Kayıtlar

Çünkü Dünya İyilerin Kazandığı Yer Değildir...

Resim
Patlayınca kötü patlayan sakin insan her şeyi içine atan insandır. Sınırları zorlanmış, nasıl olsa kızmaz, kırılmaz, darılmaz diyerek her türlü pislik yapılmış, yüreği dolmuş insandır. Zaten yorgundur susuyorsa bu durumda değerlerine saygısızlık edilene kadardır. Genelde kaybeden olur, çünkü dünya iyilerin kazandığı yer değildir. Ne kadar efendi ve mülayim olursa o insanın o kadarda üzerine gidiliyor, kalbi duyguları yok gibi davranılıyor. Her şey yapılıp söylensin ama o hep sussun isteniyor. Ama her şeyde olduğu gibi bununda bir sınırı vardır, taş olsa çatlar denilen şey işte tamda budur. Kimseyi kırmamak için günlerce, aylarca ve hatta yıllarca sabredip, haddi sınırı aşınca gemiyi değil limanı yakan, sonrasında ne kapıdan ne de kapının deliğinden hayatına almayan, bundan ötürüde yüze yalandan gülen değil, yüzüne yalandan gülünen insandır. Ama lafın fazlası aptala anlatılırmış, aslında küçük şeyleri görmek istemez ufak tefek ikazlarda bulunur. Duygusal, cömert, cesur, kanaatka

Değerli insanlar sonsuzlukta bile sevilir...

Resim
Ayaklarınıza değil, gökyüzüne bakın. Gördüğünüz şeylerin mantığını anlamaya çalışın. Evren’in neden var olduğunu düşünün. Meraklı olun... Her zorluğa rağmen yinede dolu dolu bilimsel bir yaşam. Çağımızın en değerli bilim insanlarından Stephen Hawking'i kaybettik. 'Hayatta geriye getiremediğimiz tek şey zaman. Anlamıyorum, anlatamıyorum, neden bir insanlığın özgürlüğünü almak ve insanoğlunu yok etmek için bu kadar çok emek sarf ediyoruz. Halbuki zaman, kaş ile göz arasında idi ve en derin darbeyi o oluşturuyordu!' Zor bir fiziksel yaşama karşı müthiş bir zeka. İnsanoğluna katkısı büyük bir deha. Isaac Newton, Nikola Tesla, Albert Einstein ve Carl Sagan'dan sonra dünya bilinmeyene meydan okuyan değerli bir bilim insanını daha kaybetti başımız sağ olsun. Zor durumdaki insanlar için yaşama tutunma motivasyonu, ileri bir medeniyet olma yolunda insanlığın önemli bir neferi, yaşamıyla, yaptıklarıyla, çalışmalarıyla, düşünceleriyle sekiz milyar insan arasından sıyrılm

MİMAR SİNAN’DAN SÜRPRİZ MEKTUP

Resim
Bir kaç yıl önce Süleymaniye Cami’sinin yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya kalması üzerine en yetkin mimar ve mühendislerden oluşan bir ekip, camiinin bütün yükünü taşıyan kemerleri incelemeye aldı. Kemerlerin içinde gizli bir bölme ekibin dikkatini çekti. Bölmede, Mimar Sinan’ın imzasını taşıyan Osmanlıca bir mektup vardı. Mektup’ta şöyle yazıyordu: “Bu notu bulduğunuza göre kemerlerden birinin kilit taşı aşındı ve nasıl değiştirileceğini bilmiyorsunuz.” Koca Sinan kademe kademe kilit taşının nasıl değiştirileceğini anlatıyordu. Heyet, Sinan’ın söylediklerini aynen uyguladı. Süleymaniye Camii böylelikle kurtarıldı. Bu not şimdi Topkapı Sarayı’nda saklanıyor.

Dedikodu

Resim
Bir kadın, komşularından birisi hakkında bir dedikoduyu yayıp duruyordu. Birkaç gün içinde bütün köy dedikoduyu duydu. Dedikodunun kurbanı, derinden yaralandı ve incindi. Dedikoducu kadın daha sonra yaptığından pişman oldu ve çok üzüldü. Hatasını nasıl tamir edebileceğini sormak için bilgeye gitti. "Pazara git." dedi bilge. "Bir tavuk al ve onu kestir. Eve dönerken tüylerini yol ve yol boyunca yere at." Nasihatın garipliğine şaşırsa da, denileni yaptı kadın. Ertesi gün bilge bu defa şu tavsiyede bulundu: "Şimdi git ve dün attığın bütün o tüyleri topla ve bana getir." Kadın aynı yolu izledi ama umutsuzluk ve korku içinde gördü ki, rüzgar bütün tüyleri uçurup götürmüştü. Saatler süren arayışın sonunda elinde sadece birkaç tüyle dönebildi. "Görüyorsun." dedi yaşlı bilge. "Onları yere atmak mümkün ama geri toplamak imkansız. Dedikodu da öyle. Dedikodu yapmak ne kadar kolaysa, dedikoduyla işlediğin hatayı telafi etmen de o kadar zordur

