Kayıtlar

TOPLUM etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Görünmeyeni görebilmek!

Resim
Düşünmeyen ama parayı çok seven insanları yönlendirmek kolaydır. Böyle insanların paraları azaldıkça akılları da azalır. Akıllı kişiden değil cahilden korkulur. Arı bal yapar ama zarar verirseniz iğnesini batırmaktan çekinmez. Her şeyi düşünebilirsin sınır yok ama düşündüğünü herhangi bir şekilde eyleme geçirme noktasında sınır var. Günümüzde düşünceyi eyleme dönüştürme şansı verilmiyor, bari düşünce özgürlüğünde sınırsız olalım. Kimseye söylemek zorunda değiliz, birileri bizi onaylar onaylamaz önemli değil, böyle bir hesap yapmadan iç dünyamızda özgür ve kuralsızca düşünebilmeliyiz. Para için susanlar, aşk için susanlar, çocukluk hayalleri için susanlar, dini kullanarak susturulanlar. İnsanları susmak zorunda bırakan etkenlerle doğrular saklanmış olur. Hepimizi susturacak bir yöntem mutlaka vardır. Kimi parayla, kimi şekerle, kimi sevgiyle, kimi dinle kandırılıp, susturulmuştur. İnsanların ten renkleri ayrı, kan renkleri aynıdır. Toplumlarda bu sorunlar hep var, zorla dayatıla

Sıradan biriyiz!

Resim
Dünyaya hiç katkım var mı? diye düşününce çıkan cevap ne kadar sıradan olduğumuzu belirliyor. Bir hastalığa çare bulursun farklısındır, savaş gazisisindir farklısındır, okulu dereceyle veya ekstra bir başarıyla bitirmişsindir farklısındır, sıfırdan şirket kurmuşsundur farklısındır ama hayatın boyunca hep yerinde sayarak yaşamışsan nasıl kendini farklı hissedeceksin. Yani kendimizi kişisel efsane olarak görmekten vazgeçmek gerekiyor. Aslında en büyük sıradanlık kendini farklı zannetmektir. Ben ancak ötekiyle var olurum anlayışının içselleşmesidir bu durum. Sokrates'in kendini bil öğretisi, çıkar ve mütevaziliği sonucu 'bildiğim tek şey hiçbir şey bilmediğimdir' şeklinde görülür. Bu bir farkındalık, bir aydınlanma halidir. Tarihte de olduğu gibi insan kendi içindeki devrimini, rönesansını, reformunu ancak bir aydınlanmadan sonra yapabilir. Bunun farkında olunsa kimse kimseye üst perdeden konuşmaz, küçük dağları ben yarattım edasında olmaz. Hiç kimse mükemmel yani tam

Mert insan net, kıvırcık insan kıvırtandır!

Resim
Kimine göre şah paradır, kimine göre şöhret, kimine göre de konum. Bence üçü de piyondur. Fikir beyan etmekle, mücadele etmek birbirinden farklı şeylerdir. Mert insanlar her zaman nettir. Kıvırcık insanlar bulundukları topluma göre hareket ederek sırıtmamaya çalışırlar. Korkaklar ise doğruyu söyleyemez şakşakçılığı seçerler, bunlar bir araya gelince ahlak bekçisi olup, bütün iğrençliklerini gizlerler. Bir gün Hz. Ali'nin taraftarlarının yoğun olduğu Küfe'den bir Arap devesiyle Şam'a gelmiş. Şam sokaklarında dolaşırken biri ona yanaşmış: - Ver o dişi deveyi bana! demiş. Tartışma büyümüş. Küfe'den gelen adam, "Bu deve benimdir, üstelik dişi değil, erkektir" diye itiraz etmişse de anlaşamamışlar. Konu Muaviye'ye yansımış. Halk meydanda toplanmış. Muaviye, Küfe'den gelenle Şam'da deveye sahip çıkan yerliyi dinledikten sonra kararını açıklamış: - Bu dişi deve Şamlınındır! Sonra toplananlara dönmüş ve sormuş: - Ey cemaat, bu dişi deve kim

