Kayıtlar

Sahiplendiğimiz her şeyi severiz!

Resim
İnsanoğlu bencil bir yaratık severken de, üzülürken de kendisi için yapıyor bunu. Çocuğunda bile severken karşılık görsün, görmesin o sevgi benliğini tatmin ettiği için seviyor belki. Üzülürken bile ilk ben onsuz nasıl kalırım diye düşünerek üzülüyor. Saf sevgi fikrimce sadece hayvanlarda ve yeni doğan bebeklerde var. Karşılıksız sevgi vermek ve karşılıklı saygı göstermek, toplumda ne öğretiliyorsa onu yaşar insan. Sevgisiz büyüyen bireyin kendisine olan sevgisi zor gelişir, böyle yetişen birisi ileride çocuk sahibi olduğunda çocuğuna sevgi göstermesi ise iyice zorlaşır. Nedeni ise yaşamın en başı olan ebeveynlerin davranışlarının sonrasına da taşınmasıdır. Eğer bu sevgi ebeveynler arasında yoksa çocukta bocalamaya kadar gider. Bu durumun sadece anne sevgisi ile sınırlandırılmaması gerekir ama öğretilmiş olan anne ve çocuk arasındaki bağın tabu ve tapu halleriyle, katı yada sıvı hale dönüşmesine yol açan toplumsal değerler ve dayatılmış normlardır. Bir insan zarar görüyorsa b

Farkı Fark Ettiren Farktır

Resim
Artık her konuda sorunun nedeni olarak bir yerler veya güç yetirilemeyecek bazı güçler işaret ediliyor. Her dönemde böyle olmuş. Bu fikir yerel ve uluslararası hakim güçlerin kendilerine karşı oluşabilecek defans ve mücadelenin engellenmesi yada başarısız kılınması için yaydıkları yalan haber, şehir efsanesi çalışması da olabilir. Olumsuzluk, haksızlık, yanlış ve zulme karşı toplumun birlikte hareket etmesi halinde çok şeyin değişebileceğine inanıyorum. Tabi herkesin bu değerlere karşı olma bilincinin işlenmesi ve sürekli canlı tutulması şartıyla. Gelebilecek yada gelecek olan elit tabakanın dünyayı yönetmesi durumuna karşılık bir karşı taraf elbette olacaktır. Onların silahı teknoloji ve veri. Veri arttıkça kontrol edilebilen insan sayısı da artıyor. Veri tabanı genişledikçe daha farklı yöntemleri oluyor. Böylece ilk yöntem tutmazsa ikinci yöntem deneniyor, olmazsa üçüncü, dördüncü vs. tutana kadar. Bu algoritma teknoloji geliştikçe kendiliğinden mi gelişti yoksa başında insan v

İnsan Olmak, Zor...

Resim
Kıyılan insanlıksa, kimdir kıyan? Giderek zorlaşıyor nefes almak. Başka başka hayatlar, adaletsiz dünya. Bize kaybettiğimiz insanlığımız lazım. Hayat gerçeğin çıplaklığı. Elimizle ittiklerimiz başka yerlerdeki insanların var olma savaşı verdikleri şeyler. Mutlu olmak, yardım sever olmak eğilip bükülmek yada nefsin isteği kalıba girmek değildir. İnançlar farklı, hayatı sevmek farklı, insanları sevmek farklı farklıdır. Vicdanlı olmak gereklidir, ahlaklı olmak gereklidir, insanın kendisiyle barışık olması gereklidir. Hiçbir sırtlan kendi yavrusunu yemez ama başka hayvanların yavrusunu yer. İnsanlarla hayvanları ayıran özelliklerde akıl ve eşrefi mahluk oluşudur, yapılan hiçbir zulüm karşılıksız kalmaz. Dünyayı kaosa çevirenlerde bir gün aynı cehennem azabını tadacaklardır. İyiliklerin karşılığının cennet, kötülüklerin karşılığının cehennem olacağını düşünen insanoğlu zülm yapmaz, karıncayı bile incitmez. Bu dünya her türlü inanç ve fikir ayrılığına rağmen yaşamaya ve paylaşmaya

İş Hayatı Öldürür Mü?

Resim
Sevmediğin bir işi yapıyorsan ve bulunduğun ortamda saçma sapan asalak tipler varsa evet iş hayatı öldürür. İş yaşamı değil de çapsız, empati yoksunu, yalakalıkla yükselmiş yöneticiler öldürüyor en çok. Çekilmiyor bazı insanların kahrı, bu sıkıntıların içinden geçmiş insanların bana yapılanlar başkasına yapılmasın demeleri gerekiyor. İş bulma stresi, iş buldun ya çıkarırlarsa stresi, mobbing derken stresten vücut çöküyor. Modern insanın kabusu zaten oku, sınav, iş ara, kpss vs. Çalışmak değil de bazen çalışamamak, iş bulamamak insanı öldürüyor. Para kazanmak için çalışıyorsan ölümüne çalışıyorsun demektir. Heyecanla, zevkle işe gidiyorsan o iş ömrünü uzatır. Ama ne yazık ki, çalışanların yüzde doksanı ilk gruptalar. İş hayatı insanlarda özel hayat bırakmadı. Zamanı bölmek lazım. Uyumaya, gezmeye, eğlenmeye, aileye de zaman ayırmak gerekiyor ama artık sadece çalışıp yoruluyoruz. İşimize sadece çalışmak ve para kazanmak olarak bakarsak yanlış olur. Şart olan üretimdir, hem

2918 NOLU YASA

Resim
2918 NOLU YASAYI DİKKATLİ OKUYUNUZ. KİMSENİN BAŞINA GELMESİN AMA DİYELİM Kİ, TRAFİK KAZASI GEÇİRDİNİZ, YARALI VAR, HASTANEYE GİTTİNİZ. SİZLERİN 2918 NOLU YASAYI BİLMEDİĞİNİZİ ZANNEDEREK, 'YAPILACAK MÜDAHALE VE TEDAVİ ÜCRETLERİNİ ÖDEYECEĞİNİZE DAİR ŞU BELGEYİ İMZALAYIN' TEKLİFİ İLE KARŞILAŞIRSINIZ. ANCAK SİZ DE 'BU BELGEYİ İMZALAMAZSAM, BANA MÜDAHALE VE TEDAVİ ETMEYECEĞİNİZE DAİR BİR BELGEYİ İMZALAYIP TARAFIMA GETİRİN. DEDİĞİNİZ ANDA HASTANENİN BÜTÜN İMKANLARI SİZİN İÇİN SEFERBER OLACAKTIR. *** 2918 SAYILI TRAFİK KANUNUNU MUTLAKA OKUYUN. TÜKETİCİLER BİRLİĞİ, KAZAZEDELERİN HAKLARIYLA İLGİLİ BİR RAPOR HAZIRLADI. TRAFİK KAZASI SONUCU YARALANAN VE HASTANEYE KALDIRILARAK TEDAVİ ALTINA ALINAN KAZAZEDELERİN KANUNA GÖRE TEDAVİ İÇİN ÜCRET ÖDEMEMESİ GEREKTİĞİ BELİRTİLDİ. KAZA SONUCU YARALANAN VE HER HANGİ BİR HASTANEDE TEDAVİ GÖREN KAZAZEDELERDEN, BU TEDAVİLERİNE KARŞILIK HASTANE TARAFINDAN ÜCRET TALEP EDİLEMEYECEĞİNİN BELİRTİLDİĞİ RAPORDA, 2918 SAYILI TRAFİ

Hayat Çarkı Böyle İşliyor

Resim
01 - Fakir, çalışır. 02 - Zengin, sömürür. 03 - Asker, her ikisini de korur. 04 - Mükellef, üçü için de vergi öder. 05 - Serseri, dördünün adına istirahat eder. 06 - Ayyaş, beşi için içer. 07 - Bankacı, ilk altıyı dolandırır. 08 - Avukat, ilk yediyi kandırarak savunur. 09 - Hekim, sekizini de öldürür. 10 - Mezarcı, dokuzunu da gömer. 11 - Politikacı 10'ların sayesinde yaşar. (Marcus Tullius Cicero) Cehaletin salgın bir hastalık olduğu ülkelerde en karlı iş din üzerinden ticaret yapmaktır. Nasıl bir çağda yaşıyorsak bütün psikopatları bu çağ mı yetiştirmiş? Gelecekte dünya tarihinde bile ibretle bahsedilecek bir dönemi yaşayan talihsiz insanlarız bizler. Mantık şu galiba. Nasılsa kıyamet kopacak Allah'a yardımcı olalım insanlığın çöküşünü hızlandıralım. Ama ne acayip bir çelişki ki Allah'ın ol demesi ile her şey olur diyenler, Allah'ın gücünü yetersiz görüyor ki, bunlar dinden çıkmış diyerek çok rahat Allah'ın yarattığı bir canlıyı öldürebiliyorlar

Suçlu Avı

Resim
Hayattan yorulmak normal ama nefes aldığımız sürece hayaller için umutlar da vardır. Bu umutları gerçekleştirmek içinde devamlı bir çabamız. Zaten hayat bir varış noktası değil de, hayalleri, umutları gerçekleştirmek için bir çabalama yolculuğudur. Varış noktasından çok yolculuğun kendisi güzeldir aslında. Bazı insanlar gelince, bazı insanlar gidince güzel. Kimse hayatınızdan gitmesin diye uğraşmayın. Gitmek isteyen nasıl bir bahane buluyorsa. Kalmak isteyende bunun bir yolunu bulacaktır. Ben zannettim ki, Ben iyiysem herkes iyi, ben üzmezsem kimse üzmez beni. Ama öyle değilmiş. İnsan kıymet bilenin yanında kıymetli. İyilikten anlayanın yanında iyiymiş. Kırıla üzüle öğrendim. Hayatı felakete dönenler suçlu avına çıkarlar. Hayat karşımıza duvarlar çıkarsa da zaman o duvarları yıkıp kapıları açıyor. Yeter ki görmek istediğimiz değişikliği kendi üzerimizde uygulayıp, gerçekleştirebilelim. İyi yada kötü olarak algıladığımız her şeyin, her olgunun bir görevi, bir işlevi v