksiklerini başkasında kapatmaya çalışır, yetersizliklerini başkalarının üzerine atıp rahatlarlar. Unutmayalım ki, önümüzde koşanların bir çoğu kendi çıkarlarının ardından koşmaktadır. Kendilerini bir şey zanneder ama ne olduğunu bilmezler. Haddi hariç her şeyi bilmek bu insanların işidir. Bunlarla yüz göz olmak sadece zarar verir, kendi mutluluğunu huzurunu kendin bul yaşa. Aşırı doğruluk aşırı haksızlık getirir, farkındalığın düzey farkını gösterir. Bazıları sahip olamadıkları kalitenin, ait olmadıkları kişiliğin ve yaşayamadıkları mutluluğun reklamını iyi yaparlar. Böyle insanlara verilecek cevap gülüp geçmektir, başkalarına ait ne varsa kendilerine aitmiş gibi yapanlar sadece dışarıya oynar göz boyarlar. Aşağılık kompleksinden kaynakl

Küresel Sermaye

Resim
Almanya 2. Dünya savaşından sonra yiyecek ekmeği olmayan bir ülke iken biz neden hala bu kadar gerilerdeyiz? Az çalışıp, çok kazanma peşinde olduğumuz için olabilir mi? Almanya’da azami on beş milyon iltica, beş milyona yakın işsiz ve sosyal yardıma muhtaç insan var, bu insanların yükü devletinin sırtında. Yine Almanya'da sosyal yardım ve işsizlik yardımıyla geçinen Türklerin yüzde doksanı Türkiye'de AKP'ye oy veren ve Almanya'da ailecek yardım alan insanlar. Bizim ise Anadolu kadar geniş gönlümüz, uçan ekonomimiz, dış mihraklarımız, kıskanan Avrupamız, dost, müttefik, stratejik ortağımız olan Amerikamız ki, aynı zamanda bizimle savaşan, uğraşan, bize karşı terörü her türlü destekleyen bir Amerikamız var. Amerika, Almanya, İngiltere, Fransa, İsrail önce Afganistan'a girdiler sonra Irak'a. Afrika, Suriye, Libya, Tunus, Yemen'de binlerce insanı acımasızca katledip öldürdüler. Sonra madenlerine, altınlarına, doğal gazlarına, petrollerine el koydular.

Sahiplendiğimiz her şeyi severiz!

Resim
İnsanoğlu bencil bir yaratık severken de, üzülürken de kendisi için yapıyor bunu. Çocuğunda bile severken karşılık görsün, görmesin o sevgi benliğini tatmin ettiği için seviyor belki. Üzülürken bile ilk ben onsuz nasıl kalırım diye düşünerek üzülüyor. Saf sevgi fikrimce sadece hayvanlarda ve yeni doğan bebeklerde var. Karşılıksız sevgi vermek ve karşılıklı saygı göstermek, toplumda ne öğretiliyorsa onu yaşar insan. Sevgisiz büyüyen bireyin kendisine olan sevgisi zor gelişir, böyle yetişen birisi ileride çocuk sahibi olduğunda çocuğuna sevgi göstermesi ise iyice zorlaşır. Nedeni ise yaşamın en başı olan ebeveynlerin davranışlarının sonrasına da taşınmasıdır. Eğer bu sevgi ebeveynler arasında yoksa çocukta bocalamaya kadar gider. Bu durumun sadece anne sevgisi ile sınırlandırılmaması gerekir ama öğretilmiş olan anne ve çocuk arasındaki bağın tabu ve tapu halleriyle, katı yada sıvı hale dönüşmesine yol açan toplumsal değerler ve dayatılmış normlardır. Bir insan zarar görüyorsa b

Farkı Fark Ettiren Farktır

Resim
Artık her konuda sorunun nedeni olarak bir yerler veya güç yetirilemeyecek bazı güçler işaret ediliyor. Her dönemde böyle olmuş. Bu fikir yerel ve uluslararası hakim güçlerin kendilerine karşı oluşabilecek defans ve mücadelenin engellenmesi yada başarısız kılınması için yaydıkları yalan haber, şehir efsanesi çalışması da olabilir. Olumsuzluk, haksızlık, yanlış ve zulme karşı toplumun birlikte hareket etmesi halinde çok şeyin değişebileceğine inanıyorum. Tabi herkesin bu değerlere karşı olma bilincinin işlenmesi ve sürekli canlı tutulması şartıyla. Gelebilecek yada gelecek olan elit tabakanın dünyayı yönetmesi durumuna karşılık bir karşı taraf elbette olacaktır. Onların silahı teknoloji ve veri. Veri arttıkça kontrol edilebilen insan sayısı da artıyor. Veri tabanı genişledikçe daha farklı yöntemleri oluyor. Böylece ilk yöntem tutmazsa ikinci yöntem deneniyor, olmazsa üçüncü, dördüncü vs. tutana kadar. Bu algoritma teknoloji geliştikçe kendiliğinden mi gelişti yoksa başında insan v

İnsan Olmak, Zor...

