Kayıtlar

Ekonomimiz Büyüyormuş!

Resim
Ülkem insanı on numara oyuncudur, her şeyi de bilir. Sokaktaki vatandaşa sorun ekonomistten daha çok ekonomi bilir, siyasetçiden daha çok siyaset. Hadi okumamışlar cahil cesareti diye hoş görülebilir, ya okumuş her şeyi bilenler. İşte bu her şeyi bilircilerden bize bir şey bilmek kalmıyor. Ülke ekonomisi büyüyormuş gururlandım, göğsüm kabardı ama sana, bana büyümüyor ve cebimizdeki para hiç kabarmıyor. Yirmi milyonu işsiz olan bir ülke büyümez, eksi büyüme rakamları çıkar. Büyüyorsa nerede bu paralar bende yok, sende yok, kimde var peki? İhracat yapanlara yarayan, zengini katlayan bir büyüme sıradan insana, işçiye, memura, esnafa etkisi sıfır olan bir büyüme bu. Hem kör, hem sağırız birbirimizi ağırlarız. Yüzde ellilik () blok karşısında üç beş parçaya bölünmüş yüzde ellilik blok içinden birleşim sağlanamamış ama hariçten gazel okumakta uzmanız. Her ülkenin borcu var ama Türkiye'nin borcunun karşılığı yok çünkü üretim yok. Para hareketlerinin hızlanması kar demek değildir

Geç kaldığını geç fark edenler...

Resim
Yaşamlarımız ve anılarımız hepsi birer yapbozun parçaları. Elimizden geldiğince ve çevreninde katkılarıyla o kadar çok parça ekledik ki üzerine. Ama yine de yaşamımıza dahil olan iyi ve kötülerle istersek ve pes etmeden mücadeleye devam edebilirsek bir şekilde hayatımızı da düzene sokabiliriz. Kendimize belirlediğimiz kriterlerden ve çizgimizden ödün vermeyerek bunu başarabiliriz. Kendimize göre sorumluluklarımız var, bırakalım da herkes üzerine düşeni yapsın. Herkese ve her şeye yetişmeye kalkarsak kendimize zaman ayıramayız. Her şeye yetişmeye çalışmak en büyük hatamız, bunu da çok geç fark ediyor insan ve sonra bir bakacağız yaşam bitivermiş. Bu hatayı hangimiz yapmıyoruz ki, kendimiz için yaşamayı akıl edemiyor yada çok geç akıl ediyoruz. Zorunlu şartlar bu gerçeklerden uzaklaştırıyor belki bizi, geç kalmışlık olsa da dönüm noktasındayız yine de hiçbir şeyi sığdıramadığımız hayatın. Varla yok arası bir hayat yaşadığımızın insanın kafasına en çok dank ettiği yerler mezarlıkl

Ahir zamanda dinler...

Resim
Doğru din algısını yakalayabilmek günümüzde zor. Dini alabildiğine oyuncak edip, kendi çıkarlarına göre kullanıp sonra bu yozlaşmadan çıkar elde et, buna bakanlar, dinin gerçek halini bu zannedip dinden uzaklaşıyor. Öyle bir zamanın içindeyiz ki ne kadar doğru ve dolu olursan ol sömürüp boşaltıyorlar. Artan insanların içindeki umutsuzluk ve şer, azalanlar ise umutlar ve iyilik. Doğru olmak ve doğru yaşamak bu ahir zamanda deveye hendek atlatmaktan zor. Hastalık gibi giderek yayılıyor, sadece kalp ve beyinlerimizi değil, tüm hücrelerimizi ele geçiriyor. Bazı Müslümanlarla uğraşılmaz, her kabın şeklini alırlar. Çin'de bir şey olsa Budist köpekler, Afganistan'da bir şey olsa bir kişinin yaptığını İslama mal etmeyin derler. Evrime saldırır başı sıkıştı mı, Kur'an zaten evrimi yalanlamıyor derler. Yabancıların çalışkanlığı, bilimsel çalışmaları vs. ile ilgili bir şey söylense adamlar Kuran'ı uyguluyor derler. En gelişmiş, ahlaklı toplumu göster, biz niye böyle olamıyor

Akışta olmak...