GELECEĞİ YENİDEN YAZ

Resim
Bir gün istiridyenin içine bir kum tanesi girer. İstiridye kum tanesinden rahatsız olur ve onu sedefle kaplayarak başka bir şeye, değerli bir inciye dönüştürür. Hepimiz hayatımızdaki kum tanelerini inciye dönüştürme gücüne sahibiz. Ama benim ki kum tanesi değil kaya parçası diyorsanız bu daha da güzel. Çünkü bu sayede dünyanın en büyük inci tanesine sahip olacaksınız demektir. Sen değiştiğinde, HER ŞEY DEĞİŞİR, Sen değiştiğinde, GELECEĞİN YENİDEN YAZILIR. Hayatta istediğin şeyler için uğraşacaksın elinden geleni yapacaksın. Baktın olmuyor vazgeçmeyi de bileceksin. Ve bazen mutlu olmak için başkalarının üstünü çizeceksin. Çünkü geçmişe ve arkamıza sürekli bakarsak bekleyen güzelliklere ulaşamayız. Birlik olmak güzeldir ama bazen ayrılmak gerekir kendi dünyamıza doğru. Hani derler ya herkes senin ters istikametinde ise dön bir bak belki yanlış yönde olan sensin diye. Ben baktım yanlış olan ben değilim sürü şeklin de bir yöne gidiyorlar diye onlara ayak uydurmak zorunda değilim.

İnsanlar neden anlaşamaz?

Resim
Akışına bırak düşerken etrafı seyret, çakılana kadar kimsenin yaşayamayacağı bir heyecan yaşayacaksın. Ne iten umurunda olacak ne de tutmayan. Gülümse, ne iten mutlu kalsın ne de tutmayan. Hayat final bilgisine ulaşmak içindir. Son anladığın değer her zaman sahip çıkabileceğin değerdir. İnsanı insan yapan sevgi, saygı, dostluk ve en önemlisi onurlu yaşamaktır. Kimse böcek olmayı istemez kişiliğini satana kadar. Dinleme yeteneğindeki noksanlık, sabit fikirlilik, fanatizm, sıfır empati, haklı çıkma telaşıyla tartışma zemininin unutulması. Kalıp yargılarımız ve bakış açımız karşılıklı beklentilerin netleştirilememesi, sorunu çözmeye çalışmak yerine kavgayı daha çok kızıştırmak. İnsanlar dinlemiyorlar birbirlerini, eleştiri kabul etmiyorlar. Kimseden bir şey beklemezsen sorun, sıkıntı olmaz ama insanız değer verdiğimiz kişilerden gelen beklenmedik hareketler bizleri üzüyor. Farklı görüşlere, fikirlere, beyinlere ve bizim gibi olmayanlara tahammülümüz yok. Anlaşmaya niyetli değiliz,

Ahlaksızlıkta sınır yok...

Resim
Bu millet neden böyle? İyice psikopatlar ülkesi olduk. Biz böyle miydik? Cehaletten kaçın. İnsanın okurken bile dengesi bozuluyor. Nasıl bir yokluktur bu insanın aklı almıyor. Toplumun geldiği nokta. Başını bağlayıp saçının telini göstermiyor günah diye. Aman başını iyi ört, saçın görünmesin günah ama öz evladını yasak ilişkini gördü diye öldür. Cehalet, bencillik, ahlaksızlık, iğrençlik bir olmuş genç kızı katletmiş. İşte idam bu tür mahlukatlar için uygulanmalı. Kapalı toplumların kanseridir gizli ilişkiler, cinayetler. Ahlak örtüsü olmayanı başörtüsü namuslu yapmaz. Bu kadının eşini aldattığını kim düşünebilir? Hiç kimse ama evladına kıyacak kadar cani ve ahlaksız işte. Memleket Dallas'a döndü iyice, kimin eli kimin cebinde belli değil, bu yaşta kızını öldürtecek kadar mı azdın. Sapıklık almış başını gidiyor. Yaşına, başına bakmıyor kadını, erkeği. Zina yapacaksan masum kızından ne istedin. Küfrün de bir değeri var, bunlar küfrü bile hak etmiyor. Kadının kocasının h

Konu Atatürk olursa...

Resim
Önder olmak ön sıralarda oturup önde yürümekle değil, yüreklerdekini hissedip, beyinlerdekini okumakla olur. Atatürk, dünya ve Türk tarihinde olması gereken kutsal bir yerde şanı ve şerefiyle yerini almıştır. Onlarca savaş görmüş, ölümlerden dönmüş, ordusunun başında düşmanla mücadele ederek yeri geldiğinde göğüs göğüse çarpışarak, Gazi, Mareşal, Başkomutan unvanını hak etmiş değerli bir kişiliktir. İstanbul'u kim fethetti? dediğimizde insanlar ilk olarak Fatih Sultan Mehmet diyorlar. Aynı şekilde Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu kimdir? dediğimizde aklımıza Mustafa Kemal Atatürk gelir. Her savaşın bir simgesi bir kahramanı vardır. Müdafaa savaşlarında baştaki komutan çok önemlidir. Kimse İstanbul'un Fethini de, Cumhuriyetin kuruluşunu da bir kişiye indirgemiyor. Fatih Sultan Mehmet'in de, Atatürk'ün de arkasında örf ve adetlerine düşkün, Vatanına ve Milletine bağlı halkı vardı, insan hayatından daha kutsal bir dava yoktur. Bir Müslüman birine iftira atman

Önce kendini düzelt!

Resim
Neden her şeyin gönlümüzce olmasını istiyoruz da, istemesini bilen bir gönlümüz olmasını istemiyoruz? Temel sorunumuz sorunları tespit etmekte üstün yeteneğimiz, çözümünde ise bir o kadar acizliğimiz ne yazık ki. Kendinizin en iyi eleştirmeni olun, hatalarınızı düzeltemiyor ve eksik yönlerinizi tamamlayamıyorsanız bile en azından bunları kabullenin ve kendinizle barışın. Kendi ile barışık olan mutlu da olacaktır ve doğal olarak çevresini de etkileyecektir. İnsan kendisini iyi hissederse karşısındakine de iyi görünüyor, önce kendinizi mutlu edin ve özgüven sahibi olun. Gülümseyin alem hüznünüz ile değişmeyecek. Büyük bir kedi kuyruğuyla oynayan küçük kediye sormuş; Neden kuyruğunu kovalıyorsun? Yavru kedi cevap vermiş; Bir kedi için en güzel şeyin mutluluk, mutluluğunda kuyruk olduğunu öğrendim. Bu nedenle onu kovalıyorum. Yakaladığımda mutluluğa kavuşacağım. Bunun üzerine yaşlı kedi; Gençken bende mutluluğun kuyruğum olduğuna karar vermiştim ama sonra fark ettim ki, ne zaman on

Dünya mizansenimizi seyrediyor!

Resim
Daha eğlenceli başka bir ülke var mı? Arkana yaslan ve seyret, ülkede zaytunga gerek yok her gün zaytung. Vatandaşı olmasak eğlenceli olabilirdi ama vatandaşı olunca izlenen oluyoruz. Dünyanın soytarısı olduk iyice. Milyarlarca yıllık evren tarihinde denk geldiğimiz döneme bakın. Ben olup biten bunca absürtlüğe bir anlam vermeye çalıştıkça, hayat gayet rahat bir biçimde bana bu senin seçimindi dır dır etme diyor. Sorulara mantıklı cevap vermeyi seven bir ülke olsaydık zaten eğitimde son sıralarda olmazdık. İddialarında samimi bir çaba içinde olmazsan sınavı kaybedersin. Ve böyle devam ederse kayışlar iyice kopar. Toplumumuzdaki bizden olana ne yaparsa yapsın destek çıkma kültürü ne kadar daha devam edecek. Ait hissettiğimiz grubun yanlışlarını görmezden gelme hali, değerlerimizi tüketiyor. Karşısındakilerle beraber yeni ve öznel bir gerçeklik inşa ederek o gerçeklikte birlikte ikna olana demokrat denir. Türkiye'de ise hem ikna olamayan, hem de ikna edemeyenlere demokrat den

Ekonomi, maaş, para...

Resim
Toplum yaşamında ağırlığını üzerimizde en çok duyduğumuz kurumdur devlet. Her yönden kuşatmıştır bizi her şeyiyle etkiler, karışmadığımız ve en az tanıdığımız da odur. Devletin ne olduğunu bilemeyiz çoğunlukla. Dünya ekonomisinin genel durumu ise; biri çıkıp devlet hazinesinin değer karşılığını gösterin dese ve buna devletleri mecbur kılsa dünya ekonomisi birden çöker. Üretimin ekonomik değerin yegane kaynağı olduğu gerçekliğinden kopup borsa oyunlarıyla, kredi sistemiyle değer üretenlerin ekonomileri ellerinde patlayacak bir gün. Maaş devlet ananın gözünde her daim çocuk kalırmış, analar evlatlarının büyüdüğünü görmek istemezler. Maaş bildim bileli hep cüce kaldı gelişim bozukluğundan dolayı veya bilinmeyen bir hastalığı var, doktora götürsek belki tedavisi vardır. Aslında büyümek istiyor ama izin vermiyorlar ve durmadan tepesine vuruyorlar. Nasıl büyüsün genleri ile oynanmış büyümez, eksen tohum tutmaz, beddua almış hiç büyüme küçük kal diye. İki cm büyüyene kadar arkadaşları o

Kodlandığın gibi insan ol!

Resim
Koordinatlar belirlendi yükseltiler verildi. Kodlandığın gibi insan ol. İnsan olamayanı hiçbir fırın pişiremez çünkü, insan dediğin içindeki ateşle pişer. Hiçbir şey bilmeyen cahildir ama bilip de susan ahlaksızdır. Böyle insanlar nerede yaşıyorlardı da biz fark etmedik. Herhalde bir gece de ağaç kavuklarından çıkmadılar. Demek biz körmüşüz ama işin aslı uyuyormuşuz halen uyuduğumuz gibi. Gerçeği herkes kabul eder ama kimse kendisine konduramaz, ülkemizin insanlarının da günümüzdeki handikapı budur; bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak ama bize gereken yürekli olmak ve doğruyu haykırmak dünyaya doğru. Gerçek benliğimizi kaybetme tehlikesi olan güvenli durumdayım yanılsaması her zaman tehlikelidir. Bilinmezden korkmak doğal bir savunma refleksidir. Beynin korteksinden değil, medulla spinalis kaynaklı yani beyinsiz bir reflekstir. Sürüngen beyin dedikleri ilk evrim aşamasında oluşmuş hala aktif olan yer sürekli etkindir ve bazılarında ara sıra limbik sistem seğir eder. Devir o k

EVET yada HAYIR

Resim
Herkesin fikrine saygılı olmalıyız. EVET yada HAYIR. Önemli olan sonradan pişman olmamak ve çocuklarımızın yüzüne bakabilmek. İnsan olarak mutlu bir yaşam sürmek istiyorsan hayır demesini bilecek ve öğreneceksin ki insanlar seni artık üzmesinler ve kandıramasınlar. Keşke canlı yayında hangi kanal olursa olsun hukukçu ve parti sorumlusu açık oturum yapsalar, başkanlık sistemi ve anayasa hakkında birbirlerine sorular sorsalar ve cevaplasalar halk olarak anlasak hiç kimse açıklamıyor bizlere çünkü. Türkiye'nin geleceği ile ilgili bir proje neden tartışılmıyor? İnsanlar neden bilgilendirilmiyor? Toplumu gerdikçe geriyorlar. Küçüklüğünde düşünce yetisi elinden alınmış insanların ileri yaşlarda olayları yorumlayabilmesi de beklenemez. Referandum sonrası hepimiz yine beraber yaşayacağız. Yine aynı sevinçleri, aynı kaygıları birlikte duyacağız. Irak devrilip parçalandığında başında Saddam vardı, Libya aynı şekilde parçalandığında başında Kaddafi vardı. Suriye'nin başında Esat r

Ve işte yaşamlar böyle şekillenir!

Resim
Adaletsiz ve çıkarcı bir ortamda yaşayıp, adaletli ve dürüst olmak zordur. Toplum ve sürü psikolojisinden kurtulmak bencil ve hayvani yönü aşmak ile akıl / vicdan bağlamında düşünmeye bağlıdır ama yine de yanlış yaşam da doğru olunabilir. Hayata verdiğiniz yön şeklinde yaşarsınız. Hayatının yanlışını da, doğrusunu da insanın kendisi belirler, belirlemeli. Doğru yaşamak yanlış hayatı yok eder yeter ki doğrudan ayrılınmasın. İnsanlar bulundukları ortama göre yaşantılarını şekillendirir. Eskiler nefes de kudrete bağlıdır derler. Dünyadaki yaşantımızın düzenli ve huzurlu olması % 99 maddiyata bağlı. Maddi durumu ve yaşadığı ortam kişinin geleceğine etki eder. Gördünüz mü hiç zengin olup kenar mahalle de yaşayan. Ve işte yaşamlar böyle şekillenir. Kimsenin siyasi duruşuna bir tavrım olmaksızın; Özgürlük, eşitlik, dayanışma, emeğin üstünlüğü, gelişmenin bütünlüğü ve halkın kendini yönetmesidir. Maalesef artık milli bir kavganın içindeyiz, bu olmak yada olmamak kavgasıdır. Milli haysiye

Her şeyi hoşlandığı yem ile avlarlar.!

Resim
Kimileri bin türlü kötülük edip tek bir hesap vermeden yaşıyor, kimileri tek bir yanlışla mahkum oluyor. (William Shakespeare) Güven vermek önemlidir. Güven duymak da önemlidir. Ama en önemlisi, duyulan güveni boşa çıkarmamaktır. Ne kadınlar vardır, yanında yürüsen bile şereftir. Ne erkekler vardır, etek giydirsen kadına hakarettir. Dünya farklı dönüyor artık herhalde. İnsanlar bu kadar çok değiştiğine göre. Akşam gördüğünü sabah tanıyamıyorsun. Romanı yazar, çizer kalemi kırar gider, kalbi taşlaşmış kendini dünyanın merkezi sanır. Hiç düşünmez ki  kırdığı kalemin sahibi var. Allah mahşerde görür hesabını. Kadın veya erkek sapmış ise gerçekten tek taraflı ne yaparsanız yapın engelleyemezsiniz. Aldatmak karşı tarafı değil, kendini kandırmaktır. Özgüvensiz insanlar aldatır. Bu topraklar da eksik, aşk ve mutluluk kutsanmaz, ayrılık ve acı kutsanmıştır. Birlikteliklerdeki tutku kutsanmaz da, ayrılıklardaki tutku kutsanır hep. Yaralarıyla mutlu olmaya daha yatkın bir kültüre sahibiz b

Vatana, Millete, Devlete Küsülmez!

Resim
Bu dünyada kendine ve çevresine en çok zararı olanlar, kendisini hatasız gören insanlardır. Yangını ve savaşı siz başlatmış olsanız bile arzu ettiğiniz yerde onu durduramazsınız. O nerede duracaksa gider orada durur. Anlamak istediğinin işine geldiği yerini cımbızla çeker alır gerisi fazlalıktır ve hep anlamak istediğini anlayanlar gemilerini yürütür. İnsan olarak geldiğimiz bu dünyada kazanabileceğimiz en büyük servet insan kalabilmek ve insan ölebilmektir. Gerçek diye sunulanları sorgulamadan yaşarsak sonuca da katlanacağız. Toplum demek fert demektir. Nasıl bir toplum olmak istiyorsak öyle bir fert olmayı başardığımızda mümkün ama her birimiz kapitalizmin uşaklığını yaptıkça vicdan kalmaz. Çünkü paraperest toplumların değer yargıları sadece para kazanmaktır. Dürüst olmak gerçek anlam da güç gerektirir. Dalavereyle elde edildiği zannedilen gücün temelinin çürük bir binadan farkı yoktur ve ilk sallantıda da yıkılır. Bilip bilmeden konuşmak çok kolay. Onca yoksul insan var, yok

Beynin Sahibini Bulmadan Çözemeyiz...

Resim
Her gül yaşamla buluşunca kokusunda bütünleşir. Bazı Güller ise bereketsiz topraklar da kirli sularla gelişirse güneşten çok karanlık köşelere terk edilirse dikenlerinden ibaret olmaya mahkum olurlar. Sonrasında Güneşin altında hak edilmemiş yerdeymiş gibi düşünülür. Kimse kötülüğe hizmet için dünyaya gözlerini açmaz ruhunu kirleten etmenler olur. Bakışını nereye çevirirse görüşü o olur, nasıl düşünürse karşılığında onu görür. İçleri kin, öfke, nefret, dışları tebesüm, sevgi, dostluk kokan insanların arasında yaşıyorsak kimseden de beklentiniz olmaz. Ve hiç birimiz daha olgunlaşamadık. İlla ki şaşırıyoruz / şaşırtıyorlar. Beklentilerden kurtulup anda yaşamayı öğrendikten sonra hayat çok daha rahat. Yaşananları sadece deneyim olarak görmeye başlayınca olumlu olumsuz, iyi kötü demeden kabulleniyor insan ve mutsuz olmak için neden kalmıyor. Hiç bir mutluluk sürekli değil, sürekli olan değişim ve ona ayak uydurabilmek. En büyük mutluluk mutsuzluğun kaynağını yok etmek. Hiç bir başarı

Öğrenmek ve Öğretmek

Resim
En iyi öğrenme yolu öğretmektir diye bir laf vardır ve çok doğrudur, birde anlamayanlara anlatabiliyorsan kesinlikle iyi öğrenmişsindir. Öğrenme yaparak, yaşayarak ve mümkün olduğunca çok duyu organı ile gerçekleşir. Bir şeyin hikayesi varsa ve o hikaye bir yere dokunuyorsa onu unutmazsınız. Kapitalist alemler buna uyanmış özellikle pazarlamacılarda hikaye anlatımı eğitimleri almış başını gidiyor. Yaşayarak ve tekrarlayarak öğrenmekte etkilidir. Karşınızdakine anlatarak aktaramadığınız bilgiyi öğrenmemişsiniz demektir. Eğitimin güzel bir yanı da, işini bilene bol vakit sağlamasıdır. İşini bilmeyeni ise tembelliğe alıştırır. Bilimsel bilgi dediğimiz şey akıl, deney ve gözleme dayalı objektif, sistematik ve tutarlı bilgidir. Bilimsel bilginin amacını "okunur olmak" veya "toplumsal sorunlara çözüm üretmek" olarak yorumlamamak gerekir. Bir nesneye bilmek için bilmek anlayışıyla yönelinmesinden daha doğal ne olabilir. Bilimsel makale sayısı ve okunurluğu değil önem