Resim
Kıyılan insanlıksa, kimdir kıyan? Giderek zorlaşıyor nefes almak. Başka başka hayatlar, adaletsiz dünya. Bize kaybettiğimiz insanlığımız lazım. Hayat gerçeğin çıplaklığı. Elimizle ittiklerimiz başka yerlerdeki insanların var olma savaşı verdikleri şeyler. Mutlu olmak, yardım sever olmak eğilip bükülmek yada nefsin isteği kalıba girmek değildir. İnançlar farklı, hayatı sevmek farklı, insanları sevmek farklı farklıdır. Vicdanlı olmak gereklidir, ahlaklı olmak gereklidir, insanın kendisiyle barışık olması gereklidir. Hiçbir sırtlan kendi yavrusunu yemez ama başka hayvanların yavrusunu yer. İnsanlarla hayvanları ayıran özelliklerde akıl ve eşrefi mahluk oluşudur, yapılan hiçbir zulüm karşılıksız kalmaz. Dünyayı kaosa çevirenlerde bir gün aynı cehennem azabını tadacaklardır. İyiliklerin karşılığının cennet, kötülüklerin karşılığının cehennem olacağını düşünen insanoğlu zülm yapmaz, karıncayı bile incitmez. Bu dünya her türlü inanç ve fikir ayrılığına rağmen yaşamaya ve paylaşmaya

İş Hayatı Öldürür Mü?

Resim
Sevmediğin bir işi yapıyorsan ve bulunduğun ortamda saçma sapan asalak tipler varsa evet iş hayatı öldürür. İş yaşamı değil de çapsız, empati yoksunu, yalakalıkla yükselmiş yöneticiler öldürüyor en çok. Çekilmiyor bazı insanların kahrı, bu sıkıntıların içinden geçmiş insanların bana yapılanlar başkasına yapılmasın demeleri gerekiyor. İş bulma stresi, iş buldun ya çıkarırlarsa stresi, mobbing derken stresten vücut çöküyor. Modern insanın kabusu zaten oku, sınav, iş ara, kpss vs. Çalışmak değil de bazen çalışamamak, iş bulamamak insanı öldürüyor. Para kazanmak için çalışıyorsan ölümüne çalışıyorsun demektir. Heyecanla, zevkle işe gidiyorsan o iş ömrünü uzatır. Ama ne yazık ki, çalışanların yüzde doksanı ilk gruptalar. İş hayatı insanlarda özel hayat bırakmadı. Zamanı bölmek lazım. Uyumaya, gezmeye, eğlenmeye, aileye de zaman ayırmak gerekiyor ama artık sadece çalışıp yoruluyoruz. İşimize sadece çalışmak ve para kazanmak olarak bakarsak yanlış olur. Şart olan üretimdir, hem

2918 NOLU YASA

Resim
2918 NOLU YASAYI DİKKATLİ OKUYUNUZ. KİMSENİN BAŞINA GELMESİN AMA DİYELİM Kİ, TRAFİK KAZASI GEÇİRDİNİZ, YARALI VAR, HASTANEYE GİTTİNİZ. SİZLERİN 2918 NOLU YASAYI BİLMEDİĞİNİZİ ZANNEDEREK, 'YAPILACAK MÜDAHALE VE TEDAVİ ÜCRETLERİNİ ÖDEYECEĞİNİZE DAİR ŞU BELGEYİ İMZALAYIN' TEKLİFİ İLE KARŞILAŞIRSINIZ. ANCAK SİZ DE 'BU BELGEYİ İMZALAMAZSAM, BANA MÜDAHALE VE TEDAVİ ETMEYECEĞİNİZE DAİR BİR BELGEYİ İMZALAYIP TARAFIMA GETİRİN. DEDİĞİNİZ ANDA HASTANENİN BÜTÜN İMKANLARI SİZİN İÇİN SEFERBER OLACAKTIR. *** 2918 SAYILI TRAFİK KANUNUNU MUTLAKA OKUYUN. TÜKETİCİLER BİRLİĞİ, KAZAZEDELERİN HAKLARIYLA İLGİLİ BİR RAPOR HAZIRLADI. TRAFİK KAZASI SONUCU YARALANAN VE HASTANEYE KALDIRILARAK TEDAVİ ALTINA ALINAN KAZAZEDELERİN KANUNA GÖRE TEDAVİ İÇİN ÜCRET ÖDEMEMESİ GEREKTİĞİ BELİRTİLDİ. KAZA SONUCU YARALANAN VE HER HANGİ BİR HASTANEDE TEDAVİ GÖREN KAZAZEDELERDEN, BU TEDAVİLERİNE KARŞILIK HASTANE TARAFINDAN ÜCRET TALEP EDİLEMEYECEĞİNİN BELİRTİLDİĞİ RAPORDA, 2918 SAYILI TRAFİ