Resim
Yaşam unutmaya bedensel olarak katkı sağlarken sevgi ve özlem yaşanırsa daha rantsız duygularla gerçeği yaşarken belki doğruları da yakalarız. Akış kişinin yaptığı her hangi bir şey sırasında kendisinden ve egosundan soyutlanarak yaptığı işle bütünleşmesi. Yetenek, zaman ve becerinin tecrübe edilen zorluğun sınırlarında ve ötesinde var olması. Anı yaşamak, olduğu gibi kabul etmek, mesajını alıp devam etmek, tutunduğunuz her şeyi bırakabilmek. An da kalıp gözlem eşliğinde uyum sağlamak. Enerji sürekli değişim halindedir. Akışta olmak enerji okyanusunda kendini dalgalara bırakmaktır. Bu meditasyon halinde özüne karışmak gibidir, öz benliğin, egonun kör halidir. İnanmak değil bilmek gerekir belki de sır yok, belki de bakıp da görmemek vardır. Her şeyin şeyi, varoluşun varlığı olabilmektir belki de bütün olay. Akışta olmak, bütün olayları ve kişileri olduğu halleriyle kabul etmek, direnmeden hayatın bizi götürdüğü yolculuktan keyif almaktır fikrimce. Ama genelde ilk değiştirmeye

İnsan İlişkilerindeki Yozlaşma

Resim
İnsanlar kültürel emperyalizmin etkisi altında yaşadıkça önüne zor geçeriz fikrimce yozlaşmanın. Çünkü insanı insan yapan değerlerler değişmeye başladı. Önceleri kişilik, ahlak, daha sonraları para insanı yüceltirmiş gibi bir durum oluştu günümüzde. Körelmiş duygular, samimiyetsiz arkadaşlıklar, güvensizlik insan ilişkilerini sekteye uğrattı, sonuçları yozlaşma, uzaklaşma, yalnız kalma, içine dönme şeklinde ortaya çıktı. İnsan değerlerinin yozlaştırıldığı bir toplum da hep bana denilirse önce ben denilir, egoist olunursa yozlaşma da olur ve ben diyen bir nesil yetişir. Yozlaşmanın nedenlerinden birisi değer kaybı. Hiçbir şeye değer vermeyince ilkeli davranmak gereği de duymazsınız. Bunun eğitimli olup olmamakla da bir ilgisi yoktur. Üniversite mezunu bir çok yoz insanımız var. Zamanımızda ya yozlaşıp düzene ayak uydurmak yada yalnızlaşmak gerekiyor. Diğer nedende paradan ve teknolojiden kaynaklanıyor. Para eşittir güç yanılsaması ile insanlar paraları olduğu zaman her şeyi yapa

Kişisel Gelişim Ve Ego

Resim
Kişiliğini geliştiren birey farkındalık kazanır. İçinde bulunduğu durumda her şeyin farkındadır dolayısıyla diğer insanların göremediğini görür bu yüzden bir çok insan tarafından egolu gözükse de aslında iyi bir mantığa ve öngörüye sahiptir. Kişilik gelişimi insanın kendisini bütün detayları ile tanımasıdır, karakterin oturmasıdır. Egoist kişiler kendini ispatlama çabasındadır kişiliği gelişen kişinin ise buna ihtiyacı yoktur. Beyin gelişmediği sürece kişi gelişse ne olur gelişmese ne olur. Kişisel gelişim kendi farkına varıştır. Ego cahil insanda daha çok olur. Başkalarını küçümsedikçe kendisinin yükseldiğini sanan kişi kişisel gelişimini tamamladıkça zaten yüksekte olduğunun, birilerinin üzerine basması gerekmediğinin farkına varır. Kişisel gelişim egonun en alt düzeye çekilmesi, kişinin kendini ve insanları tanımasıdır. Kişiliği olan insan negatif davranışları pozitife çevirir. Kişisel gelişim arttıkça ego azalır. Beyni, ruhu, kalbi terbiye eder, gelişim, farkındalık, empati

İnsanın Değeri Parayla Ölçülür Mü?

Resim
Günümüzde insanların değeri parayla ölçüldüğünden ne kadar paran varsa o kadar değerli bir insan oluyorsun. Bu bağlamda insan değer görmek istiyor ve paraya ihtiyaç duyuyor. Döngüye ayak uyduran insanlar parayı güç olarak görüyor. Kapitalist sistemde paran yoksa aç kalırsın, yaşamını devam ettirebilmek için para en büyük önemi oluşturuyor. Doymayan ve tatmin olmayan ruhlarımız var. Hiçbir şeyde tam olarak kendimizi bulamıyor, arayışlarımıza sürekli devam ediyor ve hep bir eksiklik duyuyoruz. Huzuru, mutluluğu, kalplerdeki boşluk ve açlığı para ile satın alabileceğimiz şeylerle doldurmaya çalışıyoruz. Daha çok kazan, daha çok harca sisteminin birer kölesi olmaya devam ediyoruz. Ev alıyoruz daha büyüğünü daha güzelini arzu ediyoruz, araba alıyoruz marka, model, yaşını dert ediyoruz. Kıyafetleri, yiyecek içecek stoklarını konuşmaya gerek bile yok. Aldığımız ve sahip olduğumuz şeylerle benliklerimizi tatmin etmeye çalışıyoruz. Arkadaşlık ve dostluk desek o kavramları da tükettik nere