Kayıtlar

Her devir kendini yaşar ve son bulur.

Resim
Her devir kendini yaşar ve son bulur. Bu Osmanlı içinde böyleydi yaşandı ve bitti. Şimdiki devirde kendini yaşıyor ve bir gün son bulacak, başka bir devire geçilecek, dünya döndükçe bu böyle devam edecek, öyle olmasaydı hala taş devrini yaşıyor olurduk, dünyadaki değişimleri yaşayarak, görerek devam edeceğiz hayata. Temel insani haklar mücadelesinde başarısız oluşumuz. Hatta özgür düşüncenin temellerden olduğunu bile kanıtlamak gerekiyor. O nedenle hala gelişmişliği bilmiyoruz. Ortalama zekamızın tüm gelişmiş uluslardan düşük oluşuna eğitim konusundaki yetersizliğimiz de eklenince anlamak zor değil ülkenin halini. Farklılıklar güzeldir ve ancak sevgi ve eğitimle öğretilebilir. Sayıca az olsa da iyi insanın etki alanı kötüden fazladır'a inanmak istiyorum. Her toplum özlem duyduğu, değer verdiği ve eksikliğini hissettiği bazı sembolleri isimlere de yansıtır. Örneğin; bizim toplumumuz da şu isimler göze çarpar; Adalet, barış, özgür, hayal, umut, derya, deniz, sevgi. Yakında ise; D

Düşünen Sadece Bahçedeki Adam!

Resim
Olaylar o kadar hızlı gelişiyor ki hangi konuya odaklanacağımızı şaşırıyoruz. Ağlanacak halinize gülüyorsunuz derdi eskiler yaramazlık yaptığımızda artık millet olarak yapıyoruz bu işi. Göklerden gelen bir karar vardır, gün batsa ne olur geceyi onaran bir mimar vardır... Her şey yolunda gitse ne olur sanki, kıyamet mi kopar? Dünya tersine mi döner? Yada durur mu? Dönmekten mi vazgeçer? Belki de zaten ters dönüyordur. Ahlaki ve insani değerlerin erozyona uğradığı kötü bir dönemden geçiyoruz. Çıkar ilişkileri ve particilik şakşakçılığı insan kalitesini bu denli mi düşürür? Demek ki düşürebiliyormuş. Gelişmeleri üzüntü ile izliyorum. Her halk hak ettiği şekilde yönetilirmiş diye bir söz vardır. Doğrudur ama kurunun yanında yaşta yanar diye de bir fiziki gerçek vardır. Kafasına kurşun gelse kurşun yarım saat girecek beyin arar, öyle bir zeka var bazılarında. Devir kendini reklam edip pazarlama devri olmuş. Ne mütevaziliği? En beyinsizi kendini Einstein gibi göstermeye çalışıyor. Gerçek

Geçmişten gelen bir beddua üzerimden nasıl atabilirim?

Resim
Geçmişten gelen bir beddua üzerimden nasıl atabilirim? Yine tanıdık, eş, dost vs. en çok merak ettikleri konulardan birisi. Meraklarını niyeyse bana sorarak gidermeye çalışırlar hep. Yılbaşı öncesi sorulan soruların bir numarası bu bana. Malum yeni yıla akça pakça, temizlenmiş girmek istiyor herkes tabiii :) Dolayısıyla benimde merakımı çekti ve araştırdım. Tüm araştırmalarımdan çıkardığım Hülyaca yorumum :) Haklı veya haksız yere beddua ah almış olabiliriz diye konuya başlıyorum. Haksız yere beddua almışsak kanaatimce sorun yok. Ama haklı yere beddua almış isek ne olacak? Bazen düşünüyorum da ben beddua - ah almış mıyımdır? almış olabilirim. Böyle bir durum varsa helallik almam gerekir. Peki helallik alma durumum yoksa ne yapılır? Namaz kılıp Allaha tövbe etmek ve bağışlamasını dilemek gerekiyor. Eskiden yaptığım bu tür hataların tarafımda var ise kaldırılmasını istemek. Kuran okuyup ,dua etmek. Yanlış yapılan insanlardan helallik dilemek. Peki bunlar yeterli

Dua Et...

Resim
Acılarla dolu bir dünyada yaşıyoruz... Bunlara katlanmak olgunluk mu, yoksa sabır mı bilemeyiz. Bazen anladığın şeyi değiştirmek isterken sen değişiyorsun. İnsanın söyleyecek sözü çok olup karşısındakilerin söylendiğini anlayacak kapasitesi yoksa sözü kaşınızdaki kişinin ederi kadar söyleyin yoksa yürek tüketmiş olursunuz. Duasız üşürmüş yürekler bil!  Sana bir dua eden olsun, Senin de bir dua ettiğin! Bilmezsin hangi kırık gönlün duasıdır karanlıklarını aydınlatan, sana ummadık kapılar açan. Bilmezsin kimin için ettiğin duadır seni böyle ayakta tutan! (Mevlana) DUA ET, olmayacak bir işin umutsuzluğuyla ellerini açan bir insan gibi değil, ellerini açmazsa hiçbir şey olmayacak bir insanın umuduyla dua et. Cennetin sekiz kapısı vardır. Bunların her biri açılır ve kapanır. Ancak “Tevbe kapısı” hiç kapanmaz. Çünkü bu kapının kapanmasını önlemek üzere orada vazifeli bir melek vardır. O halde dua et ve ümitsizliğe düşme. Dünya bir defterdir üzerinde işlemlerini yaparsın, gerçek

Empatiniz Yok!

Resim
Kötü olduğunuzu kabul edin! Empatiniz yok. Kendinizle bile dost değilsiniz ki olsun! Önce kendinle dost ol diğerleri sadece arkadaşın olur. Kendi hatasını görmeyen bir insan sevilmez, saygı da görmez. İnsan önce kendisini eleştirsin sonra başkalarıyla ilgilensin yani önce haddini bilsin sonra ötesine karışsın. İnsanlar değişmiyor aslında sadece taktıkları maskeleri bile dayanamayıp düşüyor. Yazık! Dik durmak yerine yalakalık, oysa sadece on metre kefenle gömülüyoruz, neysen o olmalısın. Sanırım samimiyet ve içtenlik sınavında sınıfta kaldık biz insanlar. Empati kurmayı unuttuk hep ondan bu aldanışlar. Bencil mi olduk nedir? İnsanlar empati kurmanın insan hayatında ne kadar değerli bir durum olduğunu bilselerdi kimse kırılmaz, kimse yanlış yapmaz, kimse de acıtmazdı. Ama bunu kullanabilen insanlar çok az. Kural tek aslında, kendine yapılmasını istemediğin hiçbir şeyi, hiçbir canlıya yapma. Karşıt düşüncelere sahip bireyler saygılı olmak koşulu ile tartışabilir. Hatta bazen öneml

Heisenberg ve Schrödinger

Resim
Fizik ayrı bir dal ve en güzeli NEDEN diye sormayan demokratik bir dal. Sadece NASIL sorusunu soruyor. Kuantum fiziğinde de hiçbir merkez yok. Zaman her yönde. Determinizm yok, olasılık var. Klasik olasılıktan farklı olarak kuantum teorisinde, olasılığın yanında bu olasılığa karşılık gelen ve varlık halinde bulunan bir nesne yoktur. Var olan tek şey olasılıktır. İşte bu ilginç gerçek, kafaları karıştıran ve kuantum mekaniğini çok tuhaf bir teori haline getiren meselelerden biridir. Bir elektrona bakmadığınız sürece onun ne yaptığını bilemezsiniz, kuantum fiziğinin bazı yorumları için geçerlidir. Einstein ne yani ben sırtımı aya dönersem ay yok mu olacak? diyerek bu yorumla dalga geçer. Schrodinger'in Kedisi düşünce deneyi aslında Heisenberg'in kesinsizlik (uncertainty) ilkesi ile alay etmek için ortaya kondu. Heisenberg, bu ilkesini felsefi anlamda genişleterek sübjektif idealist bir çizgi de nedenselliği tamamen inkar etti. Aklın İsyanı (T. Grant, A. Woods) kitabından

Geçmişle, Geçmemişi Birbirine Karıştırma!

Resim
Her şeyin ilki bir başkadır. İlk sevda, ilk öfke, ilk espri, ilk konuşma, ilk koşma, ilk kavuşma, ilk kovulma. Bana bu duyguları yaşatanlara teşekkür ediyorum. Bana o sözleri söylemeseydi öfkelenmeyecek ve öfkenin nasıl bir duygu olduğunu bilmeyecektim, beni vurmasa acının nasıl bir his olduğunu anlamayacak ve kimseye acı çektirmeyeceğime söz vermeyecektim, beni üzmesenler üzülmenin kötülüğünü göremeyecek ve kimseyi üzmemek kararı alamayacaktım... Hayat bize illa ki bir şeyler öğretiyor. Zaman zaman ölümden beter hallerimiz oluyor, hatta köz olup küle döndüğümüz. Önemli olan o küllerden yeniden doğabilmek. Aklımız geçmişte kalırsa geleceği düşünemeyiz. Bırakalım geçmiş geçmişte kalsın. Geçmişten ders al ama geçmişle yaşama. İstedikten sonra yapılamayacak hiç birşey yoktur. Bazen geçmişle geçmemişi birbirine karıştırıyoruz. Halbuki, geçen iz bırakır, geçemeyen yara. Bir "hayırlısı" ile üzerini örttüğüm "keşke"lerim var. Bir de "inşallah" ile saklamaya