Zenginin doları, züğürdün çenesini yorar

Resim
TL, 2016'da Dolar karşısında en çok değer kaybeden para birimi. Sadece gelişmekte olan ülkeler değil, son altı ayda Suriye Poundu karşısında da değer kaybetti. Üretmeyen vergiye dayalı ülke, üreten ülkelere kafa tutuyor. Sonra dolar neden yükseliyor? Siyasilerin tavırları sayesinde yükseliyor ve Türk Lirası değer kaybetmeye devam ediyor. İhracatımızın 64 milyar doları Avrupaya. Rusya'nın ambargosunda perişan olduk, birde Avupa ambargo uygularsa ülke ne hale gelir düşünün. Tehditler sadece iç piyasada etkili olur. Hayatın gerçekleri, realitesi var sıfır sorun politikalarından geldiğimiz haller, çevremizde bir tane dostumuz yok. Avrupa'nın gümrük birliğini de devre dışı bırakacağını düşündünüz mü? Gerçekleri yok sayamayız şalter onların elinde. Hani Türkiye İMF'ye borç verebilecek durumdaydı? Hani ekonomimiz adeta uçuyordu? Ne oldu, kanadı mı kırıldı? Türkiye battı, köprüler, hava alanları yabancılardan borç alınarak yapıldı. Hiçbirinde olmayan özkaynak zaten kullan

Beyninizi değiştirin kardeşim...

Resim
Toplumda huzuru kadınlar sağlar. Anneler ne zaman kızlarına öğrettikleri namus kavramını oğullarına da öğretirler ve ne zaman vicdanlı bireyler yetiştirirler o vakit bu toplum huzur bulur. İnsanların ahlaklarını karalamayı seven ahlaksızlar ister tek, ister çok hiçbir zaman vicdanlarında kendilerini paklayamazlar. İnsanın anatomisinin yamukluğu değil ruhundaki yamuklardır önemli olan. Fiziksel ve ruhsal gelişimini tamamlayamamış, korunmaya muhtaç küçüçük bir çocuğa cinsel istek duyan insanlara tıpta pedofili denir ve gelişmiş toplumlar da ciddi bir suç teşkil eder. Ne acı ki Türk kültürü ve toplumunda tarihler boyunca aşağılık bir suç sayılan bu yobaz kültürü, kanunla hayatımıza sokulmak istenmekte. Dikkat edin Türk'üm diyemeyenler pedofili hastasıdır. Türklüğünün bilincinde olan hiç kimsede bu hastalığı göremezsiniz. Türk kanı taşıyan, kültüründe ve benliğinde bu tür sapkınlıklara yer vermeyen her Türk bu sapık yasaya şiddetle karşı çıkacaktır. Onlar istediği kadar Arap sapkın

Yoksa Melekler İzine mi Çıkmış?

Resim
Nereden nereye... Ne oldum demeyeceksin, Ne olacağım diyeceksin! Çocukları önemsemeyen Müslüman bir toplum Müslümanlığını sorgulamalı. Zira Müslümanların önderi ve rehberi Hz. Muhammedin kuşu ölen bir çocuğa baş sağlığına gitmesi olağanüstü bir durumdur ve üzerinde durup düşünülmesi gereken bir olaydır. Bu nasıl bir adalet sistemidir ki bu cinsi sapıkların cezasını içerdeki mahkumların vermesini bekliyoruz. Hep kadınlar için atıp tutuyorlar, açık giyindi, tahrik etti vs. nasıl sapık bir zihniyet varmış ki annesinin diz kapağından tahrik oluyor. Bu zihniyetteki mahlukatları Kurân kursundaki erkek çocukları nasıl tahrik etti peki? Kedi, köpek, kaldırım, damacana vs. nasıl tahrik etti? Kundaktaki bebek nasıl tahrik etti peki? Masum çocuklar kirli beyinler, ahlaki değerlerini yitirmişler tarafından en ağır travmayı yaşıyorlar. Nasıl bir nefs varmış ki bu kadar baştan çıkıldı? Hiç kimse Türkiye çok ilerledi, gelişti demesin. Çocuklara bu travmayı yaşatanlar adil hukuk önünde hak