Teknikler

Resim
KADIN ERKEK ARİTMETİĞİ * Akıllı erkek + Akıllı kadın = Aşk * Akıllı erkek + Aptal kadın = İlişki * Aptal erkek + Akıllı kadın = Evlilik * Aptal erkek + Aptal kadın = Hamilelik OFİS ARİTMETİĞİ * Akıllı patron + Akıllı eleman = Kar * Akıllı patron + Aptal eleman = Üretim * Aptal patron + Akıllı eleman = Terfi * Aptal patron + Aptal eleman = Fazla mesai ALIŞVERİŞ ARİTMETİĞİ * Bir erkek kendisine gerekli olan ürünü almak için; 1 liralık ürüne 2 lira öder * Bir kadın kendisine gerekmeyen ürünü almak için; 2 liralık ürüne 1 lira öder. GENEL FORMÜLLER VE İSTATİSTİKİ VERİLER * Bir kadının gelecek endişesi, evlenene kadar sürer. * Bir erkeğin gelecek endişesi, evlenince başlar. * Başarılı bir erkek, eşinin harcayabileceğinden daha fazla geliri olandır. * Başarılı bir kadın, böyle bir erkeği evliliğe ikna edebilendir. MUTLULUK * Bir erkekle mutlu olabilmek için; onu çok iyi anlamak ve az sevmek gerekir. * Bir kadınla mutlu olabilmek için; onu çok s

Düğünün ihtişamını düşünmekten evleneceği insanı unutanlar...

Resim
Ülkemizde artık evlilikler bile çıkar üzerine, hatta istemediği halde kısır demesinler diye çocuk yapılıyor. Evliler, sevgililer hayatı paylaşmayı bilmiyorlar. Günümüzün evliliğe yüklediği anlam, evlilik yaşantısı yapay ve sığ. Her şey gösteriş üzerine, evlilik ve ilişkiler metalaşmış durumda. Bakın ben neler yaşıyorum diye gösterme çabası içinde insanlar. Tanışma aşamasından evlilik sürecine, o süreçten çocuğun her anına kadar her şey göz önüne seriliyor, ancak dışarıdan ve etraflıca bakınca bir samimiyetin olmadığını fark edebiliyor insan. Hepimiz çok iyi biliyoruz ki, mutluyken telefona bile bakmak kimsenin aklına gelmez. Artık kadınlar daha çok eşya istiyor, erkekler ise daha çok dışarıda kalmak ve evini ihmal etme karşılığında bunu yapıyorlar. Doğan çocuklar aşkın ürünü değiller, kadın ve erkek birbirine sadık değil, kendileri için, hayatları için, hiçbir güzellik için uğraşmıyorlar. Ayrıca insanın kişisel alanı olmalı, evlendiniz diye her dakika birlikte olmak zorunda m

Nedir Hayatın Anlamı?

Resim
Hayatın anlamını herkes farklı algılıyor. Algılarken de geçmiş yaşanmışlıklarını, birikimlerini kullanıyor. Yani herkes için farklıdır hayatın anlamı ne ararsan O'sundur. Anlamak, hissetmektir, bencillikten uzak bir yerde kendin olmaktır, özünde olanı ortaya çıkarmaktır. Yaşam bir zorunluluktur gördüğünden, anladığından çok daha ötedir. Kendini ve insanları yormadan yaşamak. Hayata anlam katan bizleriz, yarınımızı farklı kılmak için yaptığımız ne varsa hayatın anlamıda o'dur. Başkalarının sunduğu hayatı yaşamak yerine kendi hayatımızı yaşayabilmek. Peki kaçımız bunu başarabiliyoruz? Düşünceler, duygular ve olasılıklar serisi, yaşam şartları ve dayatmacı çevresel faktörlerin kuşatması altında inleyen toplumlar. Hayat genel bir tanıma oturmaz, nedir hayat sorusunun en geçerli cevabı bildiğin şeydir, idrak ettiğin kavradığın kadarı, ötesi ise bir sistir. Yaşamak istediğimiz şeyler uğruna yaşamak istemediğimiz bir yığın saçmalığı yaşamak zorundayız. Anlamsızın içinde kend