Kayıtlar

Umutsuzluğa kapılınca...

Resim
Depremler farklı farklı yerlerde olsa da enkazlar hep aynıdır. Adanış ve bozgun doğal süreçlerdir, eldeki güçlerle belirlenen amaca ulaşılamayacağını gördüğümüzde yeniden durum değerlendirmesi yapmak gerekir. Kaygıyı hissedebilen beyinler belkide hayatları boyunca bu iniş çıkışlara maruz kalacaktır. İnsanız ve içimizdeki cevheri sıkıntılı zamanlarda dışarı çıkararak işleme gibi bir huyumuz var. Umut hep vardır, bugün olmayan umut yarın başka bir görünümde karşımıza çıkar. Çaresizliktir kötü olan, insan çaresizlikten umudunu kaybeder. Umudumuz boşa çıkınca sayısız düşüncelerle dalgın dalgın çevreyi izleriz. Her ne kadar tinsel hali değişken varlıklar olsak da, acıyı sonuna kadar hissedip her seferinde daha güçlenerek hayatımıza devam ederiz. Bazen biraz şanssız olduğumuzu, daha fazla çalışmak gerektiğini düşünüp zamana bırakıyoruz. Üzülmeye değmez hayata bir kere geliyoruz, umutsuzluğa itecek her şeyi hayatımızdan çıkarmak gerekiyor. Yaşam ne kadar sadeyse, yapay olana daha az

Değişim, Dönüşüm, Devinim

Resim
Psikolojik harp, karmaşa algısı üreterek insanların moralini bozmak ve mücadele azimlerini kırmaktır. Morali olmayan insanlar da ne kadar güçlü olurlarsa olsunlar direnmekten kolay vazgeçerler. Devletlerin varoluş dayanağı güvenliktir. Devlet, adalet, eğitim, sağlık, ticari faaliyetler ve daha birçok faaliyetin temelidir güvenlik. Hükümetler kendi çıkar ve sığ vizyonlarıyla bu kavramı oyarlar sonrasında da suçu dış mihraklara atarlar. Kendini güvende hissetmeyen vatandaş kullanışlı vatandaştır doktirinini yıkmadan bu sorun çözülmez. Halkı hayatından bezdiren her davranış biçiminin sonucunda halk kendini ülkeye ait hissetmemeye başlar. Dünyadaki bütün ülkeler birbirlerine dış mihraktır. Çin ABD için dış mihrak, ABD Rusya için dış mihraktır. Önemli olan bizim ne olduğumuz, Türkiye olarak bilime, sanata, adalete, eğitime ne kadar yatırım yaptığımızdır. Her insan Türk doğmaz ama aynı topraklarda yaşayan insanlar bu topraklara yürekten bağlanmışsa o vatandaşımız ve bizim için Türk

İstemediğiniz hiçbir şeye evet demeyin!

Resim
Var olmak, ötekilerde yok olmak yada kendi başına küllerinden doğmak cesareti arasındaki çizgi gibidir. Kimler için kendimizden ne ödünler verdik ne kazandık, ne kaybettik, bir çok şeye evet diyerek üzmemek için hep üzüldük. Bugün değil, şu an diyebilmeli insan yarın hiç olmayabilir. Bazen çeşitli nedenlerden istemeden evet diyoruz, hayır demeyi öğrenebilirsek daha özgür ve mutlu olur, keşkelerimiz azalır, yaşamın daha çok farkına varabiliriz. Bir çok hata yaptık sırf hayır demediğimiz için. Kimseyi memnun edebildik mi? Hep başkaları için yaşadık değdi mi? Farkına vardığımızda ise kendimiz için yapacak fazla bir şey kalmadığını gördük. Hayat devam ediyor istemediğimiz hiçbir şeye evet dememeliyiz. Yapılan iyilikler bir süre sonra görev haline geliyor, bunu fark ettiğiniz zaman nasıl sinsice kullanıldığınızı da görüyorsunuz, dozu iyi ayarlamak gerekiyor. İnsanların bütün hatalarını kabul ederseniz sonunda siz hatalı görünürsünüz. İnsanları mutlu etmek zordur, yağa da yatırsa

Sevdiğine Alışır, Alıştığını Seversin...

Resim
Sevdiğine alışır, alıştığını seversin alışkanlık dediğimiz bir bütündür. Seven uzaklaşsa da unutmaz sadece alışır yokluğa. Önemli olan sevginin varlığıdır, azı, çoğu yoktur. Sevgi insanı içten gülümsetebilen tek şeydir. Sevgiyi göstermek için illa söze gerek yoktur, bir dokunuş, bir göz teması bile yeterli olur bazen. İnsanın içi sevgiyle doluysa bunu etrafinada yansıtır. Her şeyde bir güzellik görür, gittiği her yere ışık saçar, sevgi çok etkili bir iksirdir. Zor yaşamlarda bile ufacık bir sevgi yaşama bağlılığın işaretidir. Dünyada ne kadar kötülük yapmak için sebep varsa güzellik yaratmak içinde bir o kadar sebebimiz var demektir. Kalbe sığabilen güzelliklerdir sevgi. Beklemek, umut etmek, özlemek, ağlamak, gülmek, yaşamak, mutlu olmaktır içine sığdırabildiğin kadar. Abartılacak en güzel şeydir özünü bilen için eğrisiyle, doğrusuyla, koşulsuz sevgi. Özgürlük ve cesaret bir noktada birleşir, sevdiğini söyleyebilmek bir parça olsa da mutluluğa adımdır. İnsan bazı şeyleri y

Mizofoni

Resim
Mizofoni, çevremizdekiler tarafından çıkarılan ve belirli aralıklarla tekrarlayan sesleri duyduğumuzda içimizde oluşan nahoş duyguları anlatmaktadır. Bu sorunu yaşayan insanlar klavye tuşlarının sesinden, cips paketinin hışırtısından ve dudak şapırtılarından dolayı kızgınlık veya öfke duymaktadırlar. Ayrıca, sakız sesi de çok yorucu. Bozuk para sürtmek, çekirdek yemek, anahtarla oynamak, tespih çekmek, çorba içerken höpürdetmek de bunlara örnek. Mizofoni çok fazla bilinmeyen bir rahatsızlık, ayrıca yakalanan kişinin hayatını son derece zorlaştıran da bir rahatsızlıktır. Yaşıyorum ve sosyal hayatta bazı durumlarda kendimi geri çekmek zorunda kalıyorum. Hiç kimsenin duymadığı sesler beni kötü yapıyor. Ve maalesef bu hastalığın ne bir teşhisi ne de tedavisi var. Tekrarlanan ses bir çin işkencesi yöntemidir ve herkesi etkiler. Eğer bu bir hastalıksa hastayım. İleri seviyesi bu seslerden her hangi birine maruz kalıp beyin karıncalanması ve sanki karıncanın ayak sesini duyuyormuş g

Finali Doğrunun Gücü Yapar

Resim
Bazıları düşünür yapar, bazıları düşünür yaşar. Herkes konuşur ama önemli olan anlaşılmaktır. Doğruyu söylemek kadar zor, boş konuşmak kadar kolay bir şeyde yoktur. Gün bitsin ama ömür bitmesin isteriz. Kendi yarattığımız gerçekliğe inanır, kendi yazdığımız senaryolarda her zaman başrolde kendimizi oynar, her şeyi kendimiz için yapar, kendimiz için aşık olur, kendimiz için ağlarız. İnsanlar belki tam anlamıyla kötü değildir ama iyi hiç değildir. Doğruya doğrudur diyen kim? Doğruda, güçte sürelidir, keser döner sap döner misali gider, gelir yolunu bulur. Ne tam doğru vardır, ne de tam yanlış bakış açısına göre değişkendir yani subjektiftir mekana ve zamana göre değişir. Tek bir doğru yoktur herkesin doğrusu farklıdır. Bir çocuğa göre çikolata yemek doğruyken, doktoruna göre yanlıştır. Her güçlünün doğrusu kendine önemli olan doğrunun gücüdür. İnsana güç veren doğru olanı yaptığından emin olmasıdır. Doğrunun güçlüsü başta galip gelsede finali doğrunun gücü oynar. Doğrunun g

Kışın sonu ilkbahardır...

Resim
Kendine güvenmek iyi bir duygu ancak kendini vazgeçilmez sanmak büyük bir hatadır. Yeri dolmayacak kimse yoktur. Hayat dediğin sensin anlamı dışarıda değil, içeride ararsan merakın azalacağına artar. İnsanlar mizacına yenik düşmemeli. Öncelikle ben demek gerekiyor gerisi boş. İnsanlar için gözlerini feda etsen zaten kördü derler. Yaptığınız her şey bir kör içinse alacağınız tek karşılık nankörlüktür. Kimseden bir beklentimiz olmamalı önemli olan biziz ve ne istediğimiz, çevrenin ne istediği değil. En kötü karar bile kararsızlıktan iyidir. Karar sorunu tespit ettikten sonraki ilk adımdır, çözüm ve sorun arasındaki köprüdür. Hayat bizi büyük bir coşku ve zahmet ile yaratmış. Ama bizler o büyük anlam arayışımız sonunda çıkan, hiçbir limanın tatminkar olmamasından kaynaklanan hayata bakış açımızı sevgiden nefrete çevirmiş olabiliriz. Bunda haklı da olabiliriz çünkü hayata bakınca hatıralar mezarlığından başka bir şey görünmüyor. Yitip giden anıların yokluğu, hayatımızın her anı