Kayıtlar

su etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Atatürk analitik düşünmeyi öğretiyor.

Resim
Arkamda büyük bir kara tahta vardı. Atatürk “Kalk bakalım genç profesör tahtaya” dedi. Tahta başına vardığımda bana üç kelime yazdırdı. “Su, tuz, deniz”. Şimdi bu üç kelimeden Türkçe’de, Fransızca’da, Almanca’da kaç cümle yapılabiliyordu? Böyle bir soru ile hiç karşılaşmamıştım. Şaşkınlığım geçince aklıma gelen cümleleri sıralamaya başladım. 1) Denizin suyu tuzludur. 2) Suyu denizin tuzludur. 3) Tuzludur denizin suyu. 4) Suyu tuzludur denizin. 5) Denizin tuzludur suyu. Şimdi bu üç kelimeden Fransızca’da ve Almanca’da ancak ikişer cümle çıkarılabiliyordu. Atatürk sordu. Bu durum Türkçenin lehine mi, aleyhine mi? Hafif bir irkintiden sonra dedim ki “Efendim, bir bakıma bu bir söyleyiş zenginliğidir.” Çünkü kurduğumuz beş cümle arasında küçük farklar vardır; bu bir çeşit nüans zenginliğidir.” Atatürk “evet ama” dedi “Bunun büyük bir sakıncası var.” Sonra ilave etti. “Milletler arası antlaşmalar niçin Fransızca yazılır?” Doğrusu bu soruya da hazır değildim. Fransa'nın büyük

Başarı nedir ki?

Resim
İnatla zorlukların üzerine gitmek ve pes etmemek işte başarmanın gücü. Mücadeleye devam etmek, kenara çekilmemek gerekir ki hepimizin yașaması gereken bir sahrası var. Hedef olmalı ve hedefe kararlılıkla, inatla gitmeli. Konumumuz ne olursa olsun hedefimiz ve inancımız varsa istediğimiz her şeyi başarabiliriz ama istemekten vazgeçmediğimiz sürece. Çünkü bizler kaçtıkça meydan onlara kalıyor yani mücadele etmeliyiz. Aslında insan fıtratı gereği her zaman bir hedef peşindedir. Ama yönünü bilmeyen bir gemi gibi de olmamak gerekir. Çünkü geminin sadece su üzerinde durması o gemiye hiçbir anlam katmaz, su üzerinde yüzmeli ve nereye neyi bırakması gerekiyorsa bunu yapmalıdır. İşte o zaman gemi bir iş yaptı ve anlam kazandı denilebilir. İnsan için en büyük tehlike ümitsizlik, karamsarlık, ruhsal çöküntüdür. BAŞARI; Sık sık gülmek ve çok sevmektir. Akıllı insanların saygısını ve çocukların sevgisini kazanmaktır. Dürüst eleştirmenlerin onayını almaktır. Sahte dostların arkadan vurmala

Asgari ücretliye bir şey olmaz!

Resim
Gelişen Türkiye mi? Çalışıp ezilen Millet mi? Yerlere, göklere sığdıramadığınız idareciler mi? İnsanlar az ile geçinmeye alıştırılıyor ki gelecekte de fazla bir şey beklemesinler. Bir şey olmaz asgari ücretliye, fakirden alıp zenginlere vermeye devam. Fakire para lazım değil, çok şükür kıt kanaat geçiniyoruz, bir şey olmaz bize ekmek, su neyimize yetmiyor. İnsan hayatının ucuz olduğu bir yer de kimse adaletten bahsedemez. Nasıl geçinecek bu millet. Ev için banka faizlerini minimum düşürüp evlere % 30 zam yapılan ülkenin adıdır Türkiye. Kiralara yanaşılmaz altıyüz lira kira ile ancak gecekonduda oturulur. 15 temmuz da bu ülkeyi kurtaran bu milletti, 100 lira zammı çok gördüğünüz millet işte bu insanlar. 1404 lira maaşla çocuk mu okutsun, kira mı versin, elektrik, su, mutfak masrafina mı yetişsin, ne yapsın bu insanlar. Evler de huzur diye bir şey kalmadı boşanmalar, işsizlik diz boyu. Milletvekiline ikibin lira zam. Devlet büyükleri elinizi vicdanınıza koyun ve görün artık fakir f

DOLARA uçmayı öğrettik...

Resim
Bir millet parasıyla güçlüdür, para biriminiz kadar itibarınız vardır dünyada. Ekonomi yönetimi, temeli sağlamlaştırmak yerine öncelikle güven ortamını sağlamalı, iş dünyası hukukun ve medeni yasaların yerle bir olduğu dönemlere güvenmez. Sermaye hava hareketleri gibidir, bir yerden diğer bir yere aktığında bunu görmeniz mümkün olmaz. İstediğin kadar reformlar, ekonomik paketler hazırla üreten bir ülke değilsen ihracat, ithalat dengen yoksa batarsın. Dolar 3.40 ve ülke sabaha daha fakir uyandı. Ecevit'e yazar kasa atan o adam nerede acaba, yine lazım oldu. Ülkede DEVALÜASYON ( Bir devletin resmi para biriminin diğer ülke dövizleri karşısında değer kaybettirilmesidir. Bu yolla ithal malları pahalılaşırken yerli malların fiyatı da aşağı çekilmiş olur) oluyor kimseden ses çıkmıyor. Para var ki onu da döviz yapmışlar, kendi paraları varken elin parasına değer verdirmişler. Ekonomi de bir sorun gözükmüyordu ama niye böyle oldu ki? Ekonomiyi yabancı yatırımcıya, inşaata bağlars

Dünya bile ikiyüzlü; biri yeryüzü, biri gökyüzü

Resim
Ormanın birinde Aslanlar toplanmış. Yahu hesapta kralız açlıktan öleceğiz birader. Maymuna saldırsak, ağaca kaçıyor. Fillere saldırsak fazla büyük. Ceylanlar hızlı, yetişemiyoruz. Kuşa dalsak, uçuyor. Eee balık yakalayacak halimiz de yok. N'aapsak? Bir tanesi, en iyisi, öküzlere saldıralım. İri yarı görünüyorlar ama ne pençeleri var, ne dişleri diş tam dişimize göre. Olur mu? Olur. Hücum! Ama evdeki hesap çarşıya uymamış. Öküz öyle yabana atılacak hayvan değilmiş meğer. Organize oluyorlar topluca savunma yapıyorlar, püskürtüyorlarmış. Aslanlar aç bilaç. N'aapsak, n'aapsak? Tilkiye danışalım demişler. Tilki kolay demiş. Beni öküzlerin yaşadığı zengin otlakların prensi yapın işinizi halledeyim. Kabul etmişler. Tilki elinde beyaz bayrakla öküzlere gitmiş. Saygıdeğer öküzler demiş. Aslında aslanlar uysaldır, sizi de çok seviyorlar. Ama şu aranızdaki sarı öküz var ya, sarı öküz, işte sorun o. Görünce tahrik oluyorlar, canları çekiyor, verin şu sarı öküzü kurtulun k

Dünyanın otuz beş yıldızlı tek oteli

Resim
2 TEMMUZ! TÜRKİYE DAHA SICAK Şair yandı, türkü yandı, kalem yandı. İnsanlığımız her zaman vicdanımız da sorgulanacak. Neredeydiniz? Bu diyarda hor baktık mı karıncaya diyen tertemiz, suçsuz insanları yaktılar. TEKBİR getirerek. Camiden çıkıp insan yakanlar, onları aklayanlar ve şimdi her köşede bombalar patlatanlar. Hangi inanç insan yakmayı hoş görebilir. Ateş utandı ama sen utanmadın insanı, insanlığı yakmaya. Aydınlığı ateşle yakarsan, karanlıktan kurtulamazsın bir daha. Dünyanın otuz beş yıldızlı tek oteli. (Vedat Türkali) Madımak da yakılarak ölen sayısı 37 dir. Ama 37 değil 35 yıldızlıdır. Nedeni ise hayatını kaybedenlerden ikisi otel ateşe verilmeden önce oteldeki insanlara saldırmak için otele giren mahluklardır. Cennet için yaşadıkları dünyayı cehenneme çevirenlerdendir. Katliamdan kurtulan yazar Lütfiye Aydın'ın yaşadığı travma sonucunda okuma, yazma ve konuşmayı unuttuğunu biliyor muydunuz? Şu Sivas'ın elinde sazım çalınmaz. Güllerim yandı yüreğim dayanmaz.

Sadece bir şişe su için :(

Resim
Cumartesi günü Çocuk Esirgeme Kurumu’ndan 20 çocuk ve iki yuva görevlisiyle Cinemaximum Brandium’da film izlemeye giden iki kişi, suları dışarıdan aldıkları için sinema görevlisinin kötü davranışlarına maruz kaldıklarını ve çocuklara kötü muamele yapıldığını belirtti. (Alıntı) O günahsız yavrulara reva görülen tutum ve de fahiş fiyatlar ödeyip de alınamayan hizmet. Sinema bileti fiyatına satılan mısır ve su. Gitmeyerek tepkimizi koyalım. Orada film izlenmezse ne kaybedilir? Ama onların kayıpları hak ettikleri olur. Bu dünya da tüm sıfatlara, rütbelere, makamlara sahip olunabilir ama bir tanesi olabilmek için bazen ömür bile yetmeyebilir. İNSAN OLABİLMEK. Yavruların hafızalarından bir ömür boyu silinmeyecek, her su şişesi bu olayı hatırlatacak belki de. Ve yine belki de ilk kez sinemaya gidip film seyredeceklerdi. Biz insanlığımızı ne zaman kaybettik. Her şey para mı, o masumlara nasıl bunu yaşatabildiniz. Zaten onlar kanatları kırık birer melek. Özür dilemek kırılan k

Evdeki malzemelerle de güzelleşebiliriz :)

Resim
Dünyanın parasını vermeden de, evdeki malzemelerle güzelleşebiliriz :) VARAN 1 Sivilcelere ve ciltteki sivilce lekelerine karşı; Ayvanın çekirdekleri, ayvanın yaprağı ve limon kabuğu rendesine bir bardak su ekleyip (malzemelerin üstünü kapatacak kadar) temiz cilde günlük uygulama yapın. Suyu Kaynatmadan cam  kavanoz da bir gün bekletmek yeterlidir. Bir hafta kullanılabilir. Bu maske daha çok sivilce lekelerine yönelik. VARAN 2 Güneş lekelerine karşı evdeki malzemelerle yapılabilecek maske; İki kaşık yoğurt içerisine bir tatlı kaşığı karbonat, bir tatlı kaşığı limon suyu koyup maske hazırlayabilirsiniz. Bu tarif tek kullanımlıktır. Temiz cildinize tüm karışımı sürüp, 20 dakika bekletip ılık suyla yıkayın. Güneşe çıkılmayacak bir zaman diliminde yapılmasını öneririm. Hafta da bir defa yapabilirsiniz. VARAN 3 Cildi gerginleştirmek için evdeki malzemelerle yapılabilecek maske; 1 ayvanın çekirdeklerini ezin, 1 küçük çay bardağı su ekleyin. 2 dakika kaynatıp bir cam kavanoz

Hızır ve İlyas Peygamberlerin buluşma günü HIDIRELLEZ

Resim
Türk-İslam dünyasından Hızır ve İlyas peygamberlerin buluşma günü sayılan Hıdırellez, her yıl dileklerin dilendiği, ateşlerin yakıldığı bir bahar bayramı olarak kutlanıyor. En çok bilinen gelenek, gül ağacına asılan ve o yıl gerçekleşmesi beklenen dilekler… Ama Anadolu’nun dört bir yanında çok farklı ve eğlenceli bir çok Hıdırellez geleneği de yaygın. Hıdırellez'de dileklerin, niyetlerin dillendirildiğini hepimiz biliyoruz ama nasılını, adetini bilemiyoruz. İşte dilekleri gerçeğe çevirmenin, tüm yıla bolluk bereket getirmenin birkaç yolu. Gül ağacı; Hızır ve İlyas’ın gül ağacının yanında buluştukları rivayet edildiğinden, her yıl Hıdırellez’de gül ağaçlarına dilekler bağlanıyor. Kimisi dileğini kağıda yazıp ağaca bağlıyor, kimisi de gül ağacının dibine gömüyor. O yıl için dilenen dileklerin gerçekleşeceğine inanılıyor. Dileği yazmak yerine gerçekleşmesi istenen şeyin resmini yapmanın daha etkili olacağı da yaygın bir inanış! Kimi yerlerde kağıt toprağa gömülüp or

AH DOKSANLI YILLAR!

Resim
Fotoğraflar da yüzler farklı farklı konuşur. Bazen şiir okur. Bazen hikayesini anlatır. Müzik de etkilidir insanın anların da. Hani bazı anlar vardır unutmuşsunuzdur. Ama bir melodi tam da o anı hatırlatır eksiksiz. Hayatımın en güzel dönemleridir 80'li ve 90'lı yıllar. Şimdi bir fırsatım olsa oraya gidip geri gelmemek isterim bir daha. Yazlık sinema ve gazoz en büyük keyfimizdi. Bizler çok şanslıymışız ki o yılları yaşayabilmişiz. Otobüsler skoda, dolmuşlar ilave sıralı, dolmuş taksi chrsysler, ford. Pantolonlar ütülü, insanların içi dışı temiz. Üç beş minübüs belli adreslere, müzik, lezzet, yaşam güzellikler ve duygularla bezeli. Para var ya da yok şekil aynı. Özledim yaşadığım güzel yılları :) Hep geçmişe bir özlem var artık. Şarkılar bir başkaydı o zaman, gerçek aşk vardı, gerçek dostluklar! Yoksulluk vardı ama insanlar mutluydu. Arkadaşlıklar çok değerliydi. Şimdiki gibi cep telefonu, bilgisayar yoktu. Arkadaşlarla ya önceden randevulaşılırdı ya da evden çağırırd

İSRAİL'E SU SATIŞI İÇİN KKTC Mİ KULLANILACAK ACABA?

Resim
KKTC'ye su temin projesi yarın Ankara'da masaya yatırılacak... TÜRKİYE'den KKTC'ye deniz altından borularla getirilen 'asrın projesi' olarak nitelendirilen 'KKTC'ye Su Temin Projesi' yarın Ankara'da masaya yatırılacak. Suyun yönetimi konusunda KKTC tarafından hazırlanan ileri istişare önerileri, Ankara'da yapılacak görüşmelerin ardından netleşecek. KKTC Başbakanı Ömer Kalyoncu geçtiğimiz hafta KKTC Hükümetinin su konusundaki görüş ve önerilerini içeren bir mektubu Türkiye'deki yetkililere ulaştırmak üzere Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Büyükelçiliği'ne ilettiklerini kaydetmişti. KKTC Hükümeti temsilen, Maliye Bakanı Birikim Özgür, KKTC Ekonomi, Sanayi ve Ticaret Bakanı Sunat Atun, KKTC Tarım, Doğal Kaynaklar ve Gıda Bakanı Erkut Şahali ile KKTC Bayındırlık, Çevre ve Kültür Bakanı Kutlu Evren bu çerçevede temaslarda bulunacak. Tarafların uzlaşması halinde ortaya çıkacak olan hükümetler arası anlaşma, imza aşamasına gelecek. ÖZGÜR